15
Haziran
2025
Pazar
ANASAYFA

Hazım ve Kabız!

Sağ olsun, Başbakanımız Erdoğan, konuşmalarında kelimeleri seçmek hususunda, azıcık dikkatsiz. Amerika’da ünlü Princeton Üniversitesi’nde soruları cevaplarken; “Kürt açılımında, kısa, orta ve uzun vadeli olarak bütün bu açılım sürecini çalıştırmayı hedefliyoruz. Süreci, hazmede hazmede, hazmettire hazmettire devam ettirmemiz lazım” demiş. Herhalde “Ermeni açılımı” da, bu sürecin altında mevcut!

HAZIMSIZLIK

“Hazmettire hazmettire” en hafif anlamıyla hastalara, çocuklara yemek yedirilirken yapıldığı gibi... Bu, içindeki malzemenin -et ve zerzevatın- neler olduğu malum olmayan yemek, sonunda hazım olmaz ise, ne olur? Hazımsızlığın sonu “kabızdır”... MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, buna “kurbağa pişirme metoduyla Türkiye’nin bölünmesini sağlamak” diyor. Yani kurbağayı kızgın suya alıştıra alıştıra! Erdoğan sözlerinin böyle, her türlü yoruma ve alaylara yol açacağını herhalde idrak edememiş olacak! İşte Erdoğan’ın, bu talihsiz sözleri de ister istemez, akla bunları getiriyor ve bir yerde de, gerçeklerle denk düşüyor: Zira “açılım aşı” sonunda tatsız çıkar ve hazmedilemezse, “kabızlık” olur ve “müshil” almak, “tenkiye” yapmak gerekir! Hem Başbakan sadece “hazmettire hazmettire” demiyor, “hazmede hazmede” de diyor. Yani anlaşılan, kendileri de tam hazmedememiş. O kendi sorunu. Ancak söz konusu olan AKP iktidarı değil, Türkiye!... Tıpkı Başbakanın sevdiği diğer bir tabir; “Kazan Kazan”ın “Kaybet Kaybet”le sonuçlanacağı gibi!.. Burada da en sonunda, asıl kaybedecek olan ülkemiz olur!

Bilmiyorum, ünlü Türk Tarihi ve Dili Profesörü ve Princeton Üniversitesi’nde “yerleşik” emekli Profesör, Ermeni konusunda en büyük yardımcılarımızdan, doksan yaşındaki Bernard Lewis, sağlığı el vermişse, orada mıydı? Acaba O, “Ermeni açılımını”, bu konuyu çok iyi bildiği için, nasıl değerlendirir ve “hazmettire hazmettire” sözlerini, İngilizceye, nasıl çevirirdi? Güç! Acaba Egemen Bağış nasıl çevirdi? Merak ediyorum!

KEVİN GELİYOR

AKP Genel Başkan Yardımcısı Edibe Sözen Hanımın aklına dâhiyane bir fikir gelmiş. THY reklâmlarında, “ücret mukabili” rol alan, ünlü aktör Kevin Costner’ı “ücret mukabili açılıma” destek vermek için Türkiye’ye davet etmiş...

Costner, “ücret uygunsa, herhalde gelir” “açılımı”, bize de açıklar. Çünkü eğer biz bilmiyorsak, o Washington’a yakın olduğu için, Beyaz Saray’dan brifing alır! Edibe Hanım; bu önemli konuyu, nasıl Hollywood’a kadar düşürürsün, gülünç hale getirirsin? Böyle “şov” yