26
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Darbe Oyunu-Harp Oyunu-“Büyük Oyun”

Türk ordusunu karanlık emelleri karşısında en büyük engel gören, iç ve dış düşmanlar, bir “şeytan ittifakı” kurmuşlar; “Darbe darbe” diye, asıl balyozu TSK’ne vuruyorlar… Son olarak TARAF gazetesi “Balyoz” belgelerini yayınlandı… Ve de şeytan ittifakının AKP yandaşı ve cemaat organlarında eş zamanda tefrika edilmekte… Bu, Atatürk Cumhuriyetine, devrimlerine bir “Karşı Devrim” darbesidir!

KİM BUNLAR?

Her şeyden önce bu ittifak –mensupları- TARAF ve şerikleri ve bu “bilgileri” bulan ve maalesef, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından ödüllendirilen, “muhbir” Mehmet Baransu’nun kim olduğu, geçmişi ve fesat kaynakları araştırılmalı. Bunlar ortaya çıkınca, fesat ve tezviratın amaçları daha iyi anlaşılır.

TARAF’tan başlayalım; Başyazar Ahmet Altan, her yazısında Orduya komutanlara kin kusan ve son olarak, “Askerlik Kaldırılmalı” diyen bir adam! Atatürk’e de karşı! Eş başyazar “yıldızların ötesinden iyi haberler alan” Yasemin Çongar’la birlikte, Kandil Dağına gidip PKK eşkıyasıyla görüşen adam! “Şeytanın gör dediği” köşesindeki babası da – kardeşi de, öyledirler!

Demokratik bir ülkede Ordu ve Komutanlar eleştirilebilir, hataları varsa irdelenebilir ve siyaset üzerindeki etkisi tartışılabilir… Elde somut belgeler varsa, yayımlanabilir! Bir tarafları işkilli olanları askerlik yapmayı ret edebilirler! Ama TARAF ve yandaşlarının, yazar ve muhbirlerinin yaptıkları gibi dinmez bir kin ve hışımla yapılınca, anlaşılır ki, genetik ve kuyruk acılarından da öte, başka şeyler var- muhakkak başka amaçlar -hesaplar ve rantlar var –Ve tabii dış düşmanların “Büyük Oyunu" var!

Demokrasi, daha iyisi olmayınca gerekli bir yönetim tarzı… Basın Özgürlüğü de herkese lazım, ama bir sınıra kadar! Ülkemizi en hassas bir dönemde alt üst eden fesat ve tezvirat “çanlarına”, bir noktadan sonra “ot tıkamak” vacip oluyor! Türk milleti şu bağlamda simetrisi –asimetrisi filan, kalmamış bir varoluş mücadelesi veriyor! Böylesine bir savaşta, bozgunculuğun – casusçuluğun cezası bellidir!

BENİM DURUŞUM

“Balyoz Planı", daha çok yalan yanlış yorum götürecek! Ben de, bu konudaki düşüncelerimi yazacağım… Ancak, daha önce, genel ve de özel olarak,“Belgede” adı geçen gazetecilerden biri olarak, duruşumu belirtmek isterim!

Önce, mutluyum; “Balyoz Planında” hangi taraf koymuşsa Orduya yakın gazetecilerden olarak geçiyorum… Öyle olmasaydı, çok üzülürdüm, şimdi onur duyuyorum! Evet, ben, TSK’ne yakın ve zamanı geldiğinde, Orduma vatandaş olarak, gazeteci olarak, emekli hatta “çağdışı” yedek üsteğmen olarak, savaşta barışta -her alanda hizmet edecek bir kişiyim!

BU ADAM KİM?

Ordu düşmanlarının, Mehmet Baransu kim? Fesat, tezvirat kaynakları, köstebekler kim? En gizli, "kozmik" bölge olması gereken Genelkurmay’da, eğer köstebekler varsa, onları meydana çıkarmak, öncelikle “Askeri İstihbarata”, biran evvel açıklamak da, Genel Kurmaya düşüyor. Artık, bu işin ”nezaketi” kalmadı… Bu aydınlatılırsa “komplo” aydınlatılır!

Sırası gelmişken; bağışlasınlar beni “Seferberlik Dairesinin” “kozmik odalarının” sivillere açılmasını, bunca emek mahsulü hayati bilgilerin de imha edilmesini hazmedemedim. Genelkurmay, bu müsaadeyi gizlenecek bir şeyi olmadığını göstermek için verdiğini söylüyor. Muhakkak da öyledir, ama Ordunun “harimi ismetine” girilmiş ve kötü bir emsal oluşmuştur.

“Balyoz” konusunda herkes doğru yanlış yazıyor… Askerliği bilmeyenler “Harp Oyunları” senaryoları ve en kötü ihtimallere karşı tedbirler tasarlamasının, olağan ve gerekli olduğunu galiba bilmiyorlar… Sözde “plandaki” anakronik yanlışlar, belgenin düzmece olduğunu gösteriyor! Bunlar ayrı yazı konusu!..

ÇEKİRGE ATLAMIŞ

Ama bilgili, dürüst, bir gazeteci olduğunu bildiğim Fatih Çekirge’nin, yorumuna doğrusu hayret ettim… Acaba istihza mı ediyor, latife mi yapıyor diye düşündüm! Çekirge, eğer doğru anlamasam, Soğuk savaş, Sovyet Tehlikesi ortadan kalktıktan ve NATO’nun misyonu ve bu misyonda Türkiye’nin yeri ve Ordusunun görevi bitiğini ve de İç hizmet yasasının 35’inci maddesinin, TC’ni korutmak ve kollamak görevinin kadük olduğunu iddia ediyor!

Sovyet Tehlikesi artık yok ama irtica ve bölücülüğe tehlikesi yok mu ve TSK bunlara karşı mücadele etmeyecek mi Sayın kardeşim Çekirge? Bu tehditlere karşı, asıl mücadeleyi kim yapacak? Bu ortamı yaratan AKP mi? Politikacılar mı? Ama kısaca hatırlatayım; İç Hizmet Talimatnamesinin, Cumhuriyeti “korumak kollamak" görevi NATO misyonu gereği, düşünülmemişti, daha evvel de vardı. Atatürk, bu görevi, Orduya daha çok önce vermişti.***

Yayın Tarihi : 25 Ocak 2010 Pazartesi 00:20:13


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?