Ha Soykırımı, Ha Katliam

Devletçe, Hükümetçe ve Milletçe, nefesimizi tuttuk – bekledik; ABD Cumhurbaşkanı Barack Obama, 1915 olaylarını nasıl tanımlayacaktı? “Soykırımı” diyecek miydi? Bu tanımlama, sanki Ermenistan kapısının açılmasının “anahtarı” olacaktı! Garip bir mantıkla, eğer “Soykırımı” demezse, Ermenistan’la “mutabakat yolunun haritasında” yürünecekti! En duyarlı sorunumuzda, yabancıların, bir yabancı devlet Başkanının, ağzına bakmak heceletin daniskası!

BÜYÜK FELAKET

Ve Obama 24 Nisan’da “1915 olaylarını” Ermenice, ‘Medz Yeghern’ (Büyük Felaket) olarak tanımladı ve dedi ki: “Ermeni ve Türk halkları için bu hedefe ulaşmanın en iyi yolu bugün ileriye doğru gitme çabalarının parçası olarak, geçmişin hakikatlerine yanıt vermektir. Türk ve Ermeni halklarının, bu acılı tarih üzerinde dürüst, açık ve yapıcı biçimde çalışılması çabalarını kuvvetle destekliyorum…”

Obama sonuçta “soykırımı” demedi ama daha beterini söyledi; başımıza yeni bir “çuval” ve aslında Ermenistan’a kapı açmak isteyenlerin doldurdukları “bir çuval inciri” –inşallah - berbat etti!

HA VELİ, HA ALİ

Şimdi her nedense, Obama’nın Ermenice ‘Medz Yeghern’ demesi öne çıkarılıyor. Bu sözler “Soykırımı” anlamında yorumlanıyor. Fakat aslında Obama “Büyük Felaketten” çok daha beterini söyledi: Dedi ki; “Bundan 94 yıl önce, 20. yüzyılın en büyük katliamlarından biri başladı. Her yıl, Osmanlı İmparatorluğu’nun son günlerinde 1,5 milyon Ermeni’nin katli veya ölüme yürümesini anıyoruz.”

Kelime- semantik oyunu yapılmasın; “Katliam”, “Soykırımı” ile eş anlamlıdır. “Katliam” bir etnik gurubun ortadan kaldırılması anlamındadır! Obama Seçiminden önce ve şimdi, açıkça, Türkleri Ermenilere soykırım -katliam yapmakla suçladı. Erbakan ne güzel söyledi: “Ha Ali Veli- ha Veli Ali” Ha “Katliam” , ha “Soykırımı” Zırva tevil götürmüyor!

Obama’nın bu sözleri, “İnşallah” “kapıyı “ kapatmıştır ama Ermenistan “Alican” sınır kapısını açmak için hazırlık yapan iktidarı “Ermenistan yolundan” döndüreceğini sanmıyorum… Gerçi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “Türklük damarı” tutmuş olacak ki, Obama’ ya sert tepki gösterdi. Ama Başbakanın tepkisi dengeli idi – kapıyı açık bıraktı!

AYDINLAR

Göreceksiniz; Obama’nın bu sözleri, Ermenilerden özür dilemek için bir yerlerini yırtan sözde aydınları hiç rahatsız etmeyecek, aksine, şimdi daha cesaret alacaklar. Örnek Cengiz Çandar’ın son yazısı; Özür dilemekte ısrarlı!

Obama bu değerlendirmeyi yapmak için, “güçlü” ama tarih bilgisi yeterli mi? Abdullah Gül, nazikâne hatırlatıyor: “Özelikle 1915 yılında yüz binlerce Türk ve Müslüman hayatını kaybetti… Dolayısıyla hayatını kaybeden herkesin acısının paylaşılması gerekir… Tarihi olaylara siyasilerin ve devlet adamlarının karar vermesi mümkün ve doğru değildir!”

Bu nazikâne uyarı acaba Obama’yı uyarır ve söylemlerini değiştirir mi? Yoksa şımaran Ermeniler, açıkça “Soykırımı” demedi diye tepki gösterince, onları tatmin etmek için alelacele, Kongreden Soykırımı tasarsını mı geçirir? Terazisinin bir tarafında Türkiye'yi kaybetmek, diğer tarafında da Ermeni oyları var. Ya bizim terazimizde? Bir kefede “ticaret” , ABD! AB vb. Diğer kefede Onurumuz ve sonunda da var oluşumuz! Bakalım hangisi daha ağır basacak?

Bizim iktidar Ermenileri memnun etmek için sınır kapısını açmaya hazırlanırken, Ermeniler, Erivan’da, Türk Bayrağını yakıyorlar! O gösterilerde, internete ilginç kareler düştü; Hrant Dinç’in resimleri güller çiçekler arasına dikilmiş!

İHANET BELGESİ

Cengiz Çandar bakın ne yazıyor: Hrant Dink’in 90. yılda varlığından haberdar olmadığı Barack Obama Washington’da Amerikan Başkanlık koltuğunda oturuyor ve Türkiyeli 30 bin kişi ( özür dileme imzacıları) ile birlikte benzer ‘ruh hali’ içinde… Ve tam bu sıralarda ‘Türkiye ile Ermenistan’ın kendi aralarında her bir şeyi rahatlıkla konuşabilecekleri ve düzeltebilecekleri’ günlere hayli yaklaştık… “Büyük Felaket”’ 94. yıldönümünde ‘Büyük Acı’mıza bir kez daha seslenme zamanı: Nur içinde yat Hrant...”

Biz çabuk unutur, çabuk affederiz; ama Ermenilerin kini hiç dinmez! Cumhurbaşkanı Gül, ilk haklı tepkisinin ateşi söndükten sonra, açılacak “Alican kapısından” Sargısyanla, el ele atlarlarsa, şaşmamalı! ***