18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Darbeye darbe…

Darbeye darbe” veya 1980’de yani 32 yıl önce o zaman meri olan yasalara göre, emir-komuta zinciri eşliğinde “12 Eylül” müdahalesini yapan komutanlardan sağ kalan eski Genelkurmay Başkanı Kenan Evren ve eski Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya bugün Ankara’da 12. Asliye Ceza Mahkemesinde yargılanıyorlar.

Müdahaleden sonra,yere göğe konulmayan bu komutanlar şimdi suçlu! O müdahaleye sebep olanlar, ülkeyi eylemleriyle kan gölüne çevirenler kahraman!

Evren 95, Şahinkaya 87 yaşında. Önce bu kadar geç kalmış bir “adalete” ne denir! Aslında bu “intikam” almaktır. Evren’e ve Şahinkaya’nın anayasa bakımından artık yargılanamayacaklarını söyleyen eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk’e göre “rövanş”tır!..

Eski Yargıtay Başkanı Sami Selçuk “Keşke yargılanabilselerdi. Ama olanaksız. Çünkü Anayasa’nın geçici 15. maddesi kapsayıcı bir af hükmüdür. Halk affetmiştir Evren’i” diyor.

Eski Adalet Bakanlarından Hikmet Sami Türk de aynı kanıda, “Anayasa hukuku açısından Evren ve Şahinkaya yargılanamaz” diyor.

Gerçi yapılan son referandumda bu müdahaleyi yapanların dokunulmazlığı kaldırıldı ama asıl maksat bu sanıkların üstünden TSK’ne yeni bir darbe…

***

Davacıların ve kurbanlık yere yatırılınca, bıçaklarını bileyenlerin kimliklerine bakılırsa “intikam-rövanş” demek doğru!

Neredeyse askeri sıkıyönetim döneminde hafif bir suçtan, trafik suçundan ceza almış olan bile bu davaya müdahil olacak!

Başbakan Erdoğan açıkladı; o zamanlar ortada bile olmayan AKP bile müdahil olacakmış. Sebebi “mâlumdan” malum. Fırsat bu fırsat.12 Eylül üzerinden orduya bir darbe daha ve böylelikle yeni müdahalelerin önünü kesmek!

***

Ben de bu müdahalenin ve Konsey yönetiminin mağdurlarındanım; O sırada büyükelçi olarak tayinim çıkmak üzere idi. Konsey sakalın var diye tayinimi durdurdu. Şimdi benim de “müdahil” olmaya hakkım var! Şaka bir tarafa; halk bilmeli ki ileride böyle müdahalelerin olmaması için asıl çare, darbelere gerekçe yaratmamaktır...

***

Bir siyaset bilimci der ki “Darbe başarılı olunca meşru olur, başarılı olmazsa yapanlar idam edilir”. 12 Mart müdahalesi de başarılı oldu ve Türkiye yeni anayasa kabul edilene ve seçimler yapılana kadar askerler tarafından yönetildi. Nihayet bir anayasa tescil edilmiş bir dönemi şimdi bunca yıl sonra yargılamak mümkün olamaz. Aynı mantıkla tarihimizdeki bütün askeri müdahaleleri yapanları da gıyaplarında veya mezarlarından çıkararak yargılamak gerekir! Önce 27 Mayıs gerçek “cunta darbesi”nin faillerinden ve sözde hukukçularından kim hayatta kaldı bilmiyorum ama mağdurlarından ben dahil bir çoğumuz hayatta.

***

Bazı aklı evveller 12 Eylül’ün önde gelen mağduru olan Süleyman Demirel’in bu konuda ne yapacağını merak ediyorlar. Süleyman Demirel de ’müdahil’ olacak mı diye? Yoksa "28 Şubat’taki çizgisine uygun bir şekilde araziye mi” uyacak diye soruyorlar.

Demirel ve Ecevit çok çektiler ama eminim vatan sevgisi onlar için, kendi çektiklerinden de önemlidir; Demirel, Evren’in ve Şahinkaya’nın yargılanmalarından dolayı sevinmez. Türk Ordusuna vurulan “darbeden” dolayı kahroluyordur. Eminim; rahmetli Ecevit de hayatta olsaydı, intikam almak istemez üzülürdü. Bağışlardı!

***

“Iskatçı” bir toplum olduk; tarihin çöplüklerini eşeliyoruz. Tarihin dolaplarından iskeletler çıkarıyoruz. Tarihten ders almak iyide bu derece “ıskatçılık”, mezar soygunculuğu doğru mu?

Demir Leydi Margaret Thatcher’in dediği gibi, “Eğer tarihe saplanıp kalırsak, geleceği göremeyiz.”
 

