AB “sürüngenliğinde” son durumu, biri Çankaya’daki devlet zirvesinden sonra yapılan açıklamada ; “Türk Ulusu Avrupa Birliğini hak ediyor”…Özür dilerim, Sayın Cumhurbaşkanım, Sayın Başbakanım, Sayın Genelkurmay Başkanım ve diğer zevat; burada, esasta, büyük bir yanlışlık var; aslında; “Avrupa Birliği ve bu Avrupalılar Türkiye’yi hak etmiyorlar ve Türk milleti de bu sürüngenliği, köpek deliği önünde bir “tarih beklemeyi asla hak etmedi ve etmiyor.”
İkinci söz Chirac’ın “ Türkiye AB’ye girmeye belki hazır ama ,AB Türkiye’ye hazır değil”…
Mütemadiyen “AB’ne taraftarız” nakaratını tekrarlayan bilcümle sivillerimiz ve askerlerimiz, acaba AB ‘nin ve bu Avrupalıların, bize taraftar olmadıklarını- ne mal olduklarını , nihayet almadılar mı?
Başbakanımız da ,”Kopenhag kriterleri olmazsa biz de Ankara kriterleriyle yaparız” demişler…Nihayet! Biz bunu başından beri söylüyoruz ama dinletemiyoruz…Avrupalılar başından beri Türkleri kulüplerine almak istemiyorlar ama ,bizi , kendi değer ve çıkarlarımıza göre “Atatürk kriterlerine göre başka kutuplara kaymamamız için, oltalarının ucunda, köpek deliğinin önünde oyalıyorlar.
PARANOYA VE EVHAM
Sevr “paranoya” değil, Avrupalıların ataerkil Türk korkusunu hatırlatmak hamaset ve evham değil…Son günlerde Avrupalılardan fışkırdı.;.Türkiye’nin n gücünü kırmak istiyorlar. Yoksa, Kürt-Kürdistan konusunu ve azınlıklar konusunu, Ermeni konusunu kaşımak neden? Kıbrıs koşulu neden? Ve başından beri TSK’nin etkisini ve gücünü kırmak çabalarının gerçek sebebi ne?
Bütün bunları çok söyledim söyledik ama inan olsun, “Haklı çıktım” demekten de artık utanıyorum. Fakat ,Medyadakı Brüksel-Bizans çocukları hiç utanmazlar, Bakın şimdi bu gerçekleri ve 17 Aralıkta kı neticeye bir kulp takmaya ve hala kabahati bize yüklemeye çalışıyorlar.”Müzakerelerin, hangi tarihte olursa olsun, başlaması yetermiş”.
Eğer şu son günlerde, bizim Başbakanın ve Dışişleri Bakanının , kendileri de Avrupa’ya ya giderek veya ar Ankara’ya gidip genlerle , gidip gelen, taslaklar üzerinde, yaptıkları “müzakereler” ”- başlayacak “müzakereler” için bir işaret,bir ölçü olacaksa Türkiye’nin ve Türk milletinin - gelecek on onbeş yılda da bu adamların elinden çekeceği var? Kimsenin, Türkiye’yi bu girdaba ve tuzaklar cengeline sokmayan hakkı yok. Bazı Avrupalılar ,Avrupa liderleri , Türkiye’nin üyeliğine taraftarmış; onlarında neden taraftar olduklarına bir bakın! Ve güçleri ne?
GAFLET VE İHANET
Kimsenin, hiçbir iktidarın, hiçbir köşe yazarının bu açık seçik durum karşısında, sadece TC Milli Devletinin değil, Türk milletinin geleceğini ve kaderini, “bu Avrupalıların” insaf ve çıkarlarına emanet etmeye de hakkı yoktur. Türk devletinin kaderini, gelecekte nasıl olacağı bile belli olmayan bir “Avrupa Birliğine” ne bağlamak ve Türk Devletinin bayrağının, marşının süs olacakları bir eyalet haline gelmesine razı olmak gafletten de öte,”ihanettir”!
Gene tekrar edeceğim “Müzakereler hele başlasın- kolay” diyenlere; “Beyler diploması oyunu oynanmıyor, at pazarlığı yapılmıyor, lades elim üstünde de oynanmıyor; bir milletin varoluşu söz konusu!
Artık 17 Aralıkta ne olacağını sormuyorum bile ;Besbelli..Türk milletinin , artık uyanarak, önce kendi kendisine (düzmece kamuoyu araştırmalarıyla değil), hala AB’ne taraftar olup olmadığını sorması ve sonra da ayaklanarak ,İktidarın kendi öz amaçları ve bazılarının da rant ve yatırım beklentileri uğruna, bu devleti çökertmeye hakkı var mıdır diye sorması gerekiyor.
TSK’NE KARŞI TERTIP
Bu arada, TSK’ne karşı yapılması muhtemel bir tertibe dikkat çekmek isterim. Deniz Kuvvetleri Eski Komutanı İlhamı Erdil, Genel Kurmay Başkanının emriyle yolsuzluk suçuyla yargılanacak. Bazı ihbarlar yapıldıktan sonra olayın yargıya havale edilmesi gerekiyordu. Karar Yargının. Artık dedikodu ve söylentilerle yargıya müdahale edilmemesi gerekiyor. Ben sayın Oramiralın , hem kendi hesabına, hem de TSK için, temize çıkmasını diliyorum.. Fakat bu olay dolayısıyla ,Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı, bir tertibin başlatılması ihtimalini seziyorum.. Şimdiye kadar hiçbir yüksek komutan hiçbir Kuvvet komutanı böyle suçlanmamıştı. TSK nın adına böylesine gölge düşürülmemişti. Şimdi TSK karşıtları bu vesileyle , muvazzaf ve emekli komutanlarınızla ilgili, sözde usulsüzlük ve yolsuzluk söylentilerini dile getirecekler ,dillerine dolayacaklar. TSK en saygın kurumumuzdur bu saygınlığa gölge düşürülmemsi ve fırsatçılara fırsat verilmemelidir! Güvendiğimiz dağa kolay kar yağmaz!