Demokrasi Güzel Şey, Oy Olmasa!

Evet; oy derdi, oy avcılığı olmasaydı ve Demokrasi “menzili maksuduna”, yani amaçlanan “durağa” gelindiğinde, inilecek “tramvay” olmasaydı, “Demokrasi” ideal rejim! Churchill’in dediği gibi “Demokrasi, rejimlerin en kötüsü, ama daha da iyisi yok”... ”Oy” olmasa, “demokrasi” olmuyor – “oy” olunca da “demokrasi” işte böyle “tramvay” oluyor. Kısır bir döngü!.. “Demokrasiden” de vaz geçemeyiz; “oydan”, ”Yardan” dan, “serden” de! Sonrası oy verenlerin vicdanlarına ve Allaha havale!

Bu uzun –karışık girizgahı neden yaptım? CHP nin “Kuran Kursları” açmak “girişiminden” dolayı!

Tövbe tövbe: Kur’an’a asla karşı olamam! İlke olarak çocuklarımıza, bilge ve yobaz olmayan din öğretmenlerinin Kur’anın – anlamını, içeriğini, doğru öğretecek kurslara, hele şimdi, her zamandan fazla ihtiyaç var!

Kendimi bildim bileli, “Kura’nı Kerim” ailemizin ve benim, baş tacı olmuştur, evlerimizin en yüksek yerlerinde durur. Bugün de hem Kur’an, hem de, Ömer Rıza Doğrul’un çevirisi başımın üstündedir…

Çocukken bir Kur’anı, kazaen, yere düşürmüştüm. Rahmetli Babaannem Kur’anı yerden aldı, üç kere öpüp başına koydu ve parladı o güzel Çerkez şivesiyle “Bu, ders, hikaye kitabı değil; “Kur’anı Azimmüşan”- yere düşürülmez, şimdi öp başına koy, ve bu sözlerimi hiç unutma” dedi. Ve ben de hiç unutmadım; Kur’an denince, hemen rahmetli nenemin Kur’an, için kullandığı sıfatı hatırlarım!..

Ne yazık ki böylesine kutsal bildiğimiz Kur’anın kıymeti bilindiyse de asıl içeriği pek anlatılmadı -anlatılmıyor! Görüyoruz; Kur’an Kurslarında çocuklara, Arapça kuran, hafızlar gibi sallana sallana ezberletiliyor! Bunlar AKP’nin ve başka “cennaatların” açtıkları ve desteledikleri “Kurslar”! Bunlara karşılık Kuranı Arapça ezberletecek, değil Türkçe anlatacak ve öğretecek kurslar açılması zorunlu! Şu sırada Devlet – Milli Eğitim Bakanlığı –yapar mı? Boşuna beklemeyin!

Kur’anı Kerim aslında, 7. yüzyılla sınırlı bir kitap değil; “bütün insanlara”, her asırda, doğru yolu gösterebilecek bir kılavuzdur - İçeriği Tevrat’tan da İncil’den de daha dolu ve anlamdadır!

Evet; çağdaş Kur’an Kursları gerekli ama Kuranı hafızlar gibi ezberletmek için değil – çocuklarımıza yol göstersin diye!

Böyle çağdaş kursları açmak Siyasi Partilerin mi işlevidir? “İşlevidir” derseniz; CHP ile AKP arasında rekabet söz konusu olur ki, bu da siyasi alanında, Kuranın ve dinin siyasi istismarına yol açar.

Sayın Baykal Kursları açmanın siyasi istismar olmadığını söylüyor. Maksatları bu olmasa, hatta AKP’nin ve bazı cemaatlerin bu konuda ki siyasi istismarlarına karşı mukabele de olsa, CHP’ye ve laiklik ilkelerine yakışmaz. En azından, yanlış yorumlara, yanlış anlaşılmaya müsaittir ve de tutarsızlıktır… Bu ve çarşaflılara roze takmak gibi CHP’nin laikliğe karşı eylemlerin odağı olmakla suçlayabilirler! Tutarlı olmak lazım!

CHP’nin oy toplamak için çarşaf “açılımı” değil “kapanması” çok yanlıştı… Ben de yazdım: Nitekim direkten döndü, ama sonra suflı dedikodu ve iddialara vesile oldu! İnançları oy malzemesi yaparsanız böyle şeylere çanak açarsınız! Hafızlık ezbercilik yerine Kuranı doğru öğretmek gerektir de sorarlar: CHP’nin şu bağlamda bu teşebbüsü “nedir- nedendir?”

CHP’nin “çarşaf açılımı” çarşafa dolaştı - Kurs “açılımı” da, direkten dönecek ve herhalde açılmadan kapanacak! Ama CHP için kötü izler de bırakacak!

TARİH NOTU – SON SÖZ

Hazreti Ali, devlet başkanı olunca Şam Valisi Muaviye ona karşı isyan etmişti. Yenileceğini anlayan Muaviye, Kuran yapraklarını mızrakların ucuna takıp Ali askerlerine karşı uzatmış, 'Aramızda Kuran hakem olsun' demişti: Bu bir savaş hilesi idi! Hazreti Ali bu hile karşısında askerlerine der ki:

'Ey benim askerlerim. Biliniz ki bu bir oyundur, inanmayın. Eğer Kuran'a saygı duyacaksanız, biliniz ki Kuran, mızrakların ucundaki sayfalar değildir… Konuşan Kuran'ı bırakıp mızrak ucundaki kağıtlara teslim olmayın.'

Ben de siyasilere derim ki : “oy” savaşınızda mızraklarınızın ucuna mübarek Kur’anımızı takmayın!***