18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Denktaşlaşmak - Dinkleşmek

Merhum Rauf Denktaş’la -toprağı bol olsun- Hrant Dink’i karşılaştırmak, adlarını bir arada telaffuz etmek yazmak, ağırıma gidiyor... Ama ikisi hakkında yapılmakta olan yorumlar mukayeseler beni mecbur ediyor… Ölüleri hayırla yad etmemiz gerekse de Dink, artık kafamıza dank -canımıza tak etti- Boynumuza, değirmen taşı gibi asılı kalacak!.. Ölüsü, Ermeni tebaasına dirisinden fazla hizmet edecek!

Denktaş’ın daha kırkı dolmadan malum birileri, O’nunla Dink’i mukayese etmeye yelteniyor. “Denktaşlaşmaktan” söz ediyorlar. Keşke hepimiz -hepsi- Denktaş gibi olabilsek!

***

Fakat asıl bir de “Dinkleşmek” var... Dink suikastinden sonra başlayan “Hepimiz Dink’iz, hepimiz Ermeniyiz” avazeleri, Dink davasında karar “istenildiği gibi” çıkmadı diye, bu sefer çok daha kapsamlı, coşkulu ve planlı sokaklara döküldü...

“Karar” kimseyi, Başbakanı, hatta yardımcısı Arınç’ı tatmin etmedi... Suikastin arkasında bir “örgüt”, “derin devlet” olduğu delillerle ve belgelerle sübut bulmadı... Mahkeme başkanına kızıyorlar ama o da, içi rahat olmasa da yeter delil olmadığı için bu kararı vermeye mecbur olmuştu... Ne yapsaydı; başka yargıçlar gibi “Karakuşî” hüküm mü verseydi?! Herhalde bu karar yıllar boyu ağızlara sakız olacak...

Yıllardır Ermeni iddialarıyla, Ermeni diasporasının içeride ve dışarıdaki destekçileriyle, Sarkozy ile mücadele ederken, Dink’in ölümüyle “Ermenilere soykırımı yapıldı” iddialarına bir “sembol” bulundu. Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, durumdan “işgüzarlık” , kendisine siyasi rant çıkardı. Şişli’de “Hrant Dink anıtı” dikecek!... Ve siz sembolizme bakın! Suikastin “Ergenekon” örgütü tarafından yapıldığı da iddia ediliyor ya; “Ergenekon” caddesinin adı “Hrant Dink” olacakmış... Şişli’deki “Hrant Dink anıtı” Erivan’daki gibi “Ermeni katliamının” simgesi olacak!!!

***

Hayrettir: Dink davası kararına karşı gösterilen tepki ve öfke eski Genelkurmay Başkanı E. Orgeneral İlker Başbuğ’un tutuklama kararına karşı gösterilmiyor!..

Ve Denktaş ile Dink’in kıyaslanması rezaleti... Rauf Denktaş, hakiki bir millî kahraman! Dink kim?.. Toprağı bol olsun. Ölümünden sonra dinimiz gereği hayırla yad etsek de “Damarlardaki zehirli Türk kanı” diye yazmış; Ermeni davasını Agos gazetesinde sürdürmüş bir yazar!.. Ama gene de öldürülmesi, gazetecilik mesleğine ve insanlığa karşı cinayet, ne olursa olsun tasvip edilemez; tel’in edilir! Fakat abes, ayıp ve acı olan Dink’in öldürülmesinin 5. yıldönümü ile Denktaş’ın vefatı aynı zamana denk gelince, Denktaş’la Dink’i mukayese etmeye kalkışmak!.. Hep abeslerle iştigal eden Ali Bayramoğlu’nun yazısı bu densizliğin örneği!..

