Eşkenar Üçgen!..

Bu yazıyı artık yazmam vacip oldu. Çünkü “cemaat” konusu, Devlet Bahçeli arasında yazışıldı. Ama gene de çok dikkatli yazmam gerekiyor. Cumhurbaşkanından sokaktaki adama kadar herkes, bu konuda çok şey -gerçekleri - biliyor da söylemeye -yazmaya korkuyor; “dokunan yanıyor”!.. Ahmet Şık ve Nedim Şener “ götürülürlerken” böyle bağırmışlardı… “Yakılanlar”, çok!.. Ama ben, gene de yazmak zorundayım. Şu bağlamda, yazmazsam, görevimi ihmal etmiş olurum, vicdanım rahat olmaz.

Açık söylemeli; Gülen Cemaati, seçimlerde ülkenin kaderini belirleyecek kadar güçlü!.. Her partide, her kuruluşta, muhtelif mezhepte cemaat mensupları bulunur… Fakat Gülen Cemaati hemen her partiye her yere, yargıya, emniyete, belki de orduya ve hatta ailelere sızmış, siyasi bir güç… Mütevazı bir vaizin ve medyadan bankacılığa kadar her alandaki araçlarıyla bu muazzam gücü, nasıl elde ettiği, Afrika’dan, Asya'ya kadar, yüzden fazla okulu nasıl kurduğu çağımızın mucizesi, muamması! Herkes mucizenin farkında ama kimse hatta “otuz el bombasından” Ergenekon örgütünü çıkaranlar dahi sorgulamıyor. “Gölge oyunu” oynanıyor!.. Korkuyoruz, çünkü dokunan yanıyor!

Hoca efendi, bizzat bana ülkenin bölünmesinin onu çok üzdüğünü söylemişti… Kendilerine, buradan sorarım; eğer öyleyse, Cemaatin gazete ve televizyonlarında, Müritleri olan yazarların, konuşmacıların, her Allahın günü, TSK’ni yıpratıcı ve bölücüleri kollayıcı söylemlerini nasıl izah eder… Müritleri kontrolünden mi çıktılar? Hoca efendi keşke onlara ve APO’ ya sallasa!..

Kaset olaylarından sonra Bahçeli “Atlantik Ötesini” işaret etti… Ben, Hoca efendiyi, böylesine müptezel bir komplo yapmaktan, hatta cevaz vermesinden, tenzih etmek isterim, ama “kontrolden çıkanlar” yapmış olamazlar mı?

Cemaat her partinin tabanına sızdığı için, Cemaate “dokunacak” partinin, oy kaybedeceği, adeta açıkça söyleniyor…

Devlet Bahçeli geçenlerde, MHP tabanında cemaat mensupları bulunduğunu söylemişti. Son kaset olayından sonra, Medeni ve siyasi cesaret gösterdi, “Atlantik ötesini” ima etti ve "Türkiye, Erdoğan, Gülen ve Öcalan eşkenar üçgenine hapsedilmiş durumda. Türkiye’nin konularına vakıf olabilmesi için Fethullah Gülen’in gelmesinde yarar var” dedi.

Gerçekten de, Fethullah Gülen vatana hizmet etmek istorsa, ABD’ne sığınacağı ve bu yüzden de şüpheli duruma düşeceğine, ülkesine dönmeli ve “gücünü”, Türkiye’yi, bölmek isteyenlere karşı kullanmalı!..

Bakın Taraf gazetesi de "dokunmak” hususunda, ihtiyatlı ama gene de dokunmuş: “Gülen taraf MHP olamaz” başlığı altında; “Erdoğan, Gülen, Öcalan eşkenar üçgeni” sözü Bahçeli’ye pahalıya patlayabilir. MHP tabanını bilenlere göre, cemaatle çatışan baraja takılır” diyor. Mehazı şahidi de, Zaman yazarı Mümtazer Türköne!

Bahçeli, bu ihtimalin, tehlikenin farkında değil mi? Eğer sıradan politikacı olsaydı susardı… Ama o “mümkünü budur” diye susmadı. Devlet adamı gibi, her ne pahasına -oy pahasına- doğruları söyledi… Erdoğan, Kılıçdaroğlu ve de Gül, “Cemaat gerçeğini” bilmezler mi?.. ”Dokunmaktan” korkarken, korkunun ecele faydası olmayacağını ve ilerde kendilerinin de “yakılacağını” bilmezler mi? Bu konuda “susmak” herkese, Türkiye’ye, çok pahalıya mal olacak!

Ben de bunun için, “dokunulacağımı” bilerek, yazdım; şimdi, “Dokunulmayı” bekliyorum… ***