28
Mayıs
2024
Salı
ANASAYFA

Geleceğin yakıtı; hidrojen

Gündeme, “kuş gribi” ile birlikte, eş zamanda “konan”, dünyayı ve ülkemizi de tehdit eden “doğal gaz-enerji bunalımı”, bazı konularda, ne kadar hazırlıksız ve plansız olduğumuzu göstermekten başka, bütün ülkelerin yanı sadece Rusya’nın değil, ellerindeki enerji kaynak ve “vanalarını”, kendi anaç ve çıkarları için, pervazsıca, baskı aracı olarak, kullanabileceklerini, ve bunun için de başka ülkelerdeki kaynaklara ve bir tek enerji-yakıta bağımlı olmanın yanlışlığını gösterdi…

Petrol, 19. yüzyılda dünya siyasetini savaş strateji ve hesaplarını kökünden değiştirmişti ve uzun süre dış politika satrancında, en önemli öğe ve koz olarak kaldı. Şimdi, doğal gazın önemi öne çıktı. Fakat uzun vadede doğal gaz, petrol kömür gibi fosil kaynaklı yakıtlar, çevreye zarar vermekten öte, “sera etkisi” yaptıkları ve dünyanın iklimin tehlikeli şekilde değiştirdikleri için, hem de nüfus ve kullanım arttıkça, bu klasik yakıtlar, kömür ve petrol yatakları , yaklaşık 25 yıl sonra tükeneceği için, insanlık ve tabii Türkiye – acilen alternatif enerji kaynakları aramak zorunda...

ALTERNATIFLER
Alternatif enerji yöntemleri var; Çevreye uyumlu, hidro-elektrik, rüzgar enerjisi gibi… Ama su kaynakları da sınırlı, ve bazı sakıncaları var. Rüzgar enerjisi de, esen rüzgara bağımlı…Depo edilmeleri güç. Nükleer enerjiye gelince; bu enerjinin nükleer silahlardan ayırımını yapmak imkansız derecede güç… Canlı örneği, şimdi Iran hususunda yaşanıyor. Rejimin dışarıya ihraç etmekte kararlı olan bu ülkenin nükleer santrallerinde üreteceği enerjinin bombalara çevrilmesi be füzelerle ülkemize de fırlatılması mümkün… Ve genel olarak, nükleer santrallerin, ihmal neticesi, patlaması ve Çernobil kazası sonucunda olduğu gibi, büyük bir çevreye ve insanlarına zarar vermesi tehlikesi var.

HIDROJEN
Tesadüf bu ya; bir sınıf arkadaşım, Robert Kolej ve Mıchıgan Üniversitesi mezunu Neşe Deriş, bana, daha birkaç gün önce, yakında Mühendis - Mimar Odaları Birliği (MMOB) dergisi “Mühendis-Makine” dergisinde yayınlanacak “Geleceğin Yakıtı; Hidrojen “başlıklı yazısının özetini göndermişti.

Neşe Deriş, makalesinde, Hidrojen enerjisinin su buharından elde edildiğini, depolanabileceğini ve en önemlisi çevreye zarar vermeyeceğini belirtiyor… Hidrojen gazını elde etmek hem kolay -hem ucuz Benım teknik bilgim, okulda, kimya –Fizik-matematik derslerinden devamlı ikmale kalmakla sınırlı(*). Bunun için Hidrojen enerjisinin nasıl elde edildiğini, anlatırken hata yaparsam beni bağışlayın, Neşe Kardeşim de bağışlasın. Anladığım kadar, güneş enerjisi suya sokulan anod ve katod çubuklarına elektrik veriyor ve suda hidrojen oksijenden ayrılıp özel tüplerde depo ediliyor ve bu tüplerden çıkan yakıt evlerde ocaklarda mavi alev haline geliyor yemek pişiriyor, vb. Ayrıca bu yakıt uçak ve otomobil motorlarını çalıştırabiliyor.

İşin güzeli bu enerji kaynağı hiç tükenmiyor, yakıt olarak kullanıldıkça buharlaşıyor ve tekrar su olarak dönüyor ve gene hidrojen elde edilmesinde kullanılıyor… adeta, hiç tükenmeyecek bir “devri daim” olayı. Ayrıca suya sokulmuş çubuklardan hidrojen “fuel cell”lert yakıt hücreleri- “photo voltaıc cell” ler de üretiliyor, bunlar da motorların vb. işletilmesinde kullanılabiliyor.

Meğer ,Mars’a ay’a gidileceğini, Nautulus adlı denizaltıyla binlerce fersahlık yolculuğu, daha 19. yüzyılda öngören Jules Verne, “Gizemli Ada” kitabında, “elektrik kullanarak –iki elementine (hidrojenle, oksijene) ayrıştırılacak “su” ilerde bir gün yakıt olarak kullanılacak – suyu oluşturan hidrojen ve oksijen.. Sonsuz bır ısı ve ışık kaynağıdır ve geleceğin kömürü olacaktır” diye yazmış.

Neşe Deriş, Hidrojeni yakıt olarak kullanmanın nazari safhadan tatbikat safhasına geçtiğini, bu konuda ciddi çalışmalar yapıldığını ve hatta, bu Hidrojenle işleyen otomobil ve uçak prototiplerin geliştirildiğini söylüyor.

TÜRKİYE’DE
Gene Deriş’e göre, bu alanda Türkiye de Profesör Nejat Veziroglunun başını çektiği, öncülüğünü yaptığı çalışmalar var… UNIDO (Birleşmiş Milletler Endüstriyel Kalkınma Örgütü , ciddi çalışmalar başlatmış ve Türkiye’nin de desteği ile ICHET (Hidrojen Enerjisi Teknolojileri) adlı merkez kurulması kararlaştırılmış, Türkiye'de, bu merkez için arazi tahsisi edileceği vaadinde bulunmuş ve böylelikle Merkezin ülkemizde kurulması, Profesör Veziroğlu’nun çabalarıyla sağlanmış… Petrol Devrinden Hidrojen Çağına!

(*)Neşe Deriş Robert Kolej de aynı sınıfta fakat Mühendislik kısmında idi. Müteala saatlerinde, matematik- fizik ve kimya konularında sıkışınca, ona koşardım ve bana çözümleri gösterirdi… Kimya dersinde sınıfta kalmaktan Amerikalı Profesöre “hayatta kimya vb ile hiç ilgim olmayacağı sözünü vererek kurtulmuştum.. Yıllar sonra Profesör Fox’a New York’ta rastladığımda bana ilk sözü “ İnşallah kimyager filan olmadın!” demek oldu…

BAYRAM İZNİ
Okuyucularımın bayramını tebrik ederken, 3 günlük izin rica ediyorum.. Bayram ertesi cumartesi bu köşede buluşmak üzere!

Yayın Tarihi : 9 Ocak 2006 Pazartesi 14:49:33


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?