2
Mayıs
2025
Cuma
ANASAYFA

“Dink” Dank Etmedi mi?

Mübarek dinimiz, ölüleri, rahmetle, “toprakları bol olsun” diye, anmamızı emreder. Sadece bu Müslümanlığın ne kadar hoş görülü, bağışlayıcı ve makul bir din olduğunu gösterir… Tabii anlayanlara!

Ama itiraf edeyim, Allah’ımdan şefaat dileyim; Hrant Dink’ten, her vesileyle anılmasından, bana artık, gına geldi… Hele toplama kalabalıkların ellerinde panolar, “Hepimiz Hrant Dinkiz”diye sokaklara dökülmesinden ve mâlum yazarların dövünmelerinden. Yetti gayri!

“Hrant Dink cinayeti” hiç şüphesiz, menfur bir olay. Dink’in, günahları ne olursa olsun, sonu böyle olmamalıydı… Hala şüpheler varsa, failleri meçhulse, bu cinayet muhakkak, aydınlatılmalı ve failleri, kim olursa olsun, cezalandırılmalı ve zaten kara şüphe bulutlarının sardığı ülkemiz bu müzmin, “Hrant Dink sendromundan” boynumuzda asılı kalan “değirmen taşından” kurtarılmalı!

Dink ailesinin acılarına saygı, tabii ki, insanlık borcu! Ateş düştüğü yeri yakıyor. Ama nihayet korlaşır ve külleri bağırlara, basılır! Ama, bazıları bu cinayeti-Dink’i, ölüsünü, karanlık emelleri için kullanıyorlar!... Hrant Dink’i anmak bu amaçla bir “sektör” haline getirildi! Bu sektör, bir türlü kurtulamadığımız “Ermeni Meselesine” bağlı: Hem “katliam” iddialarına hem de bir tarafından “Ermenistan’la kapıların açılmasına”!... Bakın; biz Hrant Dink’i anarken, Ermenistan, Yunanistan liderleri ve Ermeni “Diasporası” Türklere “Barbar” demekte birleşiyorlar. Yeni alet; Dink!

Platformun sloganında, “Katil Devlet” demiyor; yani, Türk milletini temsil eden “Türkiye Cumhuriyeti” devleti. Sözde bir!

LAFIN GELİŞİ

Unuttuk-unutturuldu: AGOS, Ermeni gazetesi başyazarı Dink, “Zehirli Türk kanı” diye yazdığı için, Türklüğe hakaretten yargılanıyordu. Bazıları “lafın gelişi söylemiş, hem ifade özgürlüğü var; “Türklüğe Hakaret diye bir madde olamaz“ diye onu savundular ve “post-mortem” - ölümünden sonra da, savunuyorlar! Fakat aslında, demek olur ki, Dink’in şuurunun altında, ”zehirli Türk kanı” fikri vardı ve bunu ifade etmişti… Yani, pek “lafın gelişi” değildi. Böylesine ağır bir söz, “lafın gelişi” söylenemez. Mesela ben bazılarının analarına sövsem, ”lafın gelişi yazdım” diyebilir miyim?

Tabii, bunlar artık akademik kaldı: Dink, o sözleri, "lafın gelişi" söylese de, şuurunun altındakini ifade etmiş olsa bile, bu, herhalde, böyle öldürülmesi için sebep olamazdı; keşke yargılama devam etse, mevcut kanun maddesine göre, ya aklansa, ya da cezasını “adalete” göre bulsaydı. Fakat artık buna imkân olmadığına göre, Hrant Dink'i, günahları, kemikleriyle gömmek – Allaha havale etmemiz gerekiyor!

Fakat anlaşılıyor ki, Hrant Dink’i mezarında rahat bırakmayacaklar, sonsuza kadar yıldönümlerinde ve her vesileyle amaçları için kullanacaklar.

