19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Gelecek Yıl… Kader Yılı!


2008 Yılı, dünya için ve Türkiye için kötü bir yıldı! 2009 nasıl olacak? Doğrusu, özellikle ülkemiz için iyi bir yıl olacağını sanmıyorum! “Perşembenin gelişi, Çarşambadan”- yeni yılın nasıl olacağı, geçen yıldan belli! Bu böyle olursa da, milletimizin “makûs kaderi”, ancak geçmiş son yılların, musibetlerini yok edecek ve ülkenin “başına” bu belaları musallat edenlerden kurtaracak, radikal bir hareket – bir devrim- gerek! Bu da herhalde” 2. Cumhuriyet” değil, Atatürk’ün kurduğu, ilelebet payidar olacağına inandığı, tek “Cumhuriyeti” koruyacak, yenir bir “kurtuluş” - bir “devrim” olmalı!

GEÇEN YILDAN DEVİR

2009 yılında, geçen yıl pişirilen ve hatta olgunlaştırılan belaları, başımıza örülmekte olan “çorapların” ne olduğunu bilelim!.. Bunlar önem sırasıyla değil - tek yumak halinde!

DİL- BÖLÜCÜLÜK

Önce “Bölücülük – Terör Konusu”; AKP İktidarı, bu konuda anlaşılmaz ve affedilmez bir uzlaşma, peşinde. Barzani ve Talabani’den destek – Amerika ve Avrupa'dan icazet beklemek havasında! Hedef : “Barışçı çözüm!” Bu hava devam ederse, TC’nin, Bölücülerle –PKK ve de APO ile “barış ve pazarlık masasına oturturlarsa – bizimkiler de “otururlarsa” ve şimdiden sözü edilen “genel af”la, APO da bu masanın başköşesine geçerse hiç şaşmayın!

Bölücülük tehlikesinin mihenk taşlarından biri Kürtçe! TRT Televizyonunda Kürtçe yayınlar başladı diye nerdeyse bayram ilan edildi. Sayın Başbakan TV’de Kürtçe konuştu… Başka dillerde – mesela İngilizce ve hatta Japonca bir birkaç kelime söyleyebilse “Aman ne hoş” denir de, “Kürtçenin” TC Başbakanının, hele şu bağlamda, Kürtçe konuşmasının anlamı başka. Belki “Güneydoğu oyları” uğruna ve jest yapmak için, “neden olmasın” hesabıyla, TC Devletinin temelleri oynatılıyor. TV’de Kürtçe yayınların yapılmasının arkasından diğer talepler; Kürtçenin, okullarda ve kamu alanında ikinci dil sonra da “Devletin resmi dilleri Kürtçedir” ve de –lütfen- Türkçedir” e, kadar!

“Dil” milletleri birleştirir de, bölebilir de! Kürt asıllı vatandaşlarımızın kendi dillerinde konuşmaları ve konuştukları doğal. Bunu yasaklamak da yanlış... Fakat eğer bu yapılmışsa ve ifrata da kaçılmışsa, Kürt vatandaşlarımızı Türklüğe bütünleşmiş etmek için yapılmıştı! Asıl hata, bu vatandaşlarımıza Türkçe öğretmek için gereken çabanın gösterilememesi olmuştur! Bildiğim kadar, Anayasanın bir maddesi şöyledir:“ Kanunla yasaklanmış olan herhangi bir Dilde yayın yapılamaz.”

Ve Anayasa -eğer henüz değiştirilmemişse- değiştirilmesi teklif edilemez. Hükümlerinin başında “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.” Maddesi hala yürürlükte! 2009’da düşünülmekte, kotarılmakta olan “Anayasa, Değişiklikleri” yapılana kadar!..

Anadilde Radyo TV yayınları ve eğitim yapılınca aynı mantıkla, Devletin aynı şovlarla, harcamalarla, diğer Etnik gurupların, Çerkezlerin, Boşnakların, Arnavutların vb. ana dillerinde de, yayınlar yapılmasını mümkün kılması gerekir! Ben özellikle, Başbakan’ın, TV’ da, Çerkezce konuşmasını duymak isterdim! Tabi Ermenice yayınlar da başlayınca, Cunhurbaşkanı Gül’ün ve Erdoğan'ın Ermenice konuşmalarından evvel!

