1
Mayıs
2025
Perşembe
ANASAYFA

Dök Zülfünü...


Allahın bildiğini, kul’dan neden saklayım -; Türkücü mü - Yazar mı, Zülfü Livaneli’den ve düşüncelerinden, hiç hoşlanmamışımdır!

2002 Genel Seçimlerinde CHP’den Milletvekili seçilen, 2004’de Parti’den istifa eden Livaneli, VATAN gazetesindeki son yazısında, ” Türkiye’de sol var mı?” diye soruyor!

İZAFİYET

“Sol- sağ” , dünyada ve Türkiye’de, eski anlamalarını kaybettiler – artık “izafi” oldu: ne niyetine “yerseniz”, öyle! … Fransa’da İhtilal öncesi, 1791’de, Mecliste, kralcıların -aristokratların “sağda”- halkı temsil edenlerin, “solda” oturmasından galat durum –çizgi, Karl Marks’la bırlıkte ve Komünizmle, önce çok kalınlaştı sonra türlü şekillere, fraksiyonlara ayrıldı. Hatta “Sosyalizm” - Sosyal Demokrasi, Komünizmin karşısına çıktı.

Lenin’in ve özellikle Stalin’in damgalarını yiyen Komünizm, Sovyet Rusya çöktükten sonra galiba sadece levhalarda kaldı… Ama Zülfü ve benzerleri, o gelenekten geliyorlar ve huyları canlarının altında!

BUGÜNKÜ DURUM

Bugünlere gelindiğinde, Türkiye’de asıl kökten ayırım Atatürkçü vatanseverler – ulusalcılar ve milliyetçiler bır tarafta- liberaller, liboşlar öte tarafta… Başka deyişle, Kuvvayı Milliyetçilere karşı liboşlar ve AB’ciler Amerikancılar!
Livaneli'ler,“solu” hala Sovyet Rusya cehenneminin, dibinde arıyorlar… Onlar, bizim gibi,” “Vatansever” Rus- Komünist jargonuna göre” patriot” !

Ülkemizde çoğu eski, Solcular, aşırı solcular, hatta bazı Komünistler, artık, “ulusalcı “! Çünkü Komünizmin ve Marksımsın eski gerekçeleri ortadan kalktı. Ve Sosyal Demokratlar özellikle İşçi Hakları hüsündeki sorunları “devrimle” değil başka yollardan, iktidara gelerek çözebileceklerini biliyorlar! Ulusalcılıkla “, “Milliyetçilik “ arasındaki çizgi de, vatana ve Cumhuriyete karşı tehlikeler arttıkça, bağnazlar hariç, kalkmakta… Yetmişli “ Devrim rüzgârları” yıllarında, çoğu solcular “bağımsızlık” istiyorlardı ama TC zemininde... Ancak “Kalpaklı” Gazı Mustafa Kemal’le ,”Fraklı” Atatürk arasında tefrik yapıyorlardı! …Bugün eski Solcuların çoğu, artık, Atatürkçü, ve Kuvvayı Milliye'ci !

Sağ tarafa gelince; burada kesin bır farklılık var: “Muhafazakârlık” yani “milliyetçi” - milli değerleri “muhafaza” etmekle, gerici “tutuculuk”, ayrı ayrı şeyler!

Zülfü, CHP’nin, artık sol olmadığından, Deniz Baykal’ın Partiyi Milliyetçi yapmasından şikâyetçi! Diyor ki “CHP’nin solcu olmayışı, kurucusu Gazi Mustafa Kemal’in de solcu olmamasından ve böyle bir devlet kurmamasından kaynaklanır… Ancak, demokrasinin iki kanadı olması gerektiğini düşünen İsmet İnönü’nün “Biz ortanın solundayız” açıklamasından sonra bazı sol unsurlar, Aleviler, Kürtler, işçiler bu parti içinde bir süre var olabilmişlerdi… Deniz Baykal bu sürecin sonunu getirdi ve partiyi tamamen milliyetçi bir çizgiye kaydırdı… Bu yüzden solu tartışırken CHP’den söz etmek anlamsız bir hal aldı. O artık sağ-milliyetçi çizginin partisi.”

