19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Deniz Feneri – Manisa'daki Çiftçi


Almanya’daki “DENİZ FENERİ” ile “Manisa'daki Çiftçi” arasında ne münasebet var diyeceksiniz, ama bu iki olay, bir çırpıda, Türkiye’nin bugünkü durumunu özetliyor!

Frankfurt’taki, Alman Mahkemesi, Yargıcın “tarihin en büyük dolandırıcılık vakası “dediği davada aysbergin üzerindeki mahalli sorumluları, ağır cezalara çarptırdı. Ama Mahkeme kararında, bu işin asıl sorumluları, Türkiye’de, dedi ve RTÜK Başkanı Zahit Akman ve Kanal 7 sorumlusu. Zekeriya Kahraman, konusunda, imadan öte ağır suçlamalar yaptı… Asıl ima bu yolsuzluğun Başbakanlığa kadar dayandığı… Bu kesin sözler üzerine, nihayet, Türkiye’de de, soruşturma başlatıldı…

Cevabı verilemeyen bir soru var; Almanya’daki tahkikat devam ederken, Alman savcının, Türkiye’den istediği belge ve bilgiler, neden gönderilmemiş? Sayın Adalet Bakanı “istenmedi” der, ama biz Alman savcının yalancısıyız… Bundan da öte, Başbakanın bu davaya ve sanıklara yakın ilgi göstermiş olması… Alman Büyük Elçiye “bu dava ne zaman bitecek” diye sormuş. Herhalde insaniyet namına! Ama acaba, Almanya’da yargılanan yüzlerce Türkten hangisine aynı ilgiyi gösterdi?

Bu yolsuzluk olayının ardından, başka olaylar geliyor. Yumak çorap söküğü gibi çözülüyor! CHP ve “ayaklarına basılan” Medya bir defa bunları ortaya çıkarmayı iş edinmesin… Kurtuluş yoktur… Böyle dedim ama, başından beri, yazdığım gibi, iki tarafın; yani AKP’nin de, malûm medyanın da, paçaları sıkışınca, ”yüksek” çıkarları için, önce “mütareke” yapar, sonra da “barışıverirler”! Mehmet Barlas, galiba, bu “arabuluculuğa” soyundu gibi! Bir zaman sonra, Ertuğrul Özkök, Başbakanın uçağının ön kanepelerine oturursa, şaşırmayın!

Fakat, CHP – Deniz Baykal öyle kolay lokma değiller… Hele Kemal Kılıçdaroğlu, hiç değil. Tam tuttuğunu koparan eski bir Maliye Müfettişi. Bu işleri iyi biliyor ve Belgelere göre konuşuyor.

Bugün yapılacak TV “düellosunda” bakalım onun “kılıcı” –gerçekleri- Mir Dengir Fırat’ın demagojisine galebe çalacak mı?

Eski, bir fıkra vardır: Adamın biri, eşinden şüphelenirmiş… Peşine özel dedektif takmış… Dedektif ertesi gün gelmiş: “Karınız bir adamla buluştu”. Eee? ”…bir odaya girdiler… eee? Soyundular ”.”eee?”… ve yatağa girdiler…”eeee?” Elektriği söndürdüler daha fazlasını göremedim!” Koca hayıflanmış – “Tüh –bir türlü emin olamıyorum ki” diye!

AYDINLANMA

“Deniz Feneri” çoktandır bildiğiniz bir şeyi daha aydınlattı; Devletteki ve de yolsuzluk olaylarındaki ”kadrolaşmayı”, dinimizin ve de gizli olması gereken “sevabın”, siyasete nasıl alet edildiğini! “Deniz Feneri” sönse bile, bütün bunları aydınlatmayacak mı? O “koca” kadar, budala olamayız!

MANİSA'DAKİ ÇİFTÇİ

Manisa'da, Süleyman Aksu adlı AKP’li bir çiftçi, oraya nutuk atmaya gelen, eski TBMM Başkanı Bülent Arınç'a, çiftçilerin perişan hallerini, anlatmaya çalışmış ve Arınç öfkelenerek, çiftçiye,  “Yalan söylüyorsun” diye fırça atmış ve Süleyman bey yaka, paça, salondan çıkarılmış…

Çiftçilerimizin, gittikçe daha da perişanlaşan halleri malûm… Başbakanın, her fırsatta, çizdiği, pembe tablolara ters düşüyor. Ama Başbakanın tepkisi: ”ananı al git”… Tarım Bakanının cevabı; “Gözünüzü toprak doyursun.” Ve Arınç göz göre göre hem de AKP’li bir çiftçinin “yalan” söylediğini iddia edebiliyor!

Sadece çiftçiler değil, esnaf, tüccar, fabrikatör, herkes-piyasa perişan! AKP’ye oy verenlere ve önümüzdeki seçimlerde de, “sadaka mukabili” ve inançları gereği, gene, oy vereceklere; “size meheldir” diyeceğim, ama kıyamıyorum!

“Her millet, layık olduğu hükümeti bulur” demiş Monteskiyö. Ama ben, Türk milletinin, AKP İktidarına layık olduğuna inanmıyorum!

Ziya Paşa'nım “terkibi bendi"nden:
Sen, herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın”! ***

Yayın Tarihi : 25 Eylül 2008 Perşembe 00:09:25


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?