***

Dink davasında ‘mahkeme kararı’nın açıklanmasından sonra, Dink ailesi, dostları, avukatları hep beraber Beşiktaş’tan Şişli’ye yürümüşler... Ali der ki: “Devlet ve siyaset Lefkoşa’da yürüyor, biz İstanbul’da yürüyorduk...” Karşılarına caddeyi boydan boya kesen dev bir afiş çıkmış... Üzerinde, “Ulusal Kahramanımız Denktaş” yazıyormuş... Kol kola girdiği Cengiz Çandar ve Cengiz Aktar’a “mırıldanmış”: “Bugün Hrant’ı tekrar öldürdüler, Denktaş’ı ise devlet töreniyle gömüyor, kutsuyorlar”... Bayramzade, hatırlatıyor: “Denktaş, ‘Talat Paşa Komitesi’nin başkanıydı. Bu komite Türkiye’deki Perinçek gibi ‘ulusalcı fedailer’in örgütüydü, ülkenin demokratikleşme, tartışma, yüzleşme çabalarına bir meydan okuma aracı olarak kurulmuştu ve eylemler yapardı.” Ahmet Altan yazmış, “Devlet töreniyle, ‘yüce Türk’olarak toprağa verilen Denktaş, yaşlı ve hasta olmasaydı, Ergenekon sanıklarından birisi olabilirdi. Arkasından yürüyen siyasetçilerin devrilmesinden medet uman, devrilmesine çaba gösteren birisiydi... Denktaş’ın kendisinin de politikasının da kurduğu siyasi bahçenin de doğrudan ‘özel harekât’ yapısı ve mantığıyla ilişkisi vardı. TMT, Genelkurmay Özel Harekât Dairesi’nin kurduğu ilk örgüttü. Bu örgüt yıllar içinde, ortalık keskinleşsin diye kendi insanlarını, kendi camilerini bile hedef almıştı...” Bu kadar terbiyesizliğe, Dink’i göklere çıkarırken rahmetli Denktaş’a böyle sövmeye “pes” bile denemez... Böylesine Türkler oldukça Ermenilere, yabancı düşmanlara iş kalmıyor!..

***

“Ben ‘Hrant Dink’ değilim, ‘Ermeni’ hiç değilim”... “Türküm” ve adımla sanımla “Altemur Kılıç’ım”... Denktaş’ın arkasından ağlarım... PKK’nın öldürdüğü şehitlerin, ASALA’nın kıydığı insanlarımızın arkasından çok göz yaşı döktüm... Dink’in arkasından timsah göz yaşları dökemem!.. Allah günahlarını affetsin, toprağı bol olsun. Rahmetli Denktaş, milletinin bağrına, vatan topraklarına gömüldü... Mekânı muhakkak cennettir!..
 

Yayın Tarihi : 21 Ocak 2012 Cumartesi 00:26:36


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
özdemirin yorumu IP: 95.7.56.xxx Tarih : 21.01.2012 17:26:54

"Dün, dündür; bugün bu gündür"  (bu deyişin sahibi Sayın Demirel'e saygılarımı sunarım) Geçmiş tarihlerini bilmeyen - veya bilmezlikten gelen - veya bildiklerini inkâr eden bugünün malumlarımıza benim ifadem ve açıklamalarım şunlar olacaktır: Ey sizler, acizlik içinde sürdürdüğünüz iç siyasetinizin yanısıra, Türk milletini dış politikalarınızda da temsil edemiyor ve savunamıyorsunuz ! Sizlerin, Türkiye Cumhuriyetini dış güçlerin çıkarları ve de kendi emelleriniz doğrultusunda yıpratmaya hakkınız yoktur; bu yaptığınız hataların hesabını da en kısa bir zaman içinde ödemek zorunda kalacaksınız ! Türk milleti, sizlerin kendi menfaatleri doğrultusunda hapis ettiğiniz generaller kadar generaldir; Türk subayları kadar askerdir; aydınları kadar aydındır; düşünürleri kadar düşünürdür; aydınları kadar aydındır !       


Dr. S. A. IP: 95.7.56.xxx Tarih : 25.01.2012 18:59:14

Sayın Mükremin Bey; Yakın tahimize duyduğunuz ilgi ve de bu konuda sahip olduğunuz bilgiler beni çok memnun ettiği kadar ayrıca 'daha çok araştırmak istekleriniz'  karşısında da duygulandım. Sizde merak uyandıran yapıtları internet kanalıyla veya kitapevlerine vereceğiniz siparişlerle elde edebilirsiniz. Anadolu'yu Batı emperyalistlerinden kurtarmak amacıyla Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte en vefakar mücadelede bulunan bu yüce kişinin,  - bugün halen hayatta olan oğlu -  Muhterem Altemur Kılıç tarafından toparlanan ve Sayın Hulûsi Turgut tarafından derlenen "Atatürk'ün sırdaşı kılıç ali'nin anıları adlı yapıtı bugün bütün kitapevlerimizde mevcuttur. [ "ATATÜRK'ÜN SIRDAŞI kılıç ali'nin anıları" Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları. 2005]  


K. Mükremin BARUT IP: 88.224.44.xxx Tarih : 21.01.2012 02:01:33

BU ÜLKEYİ BU KADAR ÇİRKİNLEŞTİRMEYE NE HAKKIMIZ VAR?

