23
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

Güneydoğu kırılma noktası

Türkiye’nin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin  ve bir ölçüde AKP İktidarının, “kırılma noktası” Güney Doğu, Kürt sorunudur.

Aslında, Mustafa Kemal Atatürk büyük dehası ve vizyonu ıle bu tehlikeyi çok önceden görmüş. özellikle Türk-Kürt devleti önerilerine karşı, üniter, tek dilli, tek kültürlü devlet ve “Ne Mutlu Türküm Diyene” ilkeleriyle bu sorunu kökünden çözmüştü.

Şimdi, sorunun vahametini idrak edenlerin bazıları, bu ilkelere sarılmak yerine, sorunun, “Kürt Realitesini” kabul etmekle ve de AB içinde çözülebileceğini savunmaya ve gene “Barışçı Çözüm” teranelerine başladılar.

Bu taviz tabii, PKK’dan, sözde ılımlı, Kürtçülere kadar, Üniter TC milli devletine karşı olanların çok işine yarıyor!
Eninde sonunda, TC ‘ne karşı olan, sözde “ılımlı” Kürtçülerin “sözde “ barışçı söylemleri , bizim bu söylemlerin asıl amacını anlamayan-anlamak istemeyen ve satırlar arasınını okumaktan kaçınan liberallerin ve “aydınların” , çok işine geliyor. Bunlar, bır taraftan son zamanlarda azan PKK terörist eylemlerini telin etmekle beraber, bu eylemlerin şu sırada azmasının asıl derin maksadını anlamıyorlar ve PKK’nın “nasihatle” ,bazı “aydınların” hem nalına hem mıhına bildirileriyle, diğer, sözde “ılımlı” bölücülerin ve de, zaman zaman, bazı AB çevrelerinin, sureti haktan görünmek için yaptıkları uyarılarla, yol gelıp terörden vazgeçeceklerini umuyorlar.

Boş hayal!. APO ve PKK gerçeği , bunların çoğu Kürtler arasındaki itibarı ve yeri öyle kolay kolay nasihatle giderilecek şeyler değil. Cini şişeye nasihatle sokmak kolay, hatta belki de mümkün olmayacak.

Son günlerde artan azan terör eylemleri karşısında “eceli gelen köpekler” demek isteriz ama, bu kolay olmayacak. Adamların organlarındaki küstahlığa bakın; ülkemizde askerlerimize saldırıyorlar ve bu “Savunma Birliklerinin meşru hareketleri” Açıkçası APO –Kongragel ve yeni adı neyse bu eylemeleri başaramayacaklarını bile bile, AB'nin de desteğiyle devletle pazarlık kartını kullanmak için yapıyor.

Organları Özgür Politika'da, PKK “Savunma (!) Komitesi Başkanı, “Bölge Sorumlusu” Murat Karayılan meydan okuyor, Türkiye’yi tehdit adıyor; “APO özgür olana kadar direneceğiz!... TC bizimle diyalog kurmaz ve sorunu çözmezse silahlı eylemlere sonuna kadar devam edeceğiz!” diyor. Kendisiyle konuşan New York Times muhabirine söyledikleri anlamlı; “ Türkiye teslim olmamızı istiyor ama biz asla teslim olmayacağız..Eskiden olduğu gibi amaçlarımıza sadece silahlı mücadeleyle ulaşacağımıza inanmıyoruz…Demokrasinin bir parçası olmak istiyoruz…Meşru haklarımızı elde etmek için ,’siyasi ve diplomatik mücadele ‘ ye inanıyoruz..”

Karayılan bu mücadelede AB’nin ve ABD’nin desteğimi bekliyor ve diyor ki; “ Amerika’nın politikalarında bir değişiklik var; demokratik hareketleri destekliyorlar artık…ABD Orta Doğu’yu değiştirmek istiyor…Kürtler bu olayda büyük bir rol oynayabilirler!”  Bu sözlere de bir “mim” koyun!.

DİALOG-BARIŞÇI ÇÖZÜM

Hasırlatalım; APO Bekaa’da cart curt ederken de bizim gönüllü postacılar “diyalog” kurmak istiyorlardı ve bugün de birçok “aydınların” gönüllerinin ve dillerinin altında, AB çevrelerinin sözlerinde bu “diyalog” yatar. Son zamanlarda 200 kadar askerimizin kalleşçe canını alan son PKK eylemlerinin, şu bağlamda azdırılmasının asıl mantığı Karayılan’ın sözlerinde. Sonra, bu Müzakere Sürecinin arifesine tesadüf etmesi manidar; maksat bu sürede AB den destek ve cesaret almak ve TC ne böylelikle baskı yapmak!

