18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Efsaneler - Gafiller - Hainler

"Cumhuriyeti çok sevmiştim" kitabıyla, ona orada yer ve mevki verenleri karalamaya çalışan ve böylelikle kendi çarpık ruh durumunu ortaya koyan Hasan Cemal, gene ruh bozukluğunu, bu sefer, Rauf Denktaş’ı güya överken, karalamaya çalışarak, gene ortaya koyuyor; CHP Liderinin daveti üzerine TBMM'de yaptığı duygusal konuşmayı, aklınca ve terbiyesizce alaya almış; Denktaş’ın konuşurken ve milletvekillerine hitaben “Ek protokolü onaylarsanız, Rum bizi yaşatmaz, Şehit mezarlarını alıp gidecek misiniz?” derken gözlerinin yaşarması ile istihza ediyor!

Denktaş’ın bu sözleri- ve gözyaşları, Kıbrıs davasının iliklerinde hisseden ve bu mücadeleye hayatını adamış insanın acısını yansıtıyor, O, her zaman söyledi; “Türkiye’nin, Türk ordusunun, 1878'de olduğu gibi, “sancağını dürüp, şehitlerini torbaya koyup” adadan ayrılmasını yarılmasını, bir daha yaşamak” istemiyor… Zira, Recep Tayyip Erdoğan’ın, Abdullah Gül’ün Kıbrıs Milli davamızdır, asla taviz vermeyeceğiz” demelerine ve TBMM'de oybirliğiyle kabul edilen ahitlere rağmen - bu hükümetin AB hayali uğruna verdiği ve vermekte olduğu tavizlerle, ek protokol filan derken, sıranın Türk Ordusunun da “sancağını dürüp, şehitlerini torbalara koyup” adayı terk etmesine geleceğinden haklı olarak endişe ediyor… Hepimiz endişe ediyoruz!

Denktaş, konuşmasında çare Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in ifade ettiği Kıbrıs Meselesi, iki dilli ve dini ayarı olan halkın iki devleti arasındaki bir meseledir formülüne sadık kalınması gerektiğini söyledi. Son günlerde, AİHM'in bir Rum'un davası konusunda verdiği kararın, başarı sayılmayacağı, olsa olsa üç veya beş ay zaman kazandıracağını ve aslında Mahkemenin Türkiye’yi gene mahkum ettiğini ve Kıbrıs meselesinin ancak siyası platformda çözülmesi gerektiğini de belirtti.

Şimdi daha başından beri, Kıbrıs’ı “verip kurtulmaya” hazır olanlardan Hasan Cemal, Denktaş’ın “Kıbrıs davasının en önde gelen kahramanlarından" olduğunu, lütfen ve söz rüşveti vermek kabilinden yazdıktan sonra, "tarihin sayfalarında O’nun büyük yanlışlarının yazılacağını” iddia ediyor. ^

Bunları yazan, Kıbrıs’taki Türk varlığını fiilen yok edecek olan Annan Planını kabul edilmesi için sayfalarca yazan Hasan Cemal, bozacının şahidi de, “KKTC laf olsun diye, taktik olarak kurulmuştu” diyerek, KKTC davasını bir kalemde anlamsız kılan eski Dışişleri Bakanı İlter Türkmen… Kısacası Denktaş’ı “çözümsüzlükle” suçlarken, davanın çorap söküğü gibi sökülmesinden yana olanlar… Ölür müsün, öldürür müsün!

Aslında Hasan Cemal’in adını efsane Denktaş’la bir arada yazmak bile abes… O, yetmişli yıllarda kendi ordusunun evine bomba atarken Rauf Denktaş Kıbrıs’ta Türk varlığı için mücadele veriyordu!

Ben, Hasan Cemal’i, bu konuları ondan çok daha iyi ve yakından bilen iki diplomatımıza Büyükelçi Tugay Uluçevik’e ve Emekli Büyükelçi Gündüz Aktan’a ve Allaha havale ediyorum! “Allah ıslah etsin” diyeceğim ama galiba O bile buna kadir olamaz

Yayın Tarihi : 26 Aralık 2005 Pazartesi 22:18:33


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?