Sayın yazar;  "Ölüsü, Ermeni tebaasına dirisinden fazla hizmet edecek!" diyor. Bu cümle ap açık bir itirafname. Onun deyimiyle; bu "teba" ile aramızda bir dengesizlik var ki, aradaki açığı kapatmak için bir ölüm olayından medet umacaklar.

Bu topraklarda birlikte yaşadığımız yüzlerce Ermeni vatandaşımız var. Hepsi de vergisini ödeyen, çalışan ve üreten insanlar. Hepsi de güzel insanlar. Tıpkı Rumlar gibi, tıpkı Yahudiler gibi.

Sayın yazar bir yandan, rahmetli Denktaş'a, zaten bu ulusun çoktan canıgönülden iştirak ettiği güzel duyguları ifade ederken, diğer yandan salvo atıp Hırant Dink'e saldırıyor. Hiç düşünmüyor ki bu satırları Ermeni yurttaşlaımız da okuyabilir. Onların ne kadar incineceğini hiç düşünmüyor. İşte insanını yüreğinin nasırlaşması böyle bir şey olsa gerek.

Hırant Dink bir derin devlet operasyonu sonucu öldürmüştür. Kamu vicdanın onun öldürülmesinden tutun da mahkemelerinin neticesine kadar her şeyden rahatsızdır. Tıpkı faili meçhul kalan, Bahriye Üçok, Çetin Emeç, Muammer Aksoy ve Uğur Mumcu cinayetleri gibi.

Demek ki İstanbul'da yürüyen on binler, onun yok edilmesini içlerine sindiremeyen kişiler.Son parağrafınız için söylenecek tek cümle şudur: Ortak acılarımıza, ahu vah ederken Türklüğümüzü cilalamanın anlamı var mı? İnsanlar ortak afet ve kederlere insan oldukları için ağlarlar. Türk ya da Kürt oldukkarı için değil.K. Mükremin BARUT


lestat IP: 95.7.56.xxx Tarih : 23.01.2012 19:08:16

 kahraman ile liderin ayrımını iyi yapmak gerekir.liderler toplumun içinde doğar kahramanlar ise doğmaz sonradan olur . ermeniler in hrant dink'i  bir kahraman olarak görmeleri doğaldır.ama ermeni olmayanların  yer aldığı ''hepimiz ermeniyiz'' yürüyüşleri sadece daha duyarlı bir türk toplum yaratılmak istenmesinin ve  abartılmış bir empatinin senaryolaştırılmış ironisidir.


K.Mükremin BARUT IP: 88.224.44.xxx Tarih : 21.01.2012 17:56:03

Teoman Törün üstadım. Ne zaman bir yazınızı görsem; "Hah tamam. Ben, tam da bunu söylemek istemiştim." diye düşünüyorum. Yine öyle oldu. Kaleminize, yüreğinize sağlık.

Oğullarımız, kızlarımız, torunlarımız var. Savaşta bize hiç bir şey olmuyor. Görmedik mi? Gencecik civanlar kaybolup gidiyorlar. NEDEN Mİ? Çözümün siyasette aranması gerekirken, kirli bir savaştan medet umanlar yüzünden. Tuzu kuru olduğu için;  "Bana bir şey olmaz. Giden avam takımındanır" diyenler yüzünden. Gelin KENT HABERİ; barışın, kardeşliğin eksenine oturtalım. Topal Karınca misali; "Yetişemezsek de yolunda ölürüz."

Allah aşkına, Altemur üstadı istirahat etmeye alın. Ülkenin ona bu ortamlardan çok daha farklı yerlerde ihtiyacı var. Kendisi çok ama çok değerli bir insan. Kuruluşun ta derinliklerinden geliyor. Ama hala gerilime dayanan bir polemiğin geleneğinin,  çok az kalmış savunucularından biri.

Bu nedenle, onu tanıyan sizlerden birinin, "Üstat millet Türküyle, Kürdüyle, Ermenisiyle, Alevisiyle; BARIŞA AÇ demesi lazım. Bilenmeye, kılıç kuşanmaya yönelik siyaset döneminin bittiğini anlatması lazım. Ülke yararı için; gerginlikten çok üretmeye yönelik şeylerin savunulması lazım.

Yıllardır Askerleri savunan üstadın, bir köşe yazarı sorumluluğu ile bir başka meslek grubunu savunduğunu hiç gördünüz mü?

Ona birinin savaşın bittiğini, hele soğuk savaş döneminin büs bütün bittiğini anlatması lazım.  Artık güçlü ordulardan çok güçlü teknolojilere ihtiyaç var.