Bununla birlikte, itiraf edilmese bile, Barzani peşmergelerinin ve Talabani silahlı birliklerinin, arkadan arkaya PKK ye lojistik ve teknik yardımlar yaptıkları da biliniyor. . Nihayet ,ABD nın PKK ile,e güya mücadele için, için şart koştuğu “eve dönüş “affıyla , Türkiye’ye dönen örgüt elemanlarının da, eylemlerde kullanıldığı da, ABD ‘nin Kuzey Irak’ta PKK ıle mücadele konusunu ağırdan aldığı da ortada. !

MEHMET ALTAN PROVOKJASYONU!

Geçenlerde Mehmet Altan, C4 patlayıcılarının ancak orduda bulunduğunu ve bunların da TSK tarafından, provokasyon maksadıyla Türkiye’ye sokulduğunu, imadan öte iddia etmişti. Son gelişmeler karşısında bu iddiasında acaba ısrar ediyor mu?

ATEŞLE İMTİHAN

“AKP iktidarının bir ateşle imtihanı da Güney Doğu Kürt sorunu konusunda olacak. İtiraf etmek gerekir ki bu konuda vebal, sorumluluk sadece bu iktidara ait değildir. TSK, PKK eşkıyasına karşı mücadeleyi kazamadıktan ve APO İmralı’ya tıkılıp idama mahkum edildikten sonra, zamanın hükümetinin Türk yargısının en yüksek merciince tasdik ettiği idam hükmünün infaz edilmeyip, eşkıya,katıl başımın İmralı’da, güya “konserve kutusunda” muhafaza edilmesi, AB hayali uğruna bölücü Kürtlere umut veren uyum yasaları çıkarılması ve AB baskısıyla, Leyla Zana ve şeriklerinin , serbest bırakılmaları, APO'nun, yeniden yargılanması hususunda, AIHM kararına muhatap olacak duruma gelmemiz üzerine Güneydoğu Kürt Sorununun müzmin bir açık yara gibi işletmiştir. Ve adeta '30. 000 şehidi boşuna mı verdik, ve şimdi de boşuna mı şehitler veriyoruz ?' diye düşünmemiz gerek!. .

Aslında PKK, Türk Ordusu tarafından “bitirilmişken” APO da ,İmralı’da DGM tarafından “bitmişken”, bugün Kürt sorunu hele kör olası AB sürecinde, 1990‘lardakinden çok daha karışık ve karmaşık duruma gelmiştir. TCTİ ve milletimizin varoluşunu tehdit eden ve edecek en büyük tehlike de budur.

O zaman da yazım, şimdi de yazıyorum; buna imkan verenlere, kendi babam da olsa ,bunu sonuna kadar yazacağım; söyleyeceğim; APO nun Kürt hareketinin baş kahramanı ve lideri olarak ortaya çıkmasına ve PKK’yı, İmralı’daki hücresinden, yeniden kurmasına imkan verenlere rahmet okumak, doğrusu hiç de içimden gelmiyor.. Zamanın Başbakanı Ecevit “Onu çelik konserveye koyduk sıkıysa çıksın, yerini dar ederiz” buyurmuştu…En vatansever yazar arkadaşlarımız bile “idam edilirse kahraman olurdu” diye idamına karşı çıkmışlardı…Eee,şimdi ne oldu?; Kürt bölücülük hareketinin ve TC düşmanlığının tartışılmaz kahramanı ve lideri…! Biliyorum haklı çıktığım için bana ödül vermezler ama hiç olmazsa hatırlatmanın keyfini değil acısını çıkarayım.

Ama “Büyük Oyun muhtelif cephelerde ediyor .Ve bizim “aydınlarımız” , O “biz aşanda imzası olanlar" da, bu oyuna gelmekteler.

Türkiye’nin çıkarlarına karşı olmanın ve hariçten gazal okumanın “Aydın” olmak için adeta şart olduğuna inanan “entel şıklarımız” var.

Koskoca Tabipler Odası Sayın Başkanı da, bir taraftan, sureta, PKK’nın silajları bırakmasını isterken, şahinleri (TSK diye okuyun) ürkütmekten, herhalde, Güney Doğuda Demokratik hayata geçilmezi için yasal düzenlemelerin yapılmasını, yanı Kürtlere haklar verilmesini istiyor. Böyle hem “Tabip” hem de “aydınlar” oldukça,, " operasyon" belki başarılı olur ama sonunda TC Devleti de yok olur.

Yayın Tarihi : 14 Temmuz 2005 Perşembe 12:09:20


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?