22
Mayıs
2024
Çarşamba
ANASAYFA

Gene o 'aydınlar'

Diyorum ya, bir yerde çarpıklıklar var… Kendilerine “aydın” demeyen “aydınlar” gene bir bildiri yayımlamışlar… Aynı, mahut ve malum kişiler… Aynı teraneler! İşte şimdi bu sözde, "aydınlar", “Orhan Pamuk’un yargılanmasını, ve bu yargılanma sırasında uğradığı saldırıları,” ülkemizin demokratikleşme sürecine vahim bir müdahele olarak” görüyor ve endişe ediyorlarmış… Ve Türk Ceza Kanunu’nun 301. ve 305. maddesinin biran önce değiştirilmesini ve maddelerden açılan davaların durdurulmasını talep ediyorlarmış”!

Bu adamlar ve kadınlar, Lenin’in, zamanında- liberaller için söylediği “Bizim işimize yarayan budalalar” sözündeki gibi ancak Türkiye karşıtlarının işine yarayan ve onlara hizmet eden gafillerdir!.. Aralarında, iyi niyetleri gaflete dönüşmüş, – AB’nin işine yarayan “budala liberaller” var… Ama çoğu, atık su kanalında buluşan, şimdi eski ihanetlerini, liberallik kisvesi altında, sürdüren dünün aşırı solcuları , İkinci Cumhuriyetçiler… Ermeni soykırımı iddialarına destek veren sözde profesörler, “Türk’e Türk Propagandası” yapılmasına karşı çıkarken, kendi milletine “eşek” diyen ve tarihin çöplüklerimi eşeleyip, Türk’ü Türk’e kötülemeyi günlük uğraş yapanlar, - Türk komutanlarına “makus talihinizin meşum aktörleri” diyen 169 kişi, yani sayıları “150” ’yi de geçmiş!

301 VE 305'İNCİ MADDELER
Nedir değiştirilmesini ve bunlara göre açılan davaların durdurulmasını, AB işgüzarlarıyla ağız ve gönül birliği yaparak talep ettikleri TCK’nin 301. ve 305. maddeleri;?
301. MADDE – “Türklüğü-Cumhuriyeti ve TBMM’yi alenen aşağılayan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır…. TC hükümetini, devletin yargı organlarını, askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi,  altı aydan iki aya kadar hapis cezasıyla cezalandırılır... Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte bir oranında arttırılır… Eleştiri için yapılan düşünce açıklamaları suç teşkil etmez.”

305.MADDE – Temel milli yararlara karşı fiillerde bulunmak maksadıyla veya bu nedenle, yabancı kişi veya kuruluşlardan, doğrudan doğruya veya dolaylı olarak kendisi ve başkası için maddi yarar sağlayacak vatandaşa, 3 yıldan 10 yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adli para cezası verilir!”

Hatırımda kaldığına göre, TCK 159. maddesi AB’ye uymak için  onların dayatması sonucunda değişmişti ve kimseyi, “Aydınlarımızı” hiç ırgalamadı.. Taki bıçak Orhan Pamuk’a Hrant Dink’e vb. dayanana kadar… Şimdi onlara göre milletine aşağılamak ve kendi tarihine ihanet, "çağdaş” değilmiş.
Bu maddeler, kendi anaların sinkaf etseler aldırmayacak – kendi ülkeleri, yıllar boyunca yalan ve haksız suçlamalar altında kalmamış ve bölücü terör tehlikesini yaşamamış Avrupalılar için “çağdaş” olmasa bile bizim milli geleneksel değerlerimize, onurumuza ve konumumuza terstir…

SON DURUM
Şimdi, Yargıtay’ın ve 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, ne sihirdir ne keramet, eş zamanda ,verdikleri, eski kanun meri olacağı için, dava açılmasının, Adalet Bakanının iznine tabi olduğu yolundaki kararına göre, bakalım, Adalet Balanı Cemil Çiçek, Pamuk hakkında dava açılmasına izin verecek mi, vermeyecek mi? Herhalde zaman kazanmak isteyecek. Eğer davanın açılmasına izin vermeyecek olursa, Pamuk kurtulacak ve AB “şimdilik” memnun olacak.. Kısacası millet, TC pervasızca aşağılansın ama yeter ki AB kızmasın, “aydınlarımız” tatmin olsunlar; velhasıl koca Türk Devletinin ve milletinin onuru, Avrupalıların ve bu “aydınların” keyiflerine ve konjonktüre bağlı!

“AYDIN” HAVASI
Milletini aşağılayan, kendi tarihine hem de cahillikle ihanet eden Orhan Pamuk’a sahip çıkarlar, “Türklüğün” aşağılanmasını suç değil “medeni cesaret”  meziyet sayarlar, amma Avrupa’dan koşup Pamuk’u özellikle, destekleyenleri, Türk yargısını ve devletini yargılamaya kalkışanlara, TSK’ne “provokatör” diyen ilan adama karşı çıkmazlar, bunlara karşı protesto haklarını kullanan vatan severleri, “UTANÇ VERİCİ “ diye, karalarlar… Mahkemede, Pamuk’un yanında saf tutan yerli ve yabancılara “siz ne arıyorsunuz burada?” diye sormazlar da, vatandaşlık görevini yapan, mesela bana sorarlar! Onların refleksleri, Pavlof’un köpeği gibi , ancak liboş tellerine dokununca, harekete geçiyor, yoksa milli çıkarlar, milli değerler ve onurunuz aşağılanınca tepkisiz kalıyor; mesela bu “aydınların” verdiğimiz bunca şehit konusunda ve Kıbrıs konusunda, İsviçre’de, Fransa’da, “soykırımı yoktur” demek cesaretini gösterenler hakkında dava açılınca bildiri yayımladıklarını hatırlar mısınız? Zira “millilik”  “milliyetçilik-ulusalcılık”, bu “aydınların” lügatında ancak aşağılayıcı, hatta adeta küfür anlamındadır…

YENİ DAVA
Şimdi Türk Hukukçular Birliği Başkanı Kemal Kerinçsiz ‘in suç duyurusu üzerine, Beyoğlu Cumhuriyet Savcısı Türkiye –AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk hakkında 301. maddeden soruşturma açtı.. Aslında hükümetin yapamadığını yaptı. Siz, şimdi seyredin, ”aydınlar” cephesinden feryatları! Çünkü Lagendijk’in de dokunulmazlığı var!! Ama aslında onlar da suç ortağı; TSK hakkında söyledikleri, onların da aynen düşündükleri ve akşam yemeğinde onunla paylaştıklarıdır. Türk Ordusuna, yabancı bır orduya karşı olduklarından fazla karşıdırlar!

İNGİLİZ HAVASI
İngiltere’deki The  Guardian gazetesi, Türkiye’nin Ermeni iddiaları hususunda İngilizlerin, İmparatorluğun günahlarını kabullenmesini örnek almamızı istemiş.. Doğru; İngiltere'nin günahları saymakla bitmez, ama Ermeni konusunda, bizim günahımız olduğu iddiası onların değerlendirmesi!.
“İngiltere gibi davranmamız ” önerisi, bana olmuş bir vak’ayı hatırlattı. Bir İngiliz , İstanbul’da taksi şoförü ile münakaşa etmiş.. Taksici “Senin ananı….” deyince İngiliz’e İngilizce’sini söylemişler. Adam gülmüş “Anam da pek memnun olurdu ama yazık ki, şu sırada Londra’da” demiş… Bilmem anlatabildim mi?

Yayın Tarihi : 28 Aralık 2005 Çarşamba 15:51:43
Güncelleme :29 Aralık 2005 Perşembe 11:48:09


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?