18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Haklı çıkmanın dayanılmaz ağırlığı

PKK- APO – bölücülük konularında bunca yıldır yazdıklarım ve söylediklerimle, son günlerde bu konularda olanlarla, haklı çıkmış olmak bana keyif değil, acı veriyor.

Özellikle APO konusunda ,idam hükmünün infaz edilmemesi sonucu, bu eşkıya başının, başımıza bela olacağını söylemiştim…Övünmek olmasın ama PKK ve bölücülük konusundaki diğer tespitlerimde de haklı çıkıyorum! Şimdi de ,son olaylar üzerine, tespitim şu; Büyük oyun ortada ; bır taraftan PKK eylemleri azdırarak - Türk askerlerini, sanki yabancı devlet ordusuymuş gibi, bizim topraklarımızda esir alıp, koz olarak kullanarak, APO nun, bir şekilde, yenıden yargılanma yoluyla, serbest bırakılmasını sağlamak..”Olmaz” demeyin; Leyla Zana ve şerikleri nasıl serbest bıraktırıldılar?

Fakat bu, TC Devletini sıkıştıran kıskacın silahlı tarafı. Kıskacın diğer tarafı da, Avrupalıların ve bizim gafil, “aşağıda imzası bulunan “aydınların” silahları bırakma çağrılarıyla, TC'ni , “diyalog ve barışçı çözüm” masasına oturtmak! Araçlar değişik ama amaç aynı!

YENİ YORUMLAR

Şimdi, Hasan Cemal gibi Kürt Muhipleri de APO ya karşı çıkmak cüretini gösteren Hikmet Fidan’ın PKK tarafından öldürülmesi üzerine APO nun bela kesildiğini söylüyorlar,hatta Pol Pot olduğunu yazıyorlar..

Hasan Cemal iflah olur mu ? PKK’nın, terörü devam ettirmekteki karanlık maksatlarından söz ederken, aynı kalemde, AB karşıtlarının “ayrıcalıklarını” kaybedeceği için de çatışmaların bitmesini “silahların susmasını” istemeyenler olduğunu “ iddia ediyor’ Bunlar da “bazı askerler”!

Ya, Mehmet Altan? C4 Patlayıcılarını ülkeye, provokasyon için, TSK'nin soktuğunu iddia eden bu 2.Cumhuriyetçi de gene terörü kışkırtanlar arasında, AB karşıtları ve “bazı askerler” olduğunu yazıyor. Ve hatta APO’nun İmralı'daki hücresinden, serbestçe talimatlar vermesine “imkan verilmesi “ de, O'nun hasta kafasının “komplo” ürünü!

MİLLİYET Gazetesi'nde Derya Sazak, her ne hikmetse, Leyla Zana'nın suç ortaklarımdan Orhan Doğan’ı konuşturuyor…”Demokratik Toplum Hareketi” kurucularından Doğan, aklı sıra, Türk ordusunu uyarıyor. “Oyuna gelmemeli” diyor.. ”Oyun” neymiş? Kürtlerle Orduyu PKK nedeniyle karşı karşıya getirmek (!) Oyunu. ..Hükümet PKK militanlarını dağdan indirmek yolumda hiç adım atmamışmış…Aslında dağdan çoktan indiler de, ya kapkaççı oldular, ya da Güneydoğu’da teröre devam edenler onlar...Orhan bunu bilmez mi? APO nın İmralı'da , avukatlarıyla görüşmesi engelleniyormuş... Bu da militanlarca, APO’yu tecrit olarak algılanıyor onları tahrik ediyormuş.. APO konuşsa vereceği talimatlar sanki Türkiye'nin hayrına mı? Orhan bey bunu da bilmez mi? Ama ona göre de , AKP İktidarının maksadı Orduyu savaşa itip, böylelikle, iç siyasetin dışına itmekmiş. Doğan “Askeri Operasyon ülkeyi böler” diyor.. Eğer onlar bölmedilerse!

Asıl Derya Sazak’ın, MİLLİYET'TE, PKK ıle işbirliği yaptığı sabit Zana şerikine itibar etmesi ve General Myers konusundaki “analizine “ de, kıymet ve yer vermesi anlamlı. Ama bu konuda da Orhan Doğan’ın “değerlendirmesi” şöyle ; ABD siyasetini değişmiş; artık askeri değil,insan haklarına dayalı çözümden yana imiş!…Ve sonuç “Kürt Realitesini” tanıyın! Biz, o “realitenin” ne olduğunu çok iyi biliriz… Ve “insan haklarının” ne olduğunu da ABD işgal ordusunun Irak’taki uygulamalardan öğreneceğiz, her halde!

