Gaza Gelip Gazze'ye Gazaya Gitmek!

Son olayların son tahlilde kısa özeti: “Gazze’ye insani yardıma” giderken galiba “gaza” getirildik.  Görünüş o ki Türkiye’nin uzun vadeli çıkarları açısından, tehlikeli olabilecek bir “gazaya” sürüklenebiliriz!

İtiraf edeyim; ben de çoğumuz gibi, “gaza” geldim; Başbakan’ın insanlarımızı kurtarmak için neredeyse savaşı bile göze alması, beni de heyecanlandırdı...

Ancak bu heyecanla dünyanın, Ortadoğu’nun çok boyutlu satrancında, oyunun tek tarafına takıldım. Gazze’nin ablukası, insanların aç, ilaçsız, barınaksız bırakılması, masum insanların ölmesi, gerçekten utanç verici bir olay! Her millet ve inançtan insanların, bu mağdurların yardımına koşması çok ulvi bir hareket. Türklerin, bu hareketin içinde bulunması, başını çekmesi de doğru! Buna karşılık, İsrail devletinin bu insani hareketi hoyratça önlemesi ayıptan öte! Komandolarının yardım filosunun öncüsü, Türk bayraklı “Mavi Marmara” gemisine uluslararası sularda saldırmaları, çoğu Türk, insanları hunharca öldürmeleri ve yaralamaları, hem insanlık açısından, hem de bizim açımızdan, lanetlenecek bir insanlık ayıbı! Türk Devletinin BM’de Güvenlik Konseyi’nde, NATO’da diplomatik harekete geçmesi, doğru! Erdoğan’ın, bu hoyratlığa karşı konuşması da, Türk Başbakanına yakıştı! İsrail hükümetini, insanları hoyratça öldürdüğü, yaraladığı ve rehin aldığı için milletçe telin etmek, şehitlerimizi, dualarla anmak ve dönenleri, kahraman gaziler gibi karşılamamız doğru ve farz. Olanlar karşısında, milli birlik ve cesaret göstermek gerekiyor!

TBMM’nin, bu birliği ifade eden deklarasyonu da yerinde! Buraya kadar, değerlendirmemizde hata yok!

Ancak bazı gerçekler, ayrıntılar ortaya çıktıkça, insan ister istemez, bu satranç tahtasının diğer boyutlarına bakıyor ve olayın altında, başka uluslararası bölgesel faktörler, çıkarlar ve iç politika hesapları var mı, diye düşünüyor!

KORKUSUZ REİS

Mesela, en basitinden, Erdoğan, böyle şecaat arz etmekle, kendisi ve Partisi için prim yapmak, puan kazanmak mı istiyor? Öyle ya, şu sırada CHP’nin ve Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun puanları artmışken, Ecevit’in “Kıbrıs Fatihi Karaoğlan” misali, “Korsanlara karşı savaşan, korkusuz kaptan Erdoğan Reis” imajı, Erdoğan’a kaybettiği puanları, yeniden kazandırabilir.

Gözden kaçmadı, AKP vekilleri hazırlanan bu deklarasyonun 9. maddesine; “TBMM, Türk Hükümeti’nden İsrail ile siyasi, askeri ve ekonomik ilişkilerimizi gözden geçirmesini ve gerekli etkin önlemleri almasını beklemektedir” ifadesine niye karşı çıktılar. AKP sözcülerine göre, deklarasyonda Hükümetin yaptıkları takdir edilmeliydi! Bu, AKP’nin, bu olayı, iç politika malzemesi yapmak istediğini ihsas etti.

GAZA GELDİK

Evet, hepimiz gaza geldik, getirildik. Ancak, salim kafayla düşününce ve ortaya başka ayrıntılar çıkınca bu oyunun, belki de daha gerçek ve ülkemiz için tehlikeli olacak uzantılarını, sonuçlarını görmek, düşünmek, “mülahazat hanelerini” açık tutmak zorundayız!

Mesela, özetle… Türk rehineleri kurtarmak için diplomatik yollar tükenseydi, Hükümetin Donamaya koruma be mukabele görevi vermesi de, doğru- zorunlu olurdu.

İHH şimdi gene Gazze’ye ikinci bir filo göndermeye hazırlanıyormuş. İsrail’in, bu filoya ve insanlarımıza karşı, aynı hoyratlıkla davranacağı belliyken, bu en azından “pervasız kaptanlık” olmaz mı? Türkiye, sırf Gazze’ye yardım için kabadayılık yaparak, savaşı göze almalı mıdır? İsrail ile bütün köprüleri yıkmalı mıdır? Bu arada, Mossad’la PKK arasında irtibatı da göz ardı etmiyorum.

Bu savaş kime yarar? …Mesela İran’a karşı yapılacak olası bır savaşın neresine düşer… Sorular, şüpheler devam ediyor, İHH örgütü nedir? Arkasında hangi, açılımlar, güçler, kimler var? Hareket, nasıl organize edildi? Filo yola çıkmadan önce, İsrail Hükümeti haberdar edildi, uyarıldı mı? Yoksa, bu “hesaplanmış risk mi” idi? “Çıkarma”, kriz çıkarsın mı istendi? Bu olayda Türkiye, neden en önde ve Arap ülkeleri neden sessiz veya geride? Hatta Mısır yardım konvoylarının önünü kesiyor. Petrol zengini Suudiler nerde? Arap milliyetçiliğinin bayrağını neden biz elimize aldık? Gariptir; şimdi bazı Araplar, Türkiye’nin, bu konudaki liderliğini kıskanmaya başladılar!

Nihayet; Aslan Bulut’un en can alıcı sorusu; Bu “plan” Büyük Orta Doğu projesi için mi yapıldı?

Hep komplolarla ve teorilerle yatıp kalkınca, insan istemeden komplo evhamlarına kapılıyor! Deştikçe altından çapanoğulları çıkıyor! ***