Müjdelet olsun, yurduma budunuma; ”en büyük bayramdır”, Brüksel-Bizans çocuklarının, İkinci Cumhuriyetçilerin en büyük bayramıdır!  Arık fazla endişeye gerek yok; Avrupa Parlamentosu Türkiye’ye müzakere tarihi verilmesini tavsiye edecek…Kırmızı beyaz ,ay yıldızlı Türk bayraklarını naftaline ,İstiklal marşımızı klasikler arasında koleksiyonumuza koyabilir, yerlerine mavi- beyaz 25 yıldızlı AB bayraklarıyla sokakları donatabilir, hep bir ağızdan ,AB’nin Beethoven senfonisini söyleyebiliriz…Ve Anıtkabirin yerine de bir AB –Düyun-u Umumiye binası dikebiliriz – ve de - Brüksel’den kahraman olarak dönecek Erdoğan’ın Çankaya’ya kadar uzanacak yollarına kırmızı halılar serebiliriz! Aptal Avrupalıları uyandırdı, akıllarını başlarına getirdi!

ŞAHANE ORGANİZASYON

AP gibi “ciddi” forumunda, Parlamenterlerin çoğunluğu , spor maçlarındaki gibi Türkiye’ye “evet” pankartları açtılar..Kim örgütledi ise- kim kotarmışsa, cidden şahane bir organizasyon! Ancak bu tavsiye kararının ve şovun Liderleri ne kadar etkiyeceği belli değil.

Gene harika bir zamanlamayla, Fransız Cumhurbaşkanı Jacques Chirac “bonne pouır l’Orient” – yani Türklere mahsus, gönlümüzü alan - Bir konuşma yaptı. Fransızların “Palis gerçeği” ” dedikleri, “ malumu ilam” kabilinden ,Türklerin onurlu bir millet olduğunu , başka bir statüyü kabul etmeyeceklerini, AB nın dışında kalacak bir Türkiye’nin , başka istikametlere kayacağını ,ve bunun da Avrupa ve Fransa için zararlı olacağını ifade etti. Fakat bazı gerçekleri de üstleri hafif kapalı olsa da hatırlattı : müzakereler on beş yıl sürecek ve her bölümün , bütün üyelerin ittifakıyla kabul edilmesi gerektiğine göre ,her am kesilebilecek, en , sonunda üyeliğimiz konusu Fransa ve Avrupa halklarının onayına sunulacak- Türkiye tam üye olamayacak!

Chirac ,başka statüyü Türkler kabul etmezler dedi, tam üye olamazsak o zaman ama “diplomatik çaresi" bulunur dedi…özel statünün Frenkçe’si! …Türkçe’si de;müzakerelerin ucu açık. Kıbrıs, Ermeni,Kürt konularının uçları da belli ama en azından şimdilik buz dolabında. Bütün bu konuların Ege ve Kürt meselesinin bu taramalar ve müzakereler sürecinde karşımıza “ya kabul edersin ya da edersin” diye çıkarılacağı da muhakkak !

Chirac’ın konuşmasından sonra ,CNNTÜRK’ teki programda hepsi AB sevdalısı katılımcılar, herhalde sevinçten, bu konuları ve bu gerçekleri hiç dile getirmediler . Ama asıl şu sırada Brüksel’de bulunan Mehmet Ali Bırand’ın ve çömezi Yalım Eralp’ın , Karagöz –Hacivat gibi, bır şıkır şıkır oymaları eksikti. . Chirac De Gaulle gibi bir devlet adamı ve kendi kamuoyuna meydan okudu…diyorlar.. Chirac bilmiyorum hakikaten büyük bir devlet adamı mı, ama muhakkak akıllı bir politikacı; “ ne şiş yansın ne kebap" konuşmasıyla bir taraftan kendi kamuoyunu kızdırmadan, bazı Türkleri ve Erdoğan’ı hoşnut etti.. Bu konuşmanın Zirvede ne kadar etkili olacağı belli değil! değil!

Ama ne olursa olsun, ne o ne de diğerleri aptal değiller. Hem son günlerde Erdogan ateşli konuşma ve mektuplarıyla onları uyandırdı. ; Türkiye’yi kaybetmemek ve bundan sonra en büyük kozları olan Erdoğan’ı müşkül durumda bırakmamak için, bir tarih verecekler. . Sonra da bütün Kıbrıs Kürtler Ermeniler,azınlıklar dayatmalarını tarama ve müzakerelerde, yeni bir afyon yutmuş Türkiye’ye kabul ettirecekler! Onlar aptal değil, ,yüzyıllardır yapamadıklarını yapmak fırsatını hiç kaçırırlar mı?

Evet, bazılarına göre Büyük Bayram olan şu günler, Eger uyanmazsak,i koca Türk devletinin , içinden çıkamayacağı , onbeş yıllık bir kapana sokulacağı günlerdir! Onlar aptal değil, ama Türklerin hiç de aptal olmadıklarını göstermelerin tam sırasıdır..Tabii, milletin üzerine ölü toprağı serpilmemiş ise! !