18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Emretme Komutanım!

Ağustos ,TSK ayı- zaferlerinin ve geleceğinin belirleneceği aydır.. Önümüzdeki günlerde terfi edenler ve emekli edilenler açıklanacak ve Silahlı Kuvvetlerinizin yeni Komuta kadrosu belirlenecek..

Bu işlemlerin , Yüksek Askeri Şura’da ve Silahlı Kuvvetler bünyesinin kuralları ve gelenekleri içinde, iltimas ve siyasi baskılar karışmadan , yapılması Türk Ordusunun ayrıcalığı ve üstünlüğüdür.

Bu yöntemi değiştirmek isteyenler, politikacılar ve medyadaki sicilli TSK düşmanları hep olmuştur fakat neticede, çoğunlukla, hüsrana uğramışlardır.Özellikle bugünkü koşullarda gene öyle olması, TC Devletinin son güvenlik sigortası olan Silahlı Kuvvetlere politikanın ve politikacıların karışmaması- Devletin varoluşu için hayati önem taşıyor .. .

Medyada,Türk Silahlı Kuvvetlerinin bazı kaşarlanmış ,sicilli düşmanları vardır; bunlar bu ve ülkemizin en saygın kuruluşu olan Türk Ordusunun bütün geleneklerini, ,.”Makus talihimizin meşum aktörleri” dedikleri Komutanlarımızın toplumdaki saygın konumunu değiştirmek isterler.


Ordu ve asker düşmanlığı, bazıları için psikolojik bir kompleks meselesidir.Liboşlar için de, sözde savaş düşmanlığının ideolojik boyutudur. Son zamanlarda, Türk Ordusunu ve Komutanlarını projelerinin önünde engel telakki eden dahili ve harici güçlerin emelleri, birleşmiş durumda .! AB‘nin her “Uyum ve uygulama” isteğinde, TSK’nin etkisinin azaltılmasını istemesi boşuna ve tesadüf değil.

NIFAK SOKMA TEŞEBBÜSLERİ

Bu gayretlerin bir önemli boyutu Komutanlar arasında,hatta muvazzaf ve emekliler arasına nifak sokmak! Ve daha açıkçası belirli bur gayretle Genel Kurmay Başkanımızı, aşrı derecede methederek ,diğer Komutanlardan ve eski Genel Kurmay Başkanlarından ayırmak. Bu tehlikeli bir oyun!.

Sayın Orgeneral Hilmi Özkök, gerçekten, alışılmamış yapı ve düşüncede bir Genel Kurmay Başkanı . Yayınladığı son talimatname dolayısıyla Medyadaki o bazıları şimdi bu ayrıcalığını ve “üstünlüğünü” vurgulamaktalar. Oysa, O talimatnamede, TSK de yapılması önerilen reformlar konusunda bir yenilik yok. Sayın Özkök’ün önerdiklerinin çoğu aslında son yıllarda yapılagelen 0reformlardır. . .

Özellikle Eğitim ve Öğretim kurumlarındaki reformlarla Türk Ordusu subayları dünyanın en yüksek seviyesine ulaşmışlardır. Daha özel bir konuda TSK Özel Kuvvetlerinin Türkiye’nin m özel koşularına göre en üstün duruma gelmesi ve hatta dünyanın en üstün Özel Kuvvetleri olmasıdır! .

Fakat bazı vurgulan konular var ki, maksatları, en azından tereddüt uyandırıyor. Emekli Komutanların konum ve korumaları hususunda yapılması önerilenlerin ,şu sırada neden bu kadar önemli ve öncelikli olduğu ve son dönemde görev yapmış bulunman ve teröristlere hedef olacakları muhakkak komutanların korunma düzenlerinin neden değiştirilmek istendiği! Bazılarının gözüne battığı için mi? İnsanın aklına bazılarını memnun etmek mı isteniyor gibi bir soru gelmiyor değil!!

ASKER EŞLERİ

Bir de Sayın Özkök’ün “talimatnamesindeki “Komutan eşleri hakkındaki uyarı var.

Mehmet Ali Birand herhalde psikolojik kişisel sebeplerle TSK’ne öteden beri kafasını ve kalemini “takmış” bir yazardır. Ordu karşıtlığı hep, ya yakasından ya yeninden seyirir.

Bu düşmanlığı 18 yıl önce yazdığı EMRET KOMUTANIM kitabıyla ortaya koymuştu. O kitabının ana maksadı Türk Silahlı Kuvvetlerinin disiplin ve görev anlayışının ,hem simgesel, hem de tatbikatta temeli olan “Emret Komutanım” anlayışını sorgulamaktı.

Kitap yayınlanınca ben Birand’ın yaklaşımını ve maksadını eleştirmiştim. O zaman O da tepkilerden rahatsız olmuş ve tevil yollarına sapmıştı. .