BUNU ANLAMASI LAZIM. Saygılarımla.K.Mükremin BARUT


Teoman Törün IP: 88.240.22.xxx Tarih : 21.01.2012 16:29:02

Evet Üstadım, ne olur nefret söylemlerine tevessül etmeyin. Sokakdaki yanlış ulusalcılık telkini yapılmış çocuklar bunu anlamıyor; katil oluyorlar ve Ermeni iddialarının değirmenine su taşıyorlar. Hiç kuşkusuz, Dink'in ve yurdumuzda bulunan gayrı Müslim diğer insanların  katilleri yurt dışındaki "barbar Türk" iddasını öyle bir destekliyor ki. Artık bunun altından kalkılamayacak. Kazançlı çıkanlar Türk düşmanları oluyor. (Sizin de bilmeniz gerekirdi ama) iki hususu yeniden tasrih edelim:

1- "Damarlarındaki Türkün kirli kanı" ibaresi Ermeni fanatiklerine karşı söylenmiş metaforik bir tabir; "bunların zihinleri Türkün kötülüğü anlayışı ile zehirlenmiş mânâsını ifade ediyor. Av. Kerinçsiz ve onun gibi provakatörlerin kıikırtması ile yanlış yola sevkedildi. 

2- "Hepimiz Ermeniyiz" tâbiri, acısı olanlarla empati, duygusal birliği ifade etmek için söylenmilş çok zarifâne bir yaklaşımdır ki ... Böyle bir anlayışın doğrudan doğruya bizim toplumumuzdan sadır olmasını isterdim. Ne yazık ki o da ithal malı. Bizde hem korkudan hem de, yasakcı ortamdaki son derece doğal düşünce fukaralığından böyle incelikler yaratılamıyor. Her ülkede olduğu gibi Almanyadaki faşist düşünceli gruplardan "DAZLAK"LARIN hayatlarını kararttığı Solingenli Türk gurbetçilerinin cenaze törenlerine katılan aydın Alman gençlerinin kullandığı "Hepimiz Türküz" tâbirinden alıntılanmıştır.   

Bu cinayetin arkasında pek de derin olmayan, bir hayli açık Devlet operasyonu da var gibi görünüyor. Bu da korkunç bir siyasî hâtâdır.


Dr. S. IP: 95.7.56.xxx Tarih : 22.01.2012 17:10:35

Sayın Teoman Törün; Malum siyasilerimiz sayesinde, kendilerinin de bilinçsizliğiyle kapıldıkları anaforlar içerisinde ne yaptıklarının ve amaçlarının ne olduğunun toplulumuz çıkarları yönünden bilinmezliğini yaşadığımız günlerdir.. Toplumumuza birlik-beraberlik-huzur sağlamaktan mahrum olan bu siyasiler, kendi çıkarları doğrultusunda bu günümüzde dini inanışları ve etnik farklılıkları nasıl istismar ediyorlar ise, tarihlerinden bilgi acizliği içinde  - şerefli tarihimizi de- isbat edemeyerek ve de istismar ederek Türk milletini Batı dünyası karşısında aşağılamaktadırlar ! Bu arada, yazar ve düşünür Orson Welles'ın şu görüşünü hatırlayalım: "Ben, gençliğin ne olduğunu bilirim ve bunu yaşadım; ama, gençler yaşlılığın ne olduğunu bilemezler !" Tarihi yaşayanlar, tecrübeleriyle en doğru yolu gösterenlerdir; bu nedenle - takdirlerimiz ve saygılarımız dahilinde - lütfen Sayın Altemur Kılıç'a gereken hürmetimizi göstermekten geri kalmayalım. Bu makale ile ilgili olarak sunduğunuz görüşlerinizin son cümlesinde "Bu cinayetin arkasında yüzeysel ve de çok açık devlet operasyonu var gibi" şeklinde bağladığınız ifadenizi ve "Korkunç olan bu siyasi bir hatadır" iddianızın kimlere mahsus olacağının açıklamasını - tarafımdan gelen bir ihbar olarak değerlendirmeniz sıfatıyla - sizlerin üstün görüşleriniz ile bekler, en içten saygılarımı sunarım.    


