3
Mayıs
2025
Cumartesi
ANASAYFA

“Geçiş Döneminde” Asıl Tehlikeler


Mustafa Kemal 30 Ağustos arifesinde, Ankara'ya çıksa ne der, bugünkü “ahval ve şeraiti “ nasıl anlatırdı? Sevgili Okuyucularıma, bir ”kompozisyon“ konusu!

“Gaflet dalalet ve ihanet” sahiplerinin, İşbirlikçilerin, ne yazacaklarını biliyorum: Ali Kemal’den, Refik Halit’ten, Refii Cevat’tan –“Mütareke basınından” kopya çekerler, - “Millicilerin- Kemalcilerin” “ yerine , “Ergenekoncuları” (!) suçlarlardı – suçluyorlar!

Klasik söz oldu; “Tehlikenin” - Ordunun etkisiz hale getirilmesinden, kadrolaşmadan, şeriatın ayak seslerine kadar, çeşitli boyutları olan “Tehlikenin” farkında mıyız? Anayasa Mahkemesinin “Kararı” bir paradoks: “Tehlikenin” AKP’nin, laikliğe karşı eylemlerin odağı olduğuna hükmedildi, ama tam cezası verilmedi… AKP aksine, güçlendi ve pervasızlaşıyor… Daha da pervasızlaşacak! Öyle ya, bir kişi veya kurum aynı suçtan bir daha yargılanamaz!

GEÇİŞ DÖNEMİ

“Ergenekonun” “organı” olduğu iddia edilen Atatürkçü- Milliyetçi CUMHURİYET gazetesinin başyazısında şu neticeye varılmış : “Türkiye bir geçiş dönemini yaşıyor… Geçiş döneminde Türkiye’nin kimlikleri açık liderlerin kılavuzluğunda nereye sürükleneceği bellidir… Atatürk’ün kurduğu Laik Cumhuriyet yaşadığı bunalımı aşabilirse Türkiye kurtulabilir; yoksa gidişatın, sonu iyi görünmüyor.”

Aynen öyle: Devletin ve Hükümetin başında Atatürk’e, Cumhuriyet’e, Laikliğe, ülkenin bölünmez bütünlüğüne inanmamış, Devlet adamı olmayan, dış siyaset anlayışları ve tecrübeleri mahdut ve ilkeleri, kendi itiraflarıyla, “ticaret” –ülkeyi “pazarlamak”- olan bir iktidar var… Birkaç yıl evvel, bir İngiliz gazetesine “Birinci Cumhuriyet sona ermiştir” diye demeç veren Abdullah Gül, bu devletin Cumhur Başkanı! Ve bir “kara mizah” ; kendisinin yargılandığı ve elan aklanmadığı suçtan mahkûm olan, Erbakan’ı “af “ ediyor! Yanlış anlaşılmasın: Erbakan’ın “affını” kınamıyorum –bu, insani bir zorunluluktu. Ben, sadece bir garabete, çelişkiye işaret etmek istedim!

Kaldı ki, Erbakan’ın “örgencilerinden” bir farkı vardı: “milli görüş” sahibi idi ve Kıbrıs Barış Hareketine imza atmıştı!

Kısacası; TC tarihinin, belki de en tehlikeli geçiş döneminde, hiç bir bakımdan ehil olmayanlar tarafından yönetiliyor. Bunun bedeli çok ağır olacak.

“Tehlikenin”, bir boyutu Kürt meselesi! “Kürt meselesi” demek, beni çok üzüyor, ama maalesef bölücüler, sorunu, böyle yaptılar.

Güneydoğu’da PKK eylemleri, Irak’ta “Büyük Kürdistan” gelişmeleri devam ederken, pek de fark edilmeyen veya umursanmayan, bir “açık ve yakın” tehlike var: “Bölücüler” bu müsait mümbit zeminden yararlanarak ülkeyi bölmeden içinden fethedecekler ve “Türkiye” küçülecek, bütün Anadolu “Büyük Kürdistan” olacak… Asıl “Büyük plan”, “Büyük Tehlike” bu! Tehlikeyi azımsamayın!

Fatih Çekirge dünkü yazısında, “Son PKK eylemleri neden Mersin’de, İzmir’de oldu, PKK şehir eylemleri için neden bu iki merkezi seçti”.
Diye soruyor ve “Planın” bazı işaretlerini veriyor!

Çekirge’ye göre “Muhtemel alçaklık planı” şu: Yerel seçimlere doğru “Kürtlük bilinci”nin yeniden toparlanması... Bunun için “fitili kolay yakılacak dinamit şehirler” aranıyor. Nüfusları artan Kürtlerin, çoklaştığı Mersin ve İzmir böylesine provokasyonlara açık! Kürtler Türkler “mahalleleşmiş” ve dinamit fitillenerek, bunların biri birleri üstüne yürümeleri ve bütün Türkiye sathında “Türk-Kürt” savaşı!

Bu “savaş” çıkarsa, ne olacak? AB’nin, açık müdahalesi, Birleşmiş Milletlerin, Türkiye’ye “Barış Gücü” göndermesi… Yani, Kürt sorunun uluslarası düzeye çekilmesi! Asıl arzu edilen de bu!

MASTER PLAN?

Kafkasya da “Birlik hayali” için uğraşan Başbakan Erdoğan ülkenin birliğini sağlamak ve korumak, konusunda ne yapıyor? Hükümetin, AKP’nin, Güneydoğu oylarını düşünmekten başka bir “master planı” var mı?

Eskiden Kürtlerin Doğudan Batıya göçmelerinden korkmaz, aksine, memnun olurduk; Türklükle kaynaşacaklar diye – şimdi korkarım Kürtler bizi, bütünleşmiş değil, “yok” edecekler!***

Yayın Tarihi : 26 Ağustos 2008 Salı 14:38:00


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?