23
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

Gazetecilik mi? Vatan mı ?

Yazarlar, gazeteciler – tarihçiler kendi ülkelerine ait haberlere ,tarihi olaylara, eleştirilere, iddialara , mesela Ermeni meselesine ve iddialarına, tarafsız ve objektif bakabilir veya Ermeni tarafını tutabilirler mi?
Bu sadece Türkiye için değil bütün dünyada ve özellikle medyada tartışılan bir konudur.ve son zamanlarda dünyada ve Türkiye medyasında “Ben gazeteciyim , haber ve atlatma ülke çıkarlarından daha üstündür” zihniyeti egemen olmaya başladı. Ben bir gazeteci olarak, meslek hayatımda milletimin devletimin çıkarlarını, mesleki dürtülerin ,atlatma v e sansasyon tutkularının üstünde ve dışında tuttum , mesela büyük sansasyon yapacak, ödül kazandırabilecek atlatma bir haberi – veya bir devlet sırrını açkılamamayı ilke bildim…Belki bu yüzden de başarılı gazeteci sayılmam , hiç ödül de almadım ,ama vicdanım rahat!.
Haber dışında s, milletimizle ve tarihimizle ilgili konularda ,mesela şu sıralarda , Ermeni Meselesi ,soykırımı iddiaları hususunda , sadece yerli (Türk diyemiyorum) bazı tarihçiler, sözde bilim adına – bazı köşe yazarları da liberallik ve entel şıklık uğruna, kendilerini milli çıkarlardan soyutluyorlar ve en azından, “ Belki de gerçekten olmuştur veya itiraf edelim de bu konu artık bitsin!” anlayışına girmişlerdir. Şu sırada bu anlayışın arkasındaki , Ermeni – ve Kürt konuları, Kıbrıs sorunu- AB’ye girmemize engel oluyorsa, bunları da “verelim de kurtulalım ” düşüncesi yatıyor.
Ermeni olaylarına ve meselesine , benım kuşağıma ve aileme yakın olduğu ,ve bu konuda babam ve amcamın anlattıkları hep kulağımda ve hafızamda olduğu için, böyle düşünmemiz, objektif olmamız, ne ahlaken ne de mantıken mümkün değil .Onların Ermeni olaylarında bizzat şahit oldukları hep aklımda ve kulaklarımdır. …Erzurumlu bir yakınımız, yaşlı hanımın, geceleri uyanıp, eşyalarını toplaması, “ Ermeniler geliyor” diye feryadı da , aklımdadır. … Maraş’ta savaşan Babam Kılıç Ali Fransız Üniformalı Ermeni çetecilerin bir camiye doldurdukları Türk kadın ve çocukları,bebekleri , nasıl diri diri yaktıklarına bana gözleri yaşlı anlatmıştı. . “Ne yaptınız baba” dedim cevap verdi; Sen ne yapardın oğlum”. Bunlar böyle olunca Ermeni konusunda nasıl objektif olabilirim ki?
HASAN CEMAL VAKASI
Ama bunun aksi de var . Benden daha genç olan Hasan Cemal de nasıl objektif olmaktan öte karşı tarata olabilir ve “Ermeni iddialarının doğru olmadığını iddia eden Orhan Pamuk’a Halil Berktay’a vb. sahip çıkar, anlayamam!. Liberal olmak onlara karşı çıkmasına mani ise, hiç olmazsa bu konuda susmalı!…Bunun için çok sebebi de var. Dedesi rahmetli Cemal Paşa da soykırımla suçlanan İttihat ve Terakki’nin ileri gelenlerindendi ve bu yüzden de, Talat paşa ve Bahaeddin Şakir gibi , Tiflis’te Ermeni Komitacılar tarafından katledilmişti …Bu konuda dedesinin hatırasına hürmeten, hiç olmazsa susması gerekir…Ama o kendisine bu konuda Orhan Pamuk konusunda yazdıklarına gelen tepkilere karşı yapılan eleştirilere karşı, fütursuzca şöyle yazıyor; “Neredeyse hayatım kayacak,öylesine tepki…Küfür,tehdit, kıyamet…Cemal Paşa’nın (dedesinin) kemikleri edebiyatıyla birlikte yıldırımlar yağıyor, ellerinden gelse sehpaya gönderecekler…ellerinden gelse sehpaya gönderecekler… ama bu şaşırtıcı değil, çünkü ezberleri bozuluyor….farklı sese tahammülleri yok. İllaki de yalanla yaşayacaklar!” Yani dikkat edin; Hasan Cemal, bizlerin bu konudaki “ farklı seslere” e tahammül edemeyişimizden şikayet etmiyor., Pamuk ve Berktay gibilerinin savundukları gibi Ermeni iddialarının haklı olduğunda ısrar ediyor. İşte Rahmetli dedesini kemiklerimi sızlatan ve bizi kızdıran da budur.Ama ,aslında pek de şaşmamamız lazım; bu Hasan Cemal, anılarında, 1970’li yılarda mensup olduğu örgütün emriyle, kendi ordusunun "evine" ne bomba artacağını , ancak son anda,gene “yukardan” gelen emir üzerine vazgeçtiğini yazar…yani tıynet meselesidir! ;
Yayın Tarihi : 16 Mart 2005 Çarşamba 10:56:42
Güncelleme :16 Mart 2005 Çarşamba 11:04:08


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?