26
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Fesat Çekirdeği, Çekirdek Kadro


Tuncay Güney'in, 2001 yılında polise verdiği ifadenin video ve ses kayıtları her halde Emniyet tarafından basına – bu sefer açıkça – “servis” edildi. Zamanlama mükemmel; kazılar ve bulunan cephaneliklerle birlikte, eş zamanda!

KİM BU ADAM?

Tuncay Güney, meczup mudur?- Deliliğinde bir maksat, bir metot mu var? Kamunun akıl sağlığına ve asıl, ülkemize daha fazla zarar vermeden - adaletin de selameti bakımından, bu teşhis muhakkak ve acilen konulmalı – fesat ve tezviratına bir nokta konmalıdır.

Eğer mümkün olabilseydi, psikiyatrlar, psikologlar, bu adamı muayene koltuklarına yatırırlar, en doğru teşhisi koyarlardı. Hatta Televizyon ve video’lardaki görüntülerine, konuşmalarına, bakarak bile, nasıl bir deli veya “akıllı” bir deli olduğunu anlarlardı!

TEŞHİS

Nitekim Psikolog Prof. Dr. Acar Baltaş bu müşahedeyi yapmış teşhisi koymuş; Güney bir “Sosyopat”. Profesör şöyle diyor: “Sosyopatlara güvenilmez, başka insanlara karşı duygudaşlık duymazlar, kendilerini olduklarından önemli görür, gösterir. Çok kolay yalan söyler ve söylediklerine kendileri de inanırlar. Güney’in sorgudaki rahatlığının yanı sıra bugüne dek verdiği beyanatlara da baktığımızda onun için ‘Sosyopat’ ifadesi doğrudur. Konuşurken abartılı jest ve mimikler önemli ipuçları barındırır… Güney’in polis sorgusundaki rahatlığı dikkat çekici! Elini çok sık yüzüne götürmesi, gözünü sertçe ovması, boynunu kaşıması ve tüm bu hareketleri yaparken de çok net ifadelerle konuşmasını sürdürmesi, yalan söylediğinin göstergesi Çünkü yalan söyleyen insanlarda el yüze çok sık gider. Aynı şekilde, konuşmanın doğal akıcılığı sürerken ellerin ani hareketlerle kullanılması, havaya sıçraması, söylediği sözlerin altını çizmek istediğini de gösterir. Şu haliyle Güney tek kale oynuyor, ağzına geleni söylüyor.”

Ne var ki, bugün gelinen noktada, bu adamın ipe sapa gelmez karmaşık iddiaları, ciddi olarak ve resmen, Ergenekon Davası iddianamesinin esasını ve mihrakını teşkil ediyor ve savcılar Kanada'ya yazarak, bu adamdan cevaplar istiyorlar. Ama tesadüfe bakın ki, bu talep mektubu, yanlış – daha doğrusu, “doğru” adrese- Güney’in hamisi ve tezviratının organı Yeni Şafak’ın Kanada’daki Muhabirinin evine gidiyor. Yanlışlıklar –saçmalıklar komedisi içinde, rezalet!..

MEDYANIN HALİ

Ve Mesut Yılmaz’ın deyimiyle “geçmişin hafriyatına” Susurluk'a vb. takılan bir kısım medyamız da, bu adamın 2001 yılında polise verdiği ifadeyi saatler ve sayfalarca yayınlıyor! Güney “Ergenekon"un “çekirdek” kadrosunu açıklamış! İddiasına göre çekirdek kadro şu: Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Necip Torumtay, Eski Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Teoman Koman, Eski Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Rasim Betir, Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Güven Erkaya, Emekli Tümgeneral Nejat Müldür, Emekli Tümgeneral Osman Özbek, Emekli Tuğgeneral Engin Hoş, ve tabii, Emekli Tuğgeneral Veli Küçük!

Tabii deli saçması, akla zarar bir iddia, bir hezeyan - ama medyaya göre adeta “hakikati” açıklama! Pes!

Öyle diyoruz –bu “abesle iştigaldir” diyoruz, ama acaba öyle mi? Yoksa bu “açıklanmalar”, Mahmut Övür’ün sözünü ettiği “11.Dalganın” habercisi mi? Ve bu sefer tutuklanacak eski Cumhurbaşkanı kim? Tuz kokmaya başladı, bunlar bir şakaysa da, artık “kaka” oldu. Eğer “Çekirdek kadroda” bu isimlerin bulunması ciddiye alınırsa hayret? Fakat bana göre, bu “çekirdek”, şu sırada maksatlı olarak ortaya çıkarılmıştır ve “komplo” derinleşiyor. Ve asıl hedefin ne olduğu anlaşılıyor. Orduya da “dokunarak”,TC’ni kökünden değiştirmek!

BİR FIKRA

Bu kadar ciddi bir konuda, “teşbihte hata olmaz”, kıssadan belki hisse çıkarılır diye bir fıkrayı hatırlatayım. Adamın biri oynatmış; kendisini darı tanesi sanır, tavuk –horoz filan görünce fellek fellek kaçarmış... Akıl hastanesine koymuşlar ve tedavi etmişler “darı” olmadığına, insan olduğuna ikna etmişler, salıvermişler! Birkaç gün sonra adam doktorlara sığınmış: “Tavuklar geliyor beni yiyecekler” diye… Doktor, “ Yahu, sen, darı değil, insan olduğunu bilmiyor musun?” Adamın cevabı; ”Doktor ben biliyorum da, acaba tavuklar biliyor mu?" ***

 

Yayın Tarihi : 16 Ocak 2009 Cuma 00:10:09
Güncelleme :16 Ocak 2009 Cuma 00:16:35


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Tarihçi IP: 88.252.175.xxx Tarih : 17.01.2009 00:11:17

"Anzavur ayaklanmaları halife ordusu adıyla, Anadolu genel müfettişi Zeki gözetiminde ve Süleyman Şefik yönetiminde "kuvvayı inzibatiye örgütü" adındaki ücretli ordu tarafından yürütülüyordu. Türk Silahlı Kuvvetlerini olabildiğince budamaya çalışan işgal devletleri, böyle bir örgütlenmeye ses çıkarmamışlardır. Bozulduklarında da İngilizler bu askerleri soymayı ihmal etmemişlerdir." 1918-1920 yıllarını kapsayan ve Millî Mücadele tarihimizde yer alan bu örnek, Celâl Erikan'ın "Komutan Atatürk" adlı yapıtından alıntı olarak sunulmuştur. (sayfa:508) Bu ifadelerimle Cumhuriyetçi ve Atatürk Milliyetçisi olanlara bir mesaj verebildim mi ?. (Not: Pek benzetmek gibi olmasın, ama; Neron Roma'yı yakmış, yaptığı marifeti başkalarının üzerine atmıştı..)