17
Haziran
2025
Salı
ANASAYFA

Finansbank ve Genelkurmay...

Genelkurmay Başkanlığı, bir gazetenin FİNANSBANK satışı konusunda Genelkurmaydan vize istendiği şeklindeki haberi yalanladı; Açıklamada ”Haber yalandır” denmekte ve de ilave edilmekte: “Böyle bir görüşme olmamıştır. Ayrıca, Genelkurmay Başkanlığının bankaların satışı ile ilgili olarak mevcut yasal düzenlemelerden kaynaklanan herhangi bir sorumluluğu da bulunmamaktadır.”

Özellikle bankalar, Telekom gibi stratejik, hassas konularda, Genelkurmayın duyarlı olması, hatta söz sahibi olması normaldir. Hatta bildiğim kadar, önemli arazi ve mülk satışlarında askerlerin vizesi alınır veya alınırdı. Ama mevcut yasalara göre, bir bankanın satışı konusunda askerlerin konuşması ve Genelkurmay’dan vize istenmesı ve verilmesi, söz konusu değil. Genelkurmay da açıklamasında, bunu anlamlı bir şekilde ifade ediyor. Ancak, ben bu kısa,fakat net açıklamadan, askerlerin, sanki bu vizeyi vermişler gibi bu sorumluluğun ve töhmetin altına girmekten, özenle kaçındıklarını anlıyorum. Kısacası açıklamada söylenenden fazlası ifade edilmiş!

Gerçi Mehmetçik Vakfının, TSK ile organik bağı yok ama Vakfın ani bir kararla FİNANSBANK’TAKİ, 5 milyon YTL hesabının tamamını başka bir bankaya transfer etmesi asker camiasının ve milletin bu konudaki tepkisini göstermez mi?

DEV ADIM
APOLLO uzay aracı 1969 yılı Temmuzunda ay’a inince ve astronot Neıl Armstrong ay sathında ilk adımını atınca “İnsan için bir adım- insanlık için ise dev bir adım “ denmişti. Her nedense, ABD, NASA, ay üzerindeki o adımını ve uzaydaki “dev adımlarlarını” ileri götürmedi! Her halde bir sebebi vardır… Ama konumuz bu değil; Hüseyin Özyeğin’in, FİNANSBANK’ı Yunan Milli Bankası, NBG ‘e, satmakla “dev bir adım” attığı savını eleştirmiştim ve kanaatimde ısrar ediyorum; Kanımca, Özyeğin’in “dev adımı” Türk Bankacılığı ve milleti açısından –tabirim mazur görülsün - “cüce” bir adımdır! …

HÜRRİTET Genel Yayın Müdürü Ertuğrul Özkök, bu vesileyle Atina’da NBG binasında, Yunan meslektaşlarıyla konuşmuş. Yunan “milli” bankasının 2. Numarası Özkök’sen, özel celsede, , benim de bu konuda merak ettiğim gibi, , Türk halkının ve mudilerinin tepkilerini merak etmiş ,”Türk kamuoyu bir Yunan Bankasının bir Türk bankasını almasını nasıl karşılar?” diye sormuş…

Özkök “ klasik kafayla” – herhalde benim gibilerin “kafasıyla” bakılınca, bu alım-satımın Türkler tarafından hoş karşılanmayacağını ama onunki gibi ,“küresel kafayla” bakınca, bunun müthiş bir gelişme olduğunu söylüyor. Acaba O, Yunanlı Bankere, benim geçen yazımda sorduğunu sormuş mu; bir Yunan Bankasını, bizim Milli bir bankamız satın alabilir mi idi ve alsaydı, Yunan halkının tepkisi ne olurdu? Her konuda olduğu gibi, bu konuda da, olgunluk, fedakârlık, bizden bekleniyor!

Bu alışverişin iki memleket arasındaki ilişkilere yarayacağı ve “küreselleşmenin “ olası faydalarına gelince, bu iddialara da, Yunanistan’la, ilişkilerin, birlikte uzo-rakı içmek ve sirtaki oynamakla düzeleceği umutları gibi fazlaca iyimser ve romantik! İki tarafın para vb. çıkarları için yapılmış bir alış- verişe, milli çıkarlar ve barış kisvesi giydirmesinler!
Özkök’le de, paranın, din ve imanın, kimliği hususunda doku uyuşmazlığımız var! Küreselleşmenin de bugünkü şekliyle, büyük ülkelerin küçükleri, her konuda, egemenlikleri altına almaları şeklinde işlediği ortada.

Özkök, ABD Kongresinin doğru bir kararla yanlıştan döndüğü, Amerika limanlarının, bir Dubai şirketine varılmasını ret etmesini, küreselleşme “sürecinde” kara bir gün sayıyor… Tabii, bu düşüncenin de altında bizim de limanlarımızın, , stratejik noktaların, hatta arazinin, mülklerin, yabancılara satılması- “küreselleştirilmesi” – çabalarının ön savunması var!
Biz “klasik kafalı dinozorlarız”,; başka örneklere, yakın tarihimize bakarak, güya ta kürselleşme adı altında, Topraklarımızın vb yabancılara satılması altında başka mahzur ve tehlikeler görüyoruz! “Küreselleşme” çağın kaçınılmaz olgusu, ne varki bugünkü şekliyle- gerçek hayatta “küre” başklarında, “selleşen” de biz olacağız !
Nihayetinde iş, para –din-iman ve millet meselesi!

Özkök, Yunanlıların, herhalde Türk Kamuoyunun tepkilerini bertaraf etmek için, FİNANSBANK’ı satın alan Natıonal Bank of Greece- Yunan Milli Bankasının adını değiştirmeyi düşündüklerini söylüyor… ”Kırk yıllık Yani, olur nu Kani?”. Tabii, Türkiye'deki şubelerinin, mesela, NBG CEO’su Takıs Arapoglunun dedesinin memleketi Tekirdağ’daki (Rumca adıyla Rodosto) şubesinin kapısına kapılarına Yunan Bayrağı asacak değiller ya!

MERAK
Milli Savunma Bakanlığı açıklamış; askerlik şubelerinin ve dairelerinin, güvenlikleri özel güvenlik şirketlerine ihale ve havale edilecek. Merakım ülkenim milletin savunmasından sorumlu Türk Ordusu, kendi binalarını savunamayacak durumda mı? İlerde, kademe kademe, diğer askeri mahaller, binalar hatta MSB ve Genelkurmayın güvenliği de özel güvenlik şirketlerine mi havale edilecek?…

Mayınlı arazının TSK tarafından temizlenmesin de yabancılara o topraklarla birlikte ihale edilmesinin gerekçesini de, pek anlayabilmiş değilim! Mayınlı arazinin temizlenmesinde askerlerimiz yaralanmasın, ölmesin diye ise, makul olabilir. Ama mesele temizlemenin maddi pahası ise ve mayınları temizleyecek yabancılar, o stratejik topraklara “konacaklarsa”, o zaman düşünmek gerek! Ama gene de, her iki konuda da, mülahazat hanesini açık bırakıyorum. Her halde bunlarda geçerli bir Grekçe ve keramet vardır ama ben anlayamadım. Bir yetkili,merakımı giderse memnun olacağım!

Yayın Tarihi : 9 Nisan 2006 Pazar 23:23:09


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?