Türkiye’nin 1 Mayıs 2011 itibarıyla, genel manzarasını kısaca, özetleyelim: “Generaller içerde- eşkıyalar dışarıda, ülkeyi haraca kesiyorlar”. Uzun “özet”se şu: Medyadaki malum yanaşmalar ve deniz aşırı güçler, Türk Silahlı Kuvvetlerini, her türlü pespaye tezvirat ve fesatla belden aşağıya vururken, AKP hükûmeti, “kanun mahiyetinde kararnamelerle” Orduyu zaafa uğratıyor. Ve bu sırada eşkıya, gittikçe azıyor, APO meydan okuyor!
BELGELİ İHANET
“Balyoz-Darbe vb. davalarının başının, kökünün, dışarıda olduğu, WİKİLEAKS sızıntılarından belli, belgeli… Ama sanki çocukken oynadığımız bir “sessiz sınama” oyunu veya saklambaç oynanmakta; bir türlü “sobe” denemiyor!
Sızıntı belgelerden anlaşılan özetle şu; pazarlıklar sonucunda AKP’ye destek vermektedir. Ergenekon – Balyoz –Darbe davalarının bir ABD-AKP- CEMAAT, ortak projesi olduğu ortada… Komutanlar, subaylar, aslında “Darbe” hazırlığı yaptıkları için değil, ABD ve AKP projelerine karşı çıktıkları için soruşturulmuş, tutuklanmışlar! TSK, AKP iktidarı tarafından adeta teslim alınmış Sonra da, AKP ve ABD yanlısı güçlü bir medya oluşturulmuş! Kısacası, Wikileags belgelerine göre; ABD ile pazarlık ve işbirliği yapılmış.
Şimdi; en pespaye dedikoduyu, bir erin suçunu, Orduya ve Komutanlarına vurmak için fırsat bilenler, artık gerçek olduğu belli belgeleri, görmezden geliyorlar. İşlerine gelmiyor!.. Orduya saygıları, sevgileri “mâlum” gazeteler, bu belgelerin Türkiye’de, yayın hakkını satın almışlar; işlerine gelmeyenleri sansür ediyorlar.
Tutuklulardan İbrahim Fırtına Paşa, bunlar karşısında çıldırmak raddelerinde… Çetin Doğan Paşa; “Hakkımda bazı çevreler Atlantik ötesinden kumpaslar kurmuşlar” diyor. Ama bu isyanları, ailelerin feryatlarını, kim dinler!..
Ama İktidar başta, yanaşmaları Eşkıya başı APO’yu, tehditlerini dinlerler... Haydutlarla pazarlık yaparlar. “Eruh – Şemdinli”de, ”on gerilla”dan, bir “Ordu” çıkaran adam, bu ordunun uzaktan kumandalı “Başkomutanı”! İmralı’dan TC Devletine meydan okuyor. "Ordusuna", BDP, DTK ve Kandil’e son emirlerini veriyor: “Kendinize güveniyorsanız işte Yemen, Tunus örnekleri! Ben sizi tutmam” diyor. Çünkü AKP iktidarı, pazarlıkta, istediklerini alamamış! Sabrı taşmış, “Ordusunun” da sabrı taşmış… Seçimlerden sonrası için - mühlet - tarih veriyor:15 Haziran. O tarihe kadar gene, bir şeyler yapılması umudu var. Ama sonra ordusuna son emri: 15 Haziran’dan sonra, atış serbest, hedef; Türk devleti, milleti ve Mehmetçik! Bu sürede, gene pazarlıklar, vaatler devam eder, İktidar, tavizler verirse, APO’nun, son konuşmasında adeta şart olarak ihsas ettiği gibi, ”tutukluluk hali”, kaldırılır da, pazarlıklara Ankara’da devam edilir mi? Şimdiye kara olanlara bakılırsa devam edebilir. Ama doğrusu bu kadar pervasızlığa ihtimal vermiyorum sıkmaz!.. Hem Muş’ta söylediklerine göre artık Kürt sorunu yok; bitmiş!.. Malum; Muş’un-seçimlerin “yolu yokuştur”; ama her çıkışın bir inişi vardır!
Son durum özeti de şöyle: Eşkıya, 15 Haziran’a kadar İmralı’ya, bağlılık gereği kentlerde, dağlarda misilleme eylemlerini artırır. Ancak şartlar kabul edilmezse, 15 Haziran’dan sonra yoğun saldırıya geçerek, “Tunus - Yemen” benzeri genel ayaklanma başlatacağı kaçınılmaz olacak...
Konuyu yakından takip eden bir yazar, “Bu tabloda, alabildiğine çalkantılı bir döneme girmiş olan Ortadoğu’da Türkiye şiddet yüklü ve son derece riskli bir sürece doğru ilerliyor” diyor... “Risk” ne kelime; “felaket” olur. Ve bu felakete karşı bütün “sigortalar” sorumsuzca -hatta kasten- gevşetilmiş... Velhasıl 12 Haziran’dan sonra kasırgalı, fırtınalı bir havaya giriyoruz!.. Allah yardımcımız olsun. İktidara akıl fikir versin ve Allah “Türkü korusun”!.. ***