Yayın Tarihi : 4 Nisan 2012 Çarşamba 10:14:30


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Fitil Osman IP: 95.15.176.xxx Tarih : 4.04.2012 23:36:21

"Gerçek bir demokrasi" ile ülkenin enerjisi her an yerindedir, lâkin bunu devam ettirebilecek malumlarımızın enerjisi mi kaldı ! Millî Mücadele ve Kurtuluş Savaşı'mıza bu kadar müktedir olan üstadımızın dünü ve bugünü kıyaslama belirtilerine karşın, yorum yapanların dedeleri kısa pantalonla - mücadelerden ırak - ateşin girmediği köylerinin ucra yerlerinde çay içerek - olanlardan bihaber -  keyif sürüyorlardı.. Lütfen 'hariçten gazel' okumaya yeltenmeyelim !   


K. Mükremin BARUT IP: 78.162.164.xxx Tarih : 4.04.2012 11:18:49

Yurt sevgisi ve vatan sevgisi sayın yazarda yerini TSK sevgisine bırakmış. Kendisi sivil ama kafası ve duyguları asker. 12 Eylül Faşist Askeri Darbesini haklı çıkarmak için ülkede çıkan olyalardan ve kaos ortamından bahsediyor. Bu askerlerin de darbe yapmadaki tek dayanağı idi. 

Ben 1978-1882 arasına üniversite öğrencisydim. Dolayısıyla kendisini 78 kuşağı olarak tanımlayanlardanım. O dönemi yaşamayan genç okurlar için yazayım. 1975-1981 tarihleri arasında sağdan ve soldan 5 200 genç, aydın ve yazar öldürüldü. Bu gün o dönemin şifreleri ya da kodları çoktan çözüldü. Ama sayın yazar ya bunları okumadı. Ya da yok sayıyor. O zaman da  her önermesi boşlukta asılı kalıyor. Darbenin ilk günlerinde asılan solcu genç Necdet Adalı ve ülkücü genç Mustafa Pehlivanlıoğlu aynı tür eylemden yakalanmış durumdalardı. Senaryo şöyle: Her iki olayda da kahve taranıyor. İçerde ölenler oluyor. Kahveyi tarayanların sonradan polis ajanları olduğu mahkemelerde kanıtlanıyor. Bu ajanlar hüküm giymeyip serbest kalırken, havaya ateş eden iki genç idamla yargılanıp asılıyorlar. Her iki gencin de ortak özelliği emekçi aile çocukları ve yurtsever oluşları. Kanıtlanmış suçları yok.

 17 yaşında asılan Erdal Eren bir korsan mitingde yakalanıyor. Burada öldürülen askerin ölümüne neden olan kurşun G3 mermisi. Kurşun sırtından girmiş. Oysa Erdal eren ölenin 25 metre önünde. Astılar. Hiç acımadan. Emekçi bir ailenin yoksulluk içinde büyümüş bir çocuğuydu. İdama yaşından beklenmeyen bir vakarla ve cesaretle gitti. Cellatlarından daha uzun yaşayacak.

Gelelim darbecilere. Trilyonları vurdular. Şahinkayanın rüşvete dayanan serveti oldukça fazla. Her yerde yazılıp çizildi. Sayın yazarın bundan da mı haberi yok. Yargılansınlar. Ben bu gün aramızda olmayan sağcı ve solcu yüzlerce akranımın hesabını istiyorum. Yargılansınlar yüzlerce insanın kanı ve acısyle beslediler.

Sayın yazarın şu hükmüne bakar mısınız: "Demirel ve Ecevit çok çektiler ama eminim vatan sevgisi onlar için, kendi çektiklerinden de önemlidir; Demirel, Evren’in ve Şahinkaya’nın yargılanmalarından dolayı sevinmez." İşte sayın yazarın bu güne kadar tüm yazdıklarının ve hayat felsefesinin temeli bu cümlede özetlenyor. ASKERİ DARBELERE BOYUN EĞMEYİ, DARBECİLERİN KARŞISINDA DİZ ÇÖKMEYİ vatan sevgisi ile özdeşleştiriyor.

Vatan sevgisi başka bir şey sayın yazar. Ulusal kurtuluş mücadelerinde eli nasırlı emekçiler ve onların çocuklarının yaptıklarını burada anlatmaya gerek yok. Çünkü onlar maaş karşılığı silahlanıp cepheye gitmiyorlar. Vatan için, yani yaşadıkları topraklar için, namusları için savaşıyorlar.

DARBELER DÖNEMİ KAPANSIN. Bu ülkenin enerjisi, gerçek bir demokrasi içinde kalkınmaya yönelsin.  Sayın yazarın kabak tadı veren asker savunuculuğu beni yorum yapmaya zorluyor. Tek kaynaktan beslenen fikirler objektif olamaz. Kimse bunlardan işe yarar, dişe dokunur dersler çıkaramaz.Saygılarımla.K. Mükremin BARUT