Enteresan günler yaşıyoruz” dedim… Bir dostum “Enteresan da laf mı; müthiş günler yaşıyoruz” dedi… 

Şu sırada öylesine olaylar var ki, yumak halinde; .PKK terörünün azması –her gün şehit verilmesi - - Anayasa değişikliği ve Cumhurbaşkanı seçimi- 11 Cumhurbaşkanı’nın, iki sandıkta, eş zamanda seçilmesi –İktidarla, TSK, Yargı ve hemen bütün kurunlar arasında kopma raddelerine gelen gerginlik. ! Bunlar, biri birlerini etkileyecek ve Cumhuriyet’in, rejimin, milletin kaderini tayin edecek gelişmeler - olgular! İçinden ve dışından, böylesine gerilen “yumağının ”, sonunda, bir şekilde, patlaması mukadder. 

İşin vahım tarafı, İktidar, bu durumu, doğru, değerlendirmiyor veya en vahimi, algılamak istemiyordu “. Aldırış etmezsek geçer ve “Du, bakali n’olacak” hesabıyla! Ama galiba, son zamanlarda , “dank etmiş” olacak ki, Kuzey Irak operasyonuna, ABD ‘ı ve AB’yi kızdırmak pahasına. Sıcak bakmaya başladı. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, saldırıyı telin eden ve bölücü terör örgütüyle mücadelede “bizimle birlikte hareket edeceğini” söyleyen, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’la konuşmasıyla ilgili olarak, “Sınır ötesi operasyona , ''bu konularda kendimiz karar veririz, başkalarıyla konuşmayız'' demiş. Sorarlar; öyleyse, bu kadar şehit ve gazi verilirken, neden karar veremediniz de Washington icazet beklediniz, “Koordinasyon oyununa geldiniz? Ancak, “oyuna gelmedikleri ”, Türk halkını bu oyunla oyaladıkları belli oluyor. Kabaca “görevden aldıkları, Orgeneral Edip Başer’in, n nazikâne ve zarifane söylediklerinden ve sonra da yardımcısı Tuğgeneral Yalçın’ın Karagöz’ün açıklamalarından belli oluyor… İktidar bu konuda samimi ve ciddi değildi… ABD’nin “oyununa gelmekten” ziyade Türk Halkını savsaklamış ve buna, onurlu bir Türk Generalini alet etmiştir. Yalaka Mehmet Ali, sırıtarak, yapılan muamelelerin “incir çekirdeğini doldurmadığını “ yazdı: Tabi onun “onur” anlayışı “incir çekirdeğini doldurmaz! Evet, İktidar Irak’ta bir nev’i operasyona sıcak bakıyor gibi. Yerseniz! 

Ama halk “yemiyor” ; Acaba Erdoğan, İzmir’deki şehit cenazesinde Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başkanı alkışlanırken, kendisine “yuh çekilmesinin, anlam ve vahametini anladı mı? –Yoksa bunu da “bindirilmiş kıtalar” mıydı? . 

Başbakan, Muhalefeti “çürük yumurtalara” benzetti. Korkarım şimdi birileri ona da ,“çürük yumurtalar atalarsa” ayıp olmaz mı? ? Çok da acı olur, çünkü nihayet, o Devleti temsil ediyor. 

KOMPLO TEORİLERİ 

Acaba Erdoğan da bazı yalaka yazarların liboşların komplo teorilerine inanıyor mu? Malûm yazarlar, şu sırada terörün artmasının, mitinglerin. Ve olası bır Kuzey Irak operasyonun gündeme getirilmesinin, en azından, seçimlerin önlenmesi için provakosyon, olduğunu – açık, üstü kapalı. Dolambaçla yazıyorlar. Onlara göre, maksat, AKP’nin kazanmasına, , Anayasa paktını kabul edilememesine ve böylelikle, Cumhurbaşkanı’nın, halk tarafından seçilmesine engel olmak! 

Ve dillerin altındaki de şu: bu provokasyonları Ordu veya “derin devlet”, Hasan Cemal’in deyimiyle bir “çekirdek güç .“organize ediyor. Sahneliyor!

Mehmet Altan bunu açıkça yazdı Hasan Cemale göre. : “iki tarafın –PKK’nım ve “Çekirdek Güç” ün maksatları var… .AKP'yi seçim sürecinde kıskaca alarak en azından tek başına iktidara gelmesini önlemek! 

Ve Hasana göre bu cabalar 2003–2004 darbe tertipleri'ne kadar uzanan, oradan Anayasa Mahkemesi'nin 367'siyle cumhuriyet mitinglerine ve tabii 27 Nisan Muhtırası'na kadar giden ve arka plandaki organize çekirdek güç tarafından işletilen bir süreçmiş. Var.
PKK'nın terör mantığının muhtemel bir sonucu daha akla gelebiliyor: 

Kuzey Irak operasyonu... 

Ama burada bir çelişki var: PKK AKP’yi önlemek istemiyor. Aksine, umudu bu partinin iktidarda kalması... APO bunu açıkça söyledi!
Sadece Onun değil ABD ‘in. AB'nin ve bütün Türkiye karşıtların “rivayetleri” – söyledikleri – muhtelif ama maksatları aynı!

NEDEN?

Terörle e Mücadele ve Polis Vazife yetkileri kanunlarını AB dayatmalarına uymak sevdasıyla iğdiş edilmesi “sayesinde”, Güvenlik Kuvvetleri –Polis terörle ve asayişsizlikle –kapkaççılar, magandalar ve hırtsızlarla a mücadele edemeyecek hale geldiler. Şimdi gerçekler karşısında bu kanunlar ve özellikle Polisi yetkileri, yeniden arttırılacak. “Ağa ıle marabasınının öyküsünü hatırladım: madem bu hale geleceğiniz bu haltları neden ettiniz?