Oysa Kitabı hazırlarken sureti haktan görünerek Genel Kurmaydan aldığı yardımları suiistimal etmesi idi Orduyu asıl rahatsız eden.

Birand şimdiki rahat ortamda ve arkasını da herhalde Orgeneral Özkök’ün talimatnamesinin müsait ortamına dayayarak, “Emretme Komutanım” yolunda pervamızca ilerlemekte.

 Kitabın yazıldığı 1986 dan beri TSK hiçbir şeyim hatta eğitimin de değişmediğini iddia ediyor ve çok yanılıyor:Askeri Okulları benim gibi görmüş olsaydı, nelerin çok değiştiğini anlardı. Şimdi Genel Kurmay Başkanın eşlerin komutanların işlerine karıştıklarını ve üzerlerinde etkili ı olduklarını talimatnameye koyması üzerine, O da, “ bakın benim 986 da yazıklarım devam ediyormuş” deyip kendisini haklı çıkarıyor.

Orduyu biraz tanıyan birisi olarak söylemeliyim. Komutan ve subay eşlerinim kocalarıyla aynı şekilde düşünmeleri, onları desteklemeleri, kendileriyle özdeşletilmeleri- bence zararından fazla yararı olan, Türk Ordusunun diğer Ordularından ayrıcalığını gösteren bir husustur. Bu kimi rahatsız eder ki: Tabii Birand ve benzerlerinden başka!.

TSK VE LAİKLİK

TSK‘nin, laikliği korumak konusunda son hatta tek güvence olduğu muhakkak – Ama Birand efendi bunu da çok görüyor. Bakın dün “Asıl sigorta asker değil-AB” başlığı altında yazdıklarına; “(AB sürecinde) Orta ve Uzun vadede laik Cumhuriyeti koruma ve kollama görevinin Türk Silahlı Kuvvetleri’nden Avrupa Birliğine geçeceğini göreceğiz”

TC Devletinin temellerinin gerçekleşmeyecek bir AB üyeliği uğruna yok edilmesinden başka, şimdi de, Laiklik konusunu , “orta ve uzun vadede ne hale geleceği belli olmayan AB’ne emanet edeceğiz.!

Ben “AB sürüngenliğinin “ rant ve borsa hesaplarından kaynaklandığını çok yazdım . Birand bunu teyit ediyor; “AB’nin yaptırım gücünü küçümsemeyin...belki tankları, tüfekleri olmayacak, ancak öylesine mali ve ticari işbirliği kurulacak ( holdinglerin bundan çıkarları olacak ki) Brütsele hayır demek imkansızlaşacaktır..

.Laik Cumhuriyet’ tankları çıkarıp balans ayarı yaparak veya silah korkusu kullanarak koruma süreci artık bitmektedir” Kısacası; Gitti Düyunu Umumiye, geldi IMF ve AB: Türkiye’nin geleceği Avrupalılara Amerikalılara- holdinglere emanet ve benim aklım fikrim de Allah’a emanet!

KUZEY IRAK’TA DA TİCARET

Bu ülkenin kaderini ini “hamaset ve mili çıkarlara değil de, “ticarete” emanet etmenin bir başka boyutu da, Kuzey Irak’ta yaşanıyor. AKP iktidarı ı “ticaret olsun “diye ,ı yerel Kürt hükümetini tanımak kararını almış.Bu kararın ucunun nereye varacağını herhalde biliyorlardır. Ama ,bir devletin kaderi ve milletin varoluş işte böyle gıdım gıdım- uyum uyum ,belki de onarılamayacak şekilde harcanmakta. Sade laikliğin değil, bütünüyle devletin ve rejimin son ve tek sigortası TSK’dir. Ancak şu sırada - milletin , balıca umudunun TSK ve Komutanları olduğu şu balgamda , adeta bu umudu boşa çıkarmak ve dikkatleri başka taraflara çekmek için belirli bazı gayretler var gibi geliyor bana !.

TSK dünyanın başka hiç bir ordusuna benzemeyen bir Ordu, bambaşka gizemleri olan bir kuruluştur. İç Disiplin anlayışına –yazılı ve yazılı olmayan kurallarına dokunulursa a ,birçok şeyler ve umutlar da yitirilmiş olur. Ben, Sayın Genel Kurmay Başkanımızın medyadaki bazılarını memnun etmek uğruna,0, TSK’nin dünyada misli olmayan gizeminden taviz vereceğine inanmak istemiyorum. Bu yalakalar ilk fırsatta, Onu da kolaylıkla harcarlar! Komutanlara yıldızlarını bu yazarlar vermiyor!

Yayın Tarihi : 16 Temmuz 2004 Cuma 15:47:18
Güncelleme :17 Temmuz 2004 Cumartesi 03:55:26


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?