Son yazılarımda. Güneydoğu’daki “sorunun”, Kür bölücüler ve yabancı hasımlarınız bu arada AB için “Türk Sorunu” ve fakat bizim içinde bır Türklüğün hayat –memat meselesi olduğunu anlatmaya çalıştım. Belli ki Kürtçülerin Türklerle “birlikte yaşamak iradesi” hatta e en ufak bır arzuları yok; bizim meselemiz “Türkün var olmak iradesi olup olmadığı”! ’ Şimdi de soru şu: bu gerçeği teşhis etmek ve gerekenleri yapmak hususunda, İktidarla TSK – TSK ıle Devletin en yüksek güvenlik ve istihbarat örgütü arasındaki bu derin görüş ve yöntem farkı nasıl giderilecek? 

Bugünlere. Güneydoğu’nun bu duruma gelmesine, Türk Devletinin orada ordusu, polisiyle, fuzuli, haksız işgalci durumuna gelmesine ve çözüm için PKK'yı " halletmek" için ABD’den icazet, bir zamanlar postallarını ve “kırmızı” pasaportlarını verdiğimiz Talabani ve Barzani’den, hatta APO'dan yardım istemek durumuna nasıl geldik? Güneydoğu’da adeta ABD’ nın Vietgnam’dakı durumuna düşürüldük?
1984’dekı PKK “Savaşçılarının” Eruh –Şemdinli de kalleşçe karakol baskınlarıyla başlayan, ucu açık, fakat şehitlerimizin kanı, anaların gözyaşlarıyla dolu bölücülük ve terör “süreci”, yirmi iki yıl l sonra neden adeta başladığı noktaya döndü ve PKK eşkıyasını neden hala “bitiremedik”, .bölücülük neden önlenemedi?

Terörle mücadele konusunda ve milli çıkarlarımızdan, AB uğruna tavizler verildi… Teröre yasası değiştirildi. Güvenlik kuvvetlerinin elleri kolları bağlandı… MGK’ iğdiş edildi! Bu günlere “kolay” gelmedik- .Tıpış tıpış, getirildik.
 
Güneydoğu sorunu – “Kürt sorunu konusunda” çok yanlışlar yapıldı. Kürtçü bölücülerin TBMM’ne sokuldu… Uyum yasalarıyla, Kürtçe eğitime ve Radyo ve TV yayınlarına imkân verildi, ,Üniter Devletimizin sırtından, Kürt Devletine temel taşı verildi… APO’nun hak ettiği ve hüküm giydiği halde idam edilmedi. Başımıza bela kesilmesine imkân verildi... Şimdi de “hile-i şerriıye ıle”, DTP’lileri, başka partilerden TBMM ne sokmak yanlış olacak!

Başka bır acı da sözde aydınların ihaneti: Bir sürü aydın Şemdinli’ye Vana gitmişler. Bölücüleri desteklemek ve herhalde TSK ‘nin “şiddete son vermesi için” Bölücülerle sarmaş dolaş "şov" yapmışlar. Bu aydınlardan şimdiye kadar şehitlere saygı, , TSK’ne destek sözleri işitmedik. .Onların hasımları PKK değil TSK!

TOROĞLU
Ve alay eder gibi,” Zehirli Türk Kanı” diyebılen Hrant Dink’i ve özgürlük adına savunan bu sözde aydınlar lar şimdi Erman Toroğlu’na saldırıyorlar. Liboşlar, tabii. Toroglu’na ateş püskürüyorlar, ama bır Generale dil uzattığı için değil, Onlar Orduya ve generallere söylemediklerini bırakmamışlardır!

Spor. Yorumcusu eski Hakem Tor oğlu’nu tanımam. Ama tok sözlü, bır halk adamı olduğunu işitirim. “Ben demokratik Genelkurmay başkanı istemiyorum. Benim askercim vurdu mu kodu mu oturtacak olmalı” demiş. Halk ağzıyla çoğu halkımızın duygularına tercüman olmuş ve sonra da erkekçe sözlerinim arkasında durmuş… İtiraf eydim: ben, herhalde, aynı kelimeleri kullanmazdım, fakat Tor oğlu’nun Orgeneral Hilmi Özkök’ü düşünerek söylediklerin yadırganmadım. Hele bu sözleri Maraton programcında kolsuz bacaksız, sakat gazileri seyredip duygulandığı düşünülürse… Kuzey Irak’ta askerimizin başına çuval geçirilmesi üzerine aynı şekilde mukabele edilmeyip, kabak Özel Kuvvetler Komutanın başına patlatıldığı hatırlanınca!

Önce yazdığım için yineleyeceğim: Sayın Hilmi Özkök Genelkurmay Başkanı olunca ona, naçizane, kollarımı açmıştım. Ama sonra, söylediklerinden yaptıklarından memnun olmadım ’. Bır asker de demokrat ve liberal anlayışlı olabilir, ama hele şu bağlamda, ordu demokrasiyle, demokratik yöntemlerle. “aman Borsalar oynamasın” anlayışıyla yönetilemez… Muharebeler. Savaşlar demokrasiyle, oy çokluğu kararlarıyla kazanılmaz’ Türk milleti son savunma hattı ve gücü olarak Türk Ordusuna güvenir, ondan ses bekler… Ama Sayın Özkök Paşa bu. TSK’nim. Bize özgü, geleneksel gizemini ve millet için anlamını. “her konuda bize bakmayın” diye değiştirmek istedi. Hilmi Özkök Paşadan enteller liboş köşe yazarları ve AKP hoşnut oldular, ama halk ona pek ıslamadı. TSK mensuplarının da ısındıklarını sanmıyorum! Paşa : “Herkes layık olduğu Genelkurmay Başkanını özler” buyurmuş: Türk milleti, ordusunun layık olduğu komutanı özlüyor!