Diğer etnik gurupların talepleri yok da, Kürtlerin neden var? AB öteden beri, neden bunları dayatır?

Eğer, “çok kültürlülük” gereği ise, çok etnik guruplardan oluşan, çok kültürlü, ABD’de de, tek resmi dil İngilizcedir ve mesela, Portoriko’da İspanyolcanın ikinci dil olmasına müsaade edilmedi!

Kısacası; Kürtçe Türkiye’yi bölecek, “Büyük Kürdistan”ın temalı olacaktır. Alkışlarınızla-ve Sayın Başbakanın yeni “Türkiye” alfabesiyle ve Kürtçeyle, huzurlarınızda!

Mustafa Kemal, harf devrimini yaparken, çok düşünmüş ve uzmanlara danışmıştı. Çeşitli seçenekler düşünmüş, ama yeni alfabeye Q X W Harflerini koymamış. Bunun herhalde bir anlamı vardı!

Ama bugün devletin hükümetin başında olanlarda bu imcelik –duyarlılık nerede! Hoşluk olsun diye, jest yapmak, AB’yi memnun etmek için Türk devletini uyum, uyum harcamaktalar! Aynı durum aynı tehlike, “Bölücülük ve PKK terörü” konusunun tümünden başka, 2009’da bizi bekleyen diğer tehlike ve tehditler için de varit! AB. Kıbrıs, Ermeni, Anayasa deşiklikleri hususunda da… Bu belalar yumağının ortasında, bir de “Ergenekon” kâbusu var!

Her millet kendi kaderini tayin eder ve layık olduğu hükümeti bulur! Türk milletinin makûs kaderi bu mu? Milletin layığı bu iktidar mı? Bunların cevabı. 2009’da!

BİR TARIH NOTU; Mustafa Kemal, Rahmetli babamı, 1919’da Ayıntap ve Maraş’a, milli Direniş harekelerini örgütlemeye gönderirken, asıl adı “Asaf” yerine “Kılıç Ali” adına vermiş ve “Artık Asaf filan yok, Kılıç Ali var...” demiş ve eklemiş:” Ne güzel isim... Hazret-i Ali’nin diğer adı da “Zülfikar”dır yani “Kılıç”tır. Hem de Allah’ın keskin kılıcı... Böyle bir birleşme olur da insan Asaf’ı falan, nasıl taşır?”. ****

Yayın Tarihi : 1 Ocak 2009 Perşembe 15:45:57


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
özdemir köksal IP: 87.78.3.xxx Tarih : 1.01.2009 22:25:23

ben nereye yazacagimi bilmedigim icin buraya yaziyorum.kenthaberin ve kenthaber calisanlarin yeni yilini kutlar ve kaliteli yayincilik icin cok tesekür ederim.hepberaber nice yillara diyorum.saygi ve sevgilerimle


efe can IP: 87.78.3.xxx Tarih : 1.01.2009 22:20:50

ben almanyadan yaziyorum. ben sadece bir bilgi olsun diye yaziyorum.almanyada okul havlusunda almancadan baska dillin konusulmasini yasaklamayi cok tartisti. türkiyede demokrasi,insan haklari vs.............hepsi var sadece kiymetini bilen yok saygilarimla


K. Mükremin BARUT IP: 85.99.222.xxx Tarih : 1.01.2009 22:07:26

"Kısacası; Kürtçe Türkiye’yi bölecek, “Büyük Kürdistan”ın temeli olacaktır." Bu sayın Altemur Kılıç'ın sözleri. Toplumun yüreğine korku salmaya çalışıyor. Yıllarcak kimi siyasetçiler, kimi köşe yazarları bu paranoya üzerinden varlıklarını gösterdşler. Asıl korktukları şey malzemeleştirdikleri "Kürt Sorunun" tükenmesi. Biz laz, çerkez ve rumeli ezglerini dinlerken neler hissediyorsak, kürtçe için de aynı şeyleri hissedebiliriz. Hiç bir yerimiz de eksilmez.