K. Mükremin BARUT IP: 88.224.44.xxx Tarih : 25.01.2012 12:31:22

KILIÇ ALİ (Hatırası önünde saygı ile eğiliyorum. K. Mükremin BARUT)

Asker ve siyaset adamı. Askeri okulu bitirdikten sonra binbaşı rütbesiyle I.Dünya Savaşına katıldı. Kurtuluş Savaşında Maraş, Antep yöresinde milli kuvveti kurmakla görevlendirildi. Karayılan ve Şahin Bey ile birlikte bu bölgede çıkan ayaklanmaları ve Kırşehir isyanını bastırdı. Maraş, Antep ve Urfa'da bulunan Fransız kuvvetlerine karşı yapılan çatışmalardaki başarısı ona, Antep kahramanı olarak ün sağladı. Ağrı isyanı sırasında kurulan İstiklal Mahkemeleri'nde üyelik yapan Kılıç Ali, 1920-1938 yılları arasında Antep milletvekilli olarak TBMM'de bulundu. 1970'de Yeni Türkiye Partisi'nin kurucuları arasında yer aldı. "Hatıralarını anlatıyor" (1955), "Atatürk'ün Hususiyetleri" (1955), "İstiklal Mahkemesi Hatıraları" (1955) adlı kitapları vardır.Şimdi ben bu kitapları nasıl temin edebilirim. Bunu hem Kent-Haber yöneticilerine ve hem de öncelikle sayın büyüğüme soruyorum.K. Mükremin BARUT


Gönül Aydemir IP: 78.183.232.xxx Tarih : 5.02.2012 16:31:57

Sayın Teoman Törün'e verdiği bilgiler için teşekkür ederim.Ülkemizde hiç okumayan,ama çok düşünen bir gençlik yaratılmak istenmektedir.Böyle gençlik,kolay yanıltılmakta,çok tehlikeli olabilmektedir.


K. Mükremin BARUT IP: 88.224.44.xxx Tarih : 25.01.2012 21:53:44

Dr. S. A. verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim.


Dr. S. IP: 95.7.56.xxx Tarih : 23.01.2012 20:08:06

Sayın Teoman Törün; "lestat" rumuzu ve aynı olan IP adresiyle çıkan yorum, sömestr tatili için bugün evimize gelen oğluma aittir; bu konuda hoşgörünüze sığınırım. Ayrıca naçizane belirttiğim görüşlerime karşı lütfettiğiniz açıklamalarınızdan dolayı da içten teşekkürlerimle birlikte en derin saygılarımı sunarım.   


Teoman Törün IP: 78.176.228.xxx Tarih : 23.01.2012 12:16:02

SAyın Doktorum S., ben de yeterli deneyimim olacak yaştayım. Mesele deneyimleri yorumlama tarzı. 6-7.Eylûl.1955 faciasını ve büyük ayıbını dehşet ve utanç içersinde hatırlıyorum. Kıbrıs uzlaşmazlığı vesilesi ile çıkan bu çirkin olayda, salt TÜRK VATANDAŞI Rumlar değil, tüm gayrı müslimler sladırıya ve yağmaya maruz kaldılar, canlarını yitirenler oldu. Hatta Türk olduğu hâlde dükkan tabelasındaki adını  Türke benzetemeyen magandaların buralara saldırıları güç önlenmişti. Aziz doktorum bunlar savunulabilecek şeyler değil, Bunlardan arınıp temizlenirsek Cumhuriyeti daha rahat kurtarabiliriz. Ben "öfkesi topuğunda bir vatansever Türk" imajı yerine "Uygar bir Türk" imajı yaratmanın ulusumuza çok daha yararlı olacağınıa inanıyorum. Benin ulus ve yurtseverlik anlayışım bu yoldadır. Bunu "İnanç ve hoşgörüsüzlük" dizi'de yeterince uzunlukda nakletmiştim. Benim ikametgâhım olan Kadıköyde fazla bir taşkınlık olmamakla beraber, Dükkanlarının camı indirilmiş kuzen Rum bakkallara:  "Geçmiş olsun!" dediğim zaman benim riyakârlık ettiğimi zannetmiş olacaklar ki,her zamanki güler yüz ve nazik tavırlarını bırakarak ekşi yüzle ağızlarının kenarı ile yanıt verdiler. Bu ülke'nin esas unsuru bir Türk olarak yerin dibine geçtim. O zaman 22 yaşındaydım. Hâlâ aynı duygular içersindeyim. O olayın da bir devlet operasyonu olduğu da meydana çıkmış; Yassıada mahkemelerinde hesabı sorulmuş, zaman aşımından dava düşmüştü. O olayın maşası bir genç sonra ülkemize "vali" yapıldı. Pırıl pırıl temiz yürekli bir aydın hoca Cengiz Aktar'ın gerçek bir ulussever'e yakışan davranışının eleştirilmesini hiç anlayamadım