SÖZDE AYDINLAR

Bu sözde “aydınlar”, yazarlar, Hrant Dink’e gösterdikleri ilgiyi, şehitlerimize, Taşnakların ve ASALA’nın katlettiklerine, Ermeni çetelerinin Erzurum’da, Kars’ta, katlettikleri Türklere, gösterdiler mi- gösteriyorlar mı?… “Binlerce Ermeni kestik” diye, özür dilemek, kampanyaları açtıkları halde, Azerbaycan’daki, "Hocaali Katliamı" kurbanlarını anmak akıllarına geldi mi? Daha günceli, ölmeden mezara sokulanları anıyorlar mı? “Hepimiz 'Haberalız’- ‘Balbayız', ’Özkanız’ diye sokaklara dökülüyorlar mı? Onların “aydınlığı” yalnız bir tarafı gösteren ışıldak gibidir.

AĞLAMA DUVARI-PLATFORM

Önceki gün anma töreninde, Babalarını, eşlerini faili meçhul cinayetlerde yitirmiş insanlar, Doğan Öz, Uğur Mumcu, Abdi İpekçi, Kemal Türkler, İlhan Erdost'un ve diğerlerinin yakınları bulunmuş. Bunlar, ‘Toplumsal Bellek Platformu' kurmuşlar… Yakınlarının katillerini arayacaklarmış. Yeni bir, profesyonel "ağlama duvarı"! Ve sıkı durun; Hrant onları, onlar Hrant'ı temsil ediyorlarmış!

Ben, şahsen, Uğur Mumcu ve Abdi İpekçi’nin, Dink’le, aynı potaya konulmasına, isyan ediyorum, yaşsalardı, onlar da isyan ederlerdi; duyarsız oldukları, Dink’in öldürülmesini tasvip ettikleri için değil, Dink’le aynı “platforma” konmayı istemedikleri için! Dink’le, tek ortak tarafları ”gazeteci- yazar” olmaları! Yoksa adım gibi biliyorum; bu gibi cinayetleri, en ağır şekilde lanetleyen, can dostum Abdi, Hrant öldürüldüğünde, hayatta olsaydı, böyle bir “platforma” katılmaz, başka amaçlara alet olmazdı… Uğur Mumcu da öyle!

Abdi İpekçi’nin kızı, sevgili kızım Nükhet de bu törene - “platforma “ katılmış… Ona, annesi Sibel’e, kardeşi Sedat’a, -Abdi'nin, yakın dostu – ve amcaları olarak, buradan sesleniyorum; sakın, aslında, –Türk devletini ve milletini hedef alan bu oyunlara alet olmasınlar-kullanılmasınlar. Yoksa babalarının, Abdi İpekçi’nin, ruhu muazzep olur! Hrant Dink’in eşine ve ailesine de “artık acınızı bağrınıza basın” - Ötekilere de: artık Hrant’ı, günah ve sevaplarıyla, mezarında rahat bırakın ve Türkiye’yi daha fazla rahatsız etmesin- etmeyin! ***

Yayın Tarihi : 22 Ocak 2011 Cumartesi 00:21:47


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
mete özdemir IP: 46.155.36.xxx Tarih : 23.01.2011 01:46:49

correctorbiz Türklere soykırımcı diyen Hrant Dinki masum göstermeye çalışma.


Gönül Aydemir IP: 88.235.242.xxx Tarih : 27.01.2011 18:45:56

Herkes kendi işlediği cinayetten sorumludur.Ben dedelerimin işlediği cinayetten sorumlu tutulamam;Hırant Dink de Ermenileri'in işlediği cinayetlerden sorumlu değildir.Azerbaycan'da olanlardan Ermenistan sorumlu tutulabilir;biz kendi yurttaşımızı öldüremeyeyiz.Gafar Okkan da bizim.Bu cinayetleri sürdürmek, günahsız insanları yok etmek vahşettir.Hatta bir katili bile biz öldüremeyiz;cezasını verecek olan devlet adına Mahkemelerdir.


Ömer Dörtgoz IP: 46.155.37.xxx Tarih : 24.01.2011 02:23:57

 Gönül Aydemir,ermenistanda 1 tane Türk yaşamaz ve daha yeni azerbaycanda yüzbinlerce azeri Türkü, ermeniler tarafından hunharca katledildi. Sen üzüleceksen bunlara üzül.