APO BELASI

İmralı’ya tıkıldıktan sonra DGM duruşmalarında idam korkusuyla köpekleyen katil, idam tehlikesi ortadan kalktıktan ve Avrupalılar da, yeniden yargılanması talebiyle, ona kol kanat gerdikten sonra, arslan kesildi. PKK'yı Kongragel uzaktan kumanda ıle yönetiyor. Ve herkes ondan korkuyor . Öylesine kı zavallı Hikmet Fidan’ın cenazesine hatırasına kimse sahip çıkmadı…

Rivayete göre, bölgede Kürtler arasında APO’nun ve PKK nın etkisi azalıyormuş. Masal. Bakın “meşru” parti olmak iddiasındaki DEHAP Genel Başkanı Tuncer Bakırhan , TC Devletine saldıran PKK ile “problemimiz yok” diyor.

AKREP ETMEZ…

Avrupalılar Güneydoğu sorunu AB içinde veya AB “ile” çözülebilir " derlerken, bizim güya Türk kökenli, Alman milletvekilleri, PKK ile arabuluculuk önerirlerken- dostumuz ABD’nin yaptıkları da nedir ?

Önce aba altından sopa; TSK, PKK'ya karşı, sınırlar içinde operasyon yapabilir, ama insan haklarına rivayet koşuluyla! Sınır dışına çıkamaz yoksa! Önceki gün yazmıştım ; “Sen binlerce mil öteden gelıp, kendi çıkarların için Irak’ı işgal edeceksin, Bir taraftan terörden yakınırken, Irak’ta inanılmaz insan hakları ihlallerinin faili, sanığı olacaksın, sonra da Türkiye’nin teröre karşı mücadelesine “insan haklan” diye engel olmaya kalkacaksın! “

Küstahlığın daniskası; Irak’ta insan hakları sicili malum ABD Ordusunun komutanı bize insan hakları dersi vermeye kalkıyor. Ama dahası var; Myers cenapları kimliği açıklamayan fakat bizce malum “yetkiliyi” desteklemiş; TSK sınır dışında Kuzey Irakta operasyon yaparsa, buna karşı “bağımsız” Irak devletinin söyleyeceği çok şey olurmuş…Irak'ın bağımsız olduğu yavesini kime yutturuyor?

Ama durum daha karmaşık. Myers, ABD, PKK ile mücadelede Türkiye’ye destek veremeyeceğini, köstek olacağını açıkça söylüyor. Ancak Amerikalılar Türk Ordusundan vazgeçemiyorlar. Herhalde Büyük Orta Doğu Projesi'nde , bize biçecekleri piyonluk ve paralı askerlik rolüne hazırlık olarak, da, TSK'nin Irak ordusunu eğitmesini istiyor…

Yani TSK , PKK ye karşı sınır dışı harekat yapamayacak ama – o da eğer Irak’ın Kürt Cumhurbaşkanı Talabani izin verirse ve de Kürdistan Başkanı Barzani de ses çıkarmazsa, TSK sınır dışında eğitim verecek!  Ve böylelikle, TSK “içerde” terörle ve muhtemelen Irak’ta Irak ordusunun eğitimiyle meşgulken. Kuzey Irak ve Kerkük’le “meşgul olamayacak!

Bizim Liboşlar “artık şartlar değişti” diyorlar. Sormak gerek; bu şartları kim, kimler değiştirtti ve PKK’yı kim hortlattı? ABD ye AB ye uyum uğruna, üniter devletin altını oyanlar ve tüm kırmızı çizgilerimizi solduranlar ve gözlerimizin önün de Kürdistan’ın kurulmasına, ve Türkiye'yi, kurulacak ve sınırları içimize kadar ulaşacak bir Kürt Federasyonu'na razı olacak hale getirenler!

Bakalım, Başbakan “sınır ötesi harekat” konusunda söylediği doğru sözlerin arkasını getirebilecek mi? Bu sözler, eski deyimiyle “kavli mücerrette kalırsa” TC Devleti'nin prestiji zarar görür.

ABD ‘nin stratejik müttefikimiz olmadığı ortada. Olsaydı önce PKK ya karşı bizimle beraber olurdu. Ama stratejik ilişkilerimizin devam etmesi ,iki taraf için de gerekli. Bu da iki taraflı olur. Amerikalı dostlarımız milletin sabrını taşırmamalıdırlar. Türkiye’de Amerikan aleyhtarlığı artıyorsa, kızmak yerine bunun sebeplerini doğru teşhis etmelidirler. Türkler ve Kürtler arasında kesin bir tercih yapmalıdırlar.

Son tahlilde onlara gerekecek olan “Irak” gibi “ Uydu” bir ülke ve ne yapacakları belli olmayan Kürtler değil, haysiyetli ve egemen bir Türkiye’dir.

Yayın Tarihi : 18 Temmuz 2005 Pazartesi 11:58:36
Güncelleme :18 Temmuz 2005 Pazartesi 12:37:27


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?