13
Haziran
2025
Cuma
ANASAYFA

“Gül” Gibi Hukuk!

Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi, “şüpheli” sıfatını kullandığı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “Kayıp Trilyon” davasından yargılanmasını istedi ve “küçük kıyamet” koptu. Vay efendim, bir Cumhurbaşkanı nasıl yargılanmış- hem Milletvekili geçmişi hem de Cumhurbaşkanlığı dolayısıyla “dokunulmazlığı varmış… Hukukçular bu konuyu tartışa dursunlar, püf nokta “dokunulmazlık” – Suç işleyecekler veya suç işlemekten “zanlı” olacaklar sonra “dokunulmazlık” var diyecekler… Adalet, mantık bunun neresinde?

Hemen söyleyeyim, ben Abdullah Gül’ün bu davada suçlu olduğuna, 1998’de kapatılan Refah Partisinin, devlet hazinesinden alınan paralarının üzerine oturabileceğine, kesinlikle inanmıyorum; o aksi , “hiçbir şüpheye mahal kalandan” kanıtlanana kadar masumdur ve ancak “zanlıdır”. Fakat bir Cumhurbaşkanının, “trilyonluk” zimmet davasında “zanlı” olması ve öyle töhmet altında kalması dahi, hem acı hem de yanlıştır. “Abdullah Gül” her “zanlı” gibi bunun hesabını adil Yargı önünde vermeli ve aklanmalı ve bu şaibeden “kurtarılmalıdır”. Yoksa bu töhmet sonuna kadar üzerinde kalır ve– “acaba” –“belki” istifham işaretleri her alanda onun güvenirliğine ve adalete gölge düşürür!

Zaten, anladığım kadar, Gül de, bunu söylüyor. Yargılanmaktan çekinmiyor. Herhalde kendisi, kendi açısından ve adalet açısından bunda ısrarlı olur. Yoksa - tartışılan hukuki taraflarından da önemlisi hem adaletin yerini bulması hem de ve Çankaya –ülke- üzerindeki bir şüphe bulutunun, kalkmasıdır.

Gene, hemen söyleyim, bu konunun, politika malzemesi yapılması da yanlış. Ne var ki bunu muhalefetten, fazla iktidar ve yalakaları yapıyor. Sincan Mahkemesinin kararını türlü komplo teorilerine bağlıyorlar: Yok Ergenekon davasının rövanşı imiş- yok Cumhurbaşkanı, Kürt sorunu hususunda, Ermenistan konusunda ve genellikle dış politikada, “başarılı açılımlar” yaparken, engellenmek isteniyormuş

ÇİFTE ÖLÇÜ-ÇİFTE HAKSIZLIK

Fakat her şeyden daha önemli bir şey var: Ergenekon davasındaki, çeşitli hukuksuzlara göz yumanlar, koca Ordu Komutanlarının şerefli subayların, bilim adamlarının, rektörlerin, aylarca hapishanelerde yatmalarına aldırış etmiyorlar… Her gün, uydurma ve “her nasılsa” sitelere “indirilen” ”dinleme kayıtlarına” istinaden “yargısız infaz” edenler – bu konuda Sincan Mahkemesi üzerinden yargıya saldırıyorlar. Ama onlara göre Ergenekon savcılarının ayrıcalıkları “dokunulmazlıkları “ vardır!

Başbakan Erdoğan “Ergenekon” iddiaları hususunda, hep, “yargıya güvenmeli, süreci beklemeli” der, durur – Ya bu konuda?

Bir de şu var: Profesör Dr. Çetin Yetkin “Gül, şimdi yargılanmalı, yoksa şimdi yani Cumhurbaşkanı olduğu sürece yargılanmayacak ve görev süresi bitince de artık yargılanamayacak!” Sevapları günahlarına denk gelecek mi?

Danıştay 5.Daire Başkanı Salih Er, konusu var… Bu cesur Yüksek Yargıç, bu konularda hukuki ve adli doğruları söyledi diye ateş altında!

ADALETİN GÖZLERİ

Karar verin beyler, hanımlar, adalet- hukuk, Nalıncı keseri gibi kendinize göre yontacağınız kavramlar mı?

Yeni Anayasa Mahkemesi binası girişinde Mahkeme Başkanı Haşim Kılıç’ın dizayn ettiği bir Adalet Heykeli duruyor; elindeki terazinin kefeleri eşit mi- göremedim, ama Adaleti temsil eden şalvarlı kadının, gözleri, geleneğin aksine, açık. Bu, adaletin gözleri, acaba, Cumhurbaşkanını, Başbakanı ve tüm “dokunulamazları” tefrik edip korumak için mi apaçık?

Bu da yoruma açık!****
 

Yayın Tarihi : 22 Mayıs 2009 Cuma 11:45:04


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Ergen Erk Konuk IP: 88.252.164.xxx Tarih : 22.05.2009 19:42:29

Mevcut iktidarın siyasileri, "MUHTEŞEM UĞURLAMAYA"  gelemediklerinin gerekçelerini kıvırma sözlerle geçiştirmeye çalışmışlar. Aslında, kısaca ifade edecekleri şuydu: "Yarası olan gocunur !."