çetin ergin IP: 78.173.239.xxx Tarih : 24.01.2011 23:31:59

yapılan yorumlara bakıyorum ırkçılığın nereye vardığını anlıyorum kim olursa olsun ne olursa olsun birini katletmek doğru değil savunması bile çok ağır sonuçta bir insan katledildi yazarın taraflılığınıda kınıyorum arkadaşın biri azerbaycanı örnek veriyor azerbaycan türk milli maçında türk bayrağına yapılanlarıda biliyormu acaba diğer yorumcuya gelince ermeniler doğuda çok insan katlettiler buda biliniyor asıl demek istediğim bu cinayete olan yaklaşım kadar türkiyedeki tüm cinayetlerede aynı yaklaşılmış olsaydı ve dünya kadar faili meçhul cinayet var keşke aydınlatılabilseydi daha doğrusu failleri belliyken cezaları verilebilseydi herkez hırantdink oluyorsa keşke gaffar okkanda olunabilseydi o zaman derdim ki insanımız gerçekten çok duyarlı herşe ve herkese dil din ırk gözetmeden haksızlığa karşı dik duruyor ama malesef herkes kendi fikrine göre karar veriyor kısaca ırkçılık yapıyor yazık çok yazık bu ülkenin insanlarına çok yazık bunları hak etmiyorlar 


Gönül Aydemir IP: 78.183.225.xxx Tarih : 23.01.2011 10:28:33

Değerli Gazetecimizin bugünkü yorumundan dolayı hayal kırıklığına uğradım.Adam öldürek kahraman olma,yıldırma,korkutma ilkelliğinden kurtulmalıyız.Ben de mahkeme tutanaklarını daha önce gazetelerden okumuştum.Dink'in cümlesinden Türkler'e hakaret değil,diasporanın koşullanmışlığına vurgu yapıldığı izlenimine kapılmıştım. Hırant Din hakkında dava açılmış olması suçlu olduğu anlamına gelmez.Bizim hukuk sistemimiz hatalarla doludur.Diğer cinayetlerle birlikte,Hırant Dink'in öldürülmesi ,hepimizi korkutmuştur.Babası,anası,kocası bu tür cinayetlere kurban gidenler yalnız ve şaşkındır.


corrector IP: 124.189.49.xxx Tarih : 22.01.2011 06:18:51

internetten 13 Şubat 2004 tarihli yazisini bulmaya calistim.  bulamadim fakat yazinin parcalarini bulabildim. Dink, "Türk”ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, Ermeni’nin Ermenistan’la kuracağı asil damarda mevcuttur" derken "sözünü ettiği zehirli kan Türk kanı değildir.Diasporanın her ermeni çocuğa daha doğuştan aşıladığı Türk düşmanlığıdır" demis. Dink soyle demis: "Diasporanın ilk kuşakları için ayakta kalabilmenin, tükenmemenin adı olan bu inat, üçüncü ve dördüncü kuşaklarla birlikte gerçekleri dünyaya kabul ettirme inadına dönüşmüştür...Ermeni halkının travmatik hastalığı hâlâ sürmektedir ve kimliği asıl kemiren ve tüketen de bu sağlıksız ruh halidir... Ermeniler ve Türkler birbirlerine bakışlarında klinik iki vaka durumundadırlar. Ermeniler travmalarıyla, Türkler de paranoyalarıyla...Özellikle Türkler 1915’e bakışlarında empatik bir yaklaşıma girmedikçe Ermeni kimliğinin sancılı kıvranışı devam edecektir. Sonuçta görülüyor ki işte ‘Türk’ Ermeni kimliğinin hem zehri, hem de panzehiridir. Asıl önemli sorun ise Ermeni’nin kimliğindeki bu Türk’ten kurtulup kurtulamayacağıdır".  eger bu alintilar dogru ise, yazinin diger butunu ile de uyusuyorsa, bunlari, okuz altinda buzagi arayarak, "kanimiza zehirli dedi' sekline getirmeye "cok yanlistir" demek cok yetersiz kalacak ve turk milliyetciligine de en fazla zarari uzun zamanda verecektir.