Zülfü bey, CHP'den aday olduğu 2002’de, herhalde, Gazi'nin “solcu değil milliyetçi olduğunu ”, kurduğu CHP’nin de, “milliyetçi” bir Parti olduğunu biliyordu ama İnönü ve Ecevit’in açtıkları ”ortanın solu” yolundan, ”Partiyi, içinden ele geçirerek, en önde gelen “okunu” koparmak” ve Marksist çizgiye götürmek için, CHP’li olmuştu, Tabii, ne İnönü’nün, ne de Ecevit’in maksatları bu değildi! … Zamanın modasına uymuşlardı! Zülfü devam ediyor: “Milliyetçiliğe, ulusalcılık adını takarak bu ideolojinin peşine düşmenin yanlışlığı”nı vurgulayan yazılar yazıyordum. “Sol, milliyetçi yani nasyonalist olmaz, patriot yani yurtsever olur!” diyordum. Bunun üzerine Ecevit, “Yurdu seven ama üzerindeki milleti sevmeyen solcular” olarak niteliyordu bizi.” Rahmetli ne kadar haklı imiş! Zülfü “ajan provokatörlüğünde” ” başarısız olduğu için Baykal! Suçluyor… Onun için Atatürk’ün emanetinin, bir kıymeti, anlamı yok! Hatta “Atatürk yaşasaydı öyle yapardı” demeye getiriyor!

Çünkü O ve benzerleri bızim gibi vatansever değiller , “patrot”; “Devrimi” hala Sovyet Cehenneminin dibinde.

ERGENEKON VE SOL

“Eski Tüfekler”, bazı solcuların, Ergenekon iddialarına ve asıl bu tahkikat ve davanın yönetim tarzına karşı çıkmalarından şikâyetçiler. Onlar için gerçeklerin ortaya çıkması önemli değil. Bu konuda peşin hükümlerini vermişler! Onlara göre, AKP’nin niyeti otoriter devletin yapısını değiştirmek, faili meçhullerle hesaplaşmak değil, mutlak iktidarının önündeki en büyük engellerden biri olan bir yapılanmayı bertaraf etmek! Ama mesele şu ki, AKP’nin niyetleri, geleceği belirlemiyor. AKP, çok önemli bir aktör, ama sadece bir aktör...

Olayları önceden belirleyebilecek bir mutlak özne değil. Bunlardan biri, TARAF gazetesinde Mesut Fıtrat “Ergenekon soruşturmasının sonucunda bizi nasıl bir Türkiye’nin beklediği, AKP’nin veyahut savcılığın niyetlerinden tamamen bağımsız olacaktır.” …Yani asıl maksatları gerçeklerin ortaya çıkması değil, Türkiye’de rejimi değiştirecek bir “Devrim” ! ‘Gördünüz mü ”Vehbi’nin kerrakesini”?

BİR TARİH NOTU –1950’lerden beri “Turan ideali” yoldaşım Allah uzun ömürler versin, Ruzi Nazar söyledi. 1921’de, Özbekistan’da, Fergana’da, çocuklar, gençler, ”BİR İKİ SOL SAG LENİN DENEN ÖLSE, MUSTAFA KFMAL GELİP BİZİ KURTARSA” diye yürürlermiş! ***

Yayın Tarihi : 24 Ağustos 2008 Pazar 13:07:49


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Yilmaz IP: 91.67.195.xxx Tarih : 24.08.2008 22:04:33

Sayin kiymetli Atamdan bize yadigar yasayan abiycigim, görülüyorki vatanimizin icinde yasayn seviyesiz it sürüleri gittikce artiyor,buda normaldir,adam nasil Atatürk desinki nasil karsi olmasinki