18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Din Elden Gitmiyor

Sağ olsunlar, en ciddi konuları bile , çarpıcı, sansasyonel özetlerle manşetlere çıkarmakta becerikli – kolaycı medyamız , Rahşan Ecevit’ın son günlerde yurdumuzda misyoner faaliyetlerinin arttığı yolundaki uyarısını da böylelikle , çığırından çıkardı, çok basite indirgedi.
Oysa, konu , geçekten ciddidir, ciddi bir boyuttadır.


“Din elden gidiyor” sözleri , öteden beri ,her konuda çağdaşlığa –yeniliklere karşı çıkan mürtecilerin, yobazların kullandıkları bir tabir olduğu için,- Rahşan Hanım da - ve dolayısıyla Bülent Ecevit - , hemen, adeta ,yobaz ilan ediliverdiler .

ECEVİTLERİN İNANCI

Ben ,sınıf arkadaşım Ecevit’in ve dolayısıyla, Rahşan’ın, hiç de yobaz ve mürteci olmadıklarını, Müslümanlığa ,laik ölçülerde öteden beri, çok bağlı olduklarını , dini de siyasi amaçları uğruna istismar etmeyeceklerini , yakından bilirim.

Ama son zamanlarda- böyle -vicdani ölçülerde dindar olmak , Müslümanlığı savunmak bile - bazıları tarafından “Laikliğe “ ve AB kriterlerine , aykırı sayılmaya başlandı..Aslında- bu şekildeki düşüncelere de saygılı olmak laikliğin gereğidir.

CİRMİ KADAR …

“ Din –dinimiz “ öyle kolay kolay elden de gitmez ; misyoner faaliyeti cirmi kadar yer yakar !. Ben Müslüman vatandaşlarımızın - yobazlarca hurafelerle ve bağnazlıkla yozlaştırılmamış şekliyle dinimizden vazgeçerek Hıristiyanlığa geçeceklerini sanmam. Zaten- bunu geçmişte misyonerlere uyarak yapanların sayısı çok azdır.

Geçmişte ülkemizde açık kapalı Misyoner faaliyeti olmuştur…ve ,bu gibi faaliyetlere karşı da haklı, tepkiler de gösterilmiştir. Ama bazan da bu tepkilerin şekli ve hedefleri yanlış da olmuştur..

Ecevitler ve ben Robert Kolej’de okuduk Koleji misyonerler kurmuştu. Ama ,inanın, papaz olduklarını ,yıllarca sonra öğrenicimiz hocalarımız hiçbirimiz üzerende- hiçbir şekılde dinimizi değiştirmemiz ve Hıristiyan olmamı için- açık veya kapalı,  en ufak bır telkinde bulunmamışlardı , aksine Müslümanlığı övmüşlerdi.Ve Robert Kolejde- dinini değiştiren tek kişi Tevfık Fikret’in oğlu Haluk olmuştur! Hatta Gregoryen Ermenilerden Protestan olan da çıkmadı.

BAŞPISKOPOS HOCAMIZ

Öteden beri, bizim Kolejimizin de misyoner yuvası olduğu söylenir. Bir Genel seçimlerde , karşı Parti, Bülent Ecevit’in, geleneksel mezuniyet kep ve cüppesiyle le çekilmiş fotoğraflarını ”Papaz oldu” iddiasala dağıtmıştı!

Amerikalı bir öğretmenimizin, aslında Papaz olduğunu ,yıllar sonra New York’ta iken , tesadüfen,New York Times gazetesinden öğrenmiştim. Mr.John Coburn, Boston Episkopel Başpiskopos olmuş. Oğlu da papazmış –Gelini de ilk kadın “papaz” olmuş. Kendinse telefon ettim ;_bana hemen ilk adımla hitabı etti ve o sırada New York’ta bulunan sınıf arkadaşlarınızı kulübüne yemeğe davet etti…Tek sorusu hayatta adam olup olmadığımızı kanıtlamaktı!

RAHŞAN HANIMIN İDDİASI

Evet Rahşan Hanının söylediklerinin altında gerçekler var;ve bunlara parmak basmış; – başarıya ulaşır ulaşamaz,ülkede Hıristiyan misyoner faaliyeti artmıştır .Misyonerler eskiden yapamadıklarını, şimdi le AB şemsiyesi altında,” din değiştirebilmek insan hakları gereğidir”,iddiasıyla be başka vaatlerle yapmak istiyorlar!


Bir yazar ,din değiştirmenin ve insafları din değiştirmeye teşvik etmenin ,yanı Misyonerliğin Kopenhag kriterleri cümlesinden olduğu,AB güvencesi altında bulunduğunu ve Türkiye’nin de buna uyması gerektiğini yazmış. Aslında bu kriterlerin ,kendi değer ve koşullarımıza uyamadığının, bundan iyi kanıtı olur mu? Başka ülkeler için, bu varit olabilir , ama bizim kendi inanç ve değerlerimize ve de geçmişteki tecrübelerimize göre b u şablonu uygulamak ne kadar doğrudur? ;..”Müslüman mahallesinde salyangoz satmak” gibi bir deyimimiz vardı_ anlaşılan şimdi AB Müslümanlara salyangozu da yedirecek..Ve bu bir ölçü_ ; Ruhban okulu azınlıklar- Güney doğuda Federasyon hep AB kriter ve koşulları gereği,insan hakları,demokrasi bu dayatmalara karşı çıkmak ta AB yolunu engellemek!


TAKİYYE


Rahşan Hanım asıl “takiyyeyi" ,çelişkiyi işaret ediyor; “Türkiye nın başına sarıkları türbanları doladılar sırtlarına cüppeleri çarşafları giydirdiler…Takkenin üzerine haç geliyor! ” diyor.. İktidarın AB hayali uğruna bu faaliyetleri görmezlikten geldiği de doğru “Zina” konusunda ağızları yananlar, şimdi ,bir de Misyonerlere engel olup AB’ni mı kızdıracaklar? .
Bakın medyadaki yalakaları, hemen “ Bu gibi sözler AB sürecini baltalar” demeye başlarsılar bile…


MÜSLÜMAN DÜŞMANLIGI


Ve bu bağlamda Amerika’dan kaynaklana başka bir olgu var; 11 Eylül saldırısından sonra terörizm bahane edilerek, gazetelerde ve özellikle film ve TV dizilerinde , Orta Doğululara ve Müslümanlara - Islama karşı bir husumet kampanyası sürdürülüyor.. İkinci dünya savaşı sırasında filmlerde kötü adamlar Japonlar e Almalardı , şimdi ise adlarıyla ,giyişi ve görünüşleriyle hep Müslümanlar!


Dinimiz elden gitmiyor- kolay da gitmez. Ancak eski duyarlılıklarımız değerlerimiz ,uyum uyum,elden gidiyor,götürülüyor “bu AB sürecinde!”

Yayın Tarihi : 7 Ocak 2005 Cuma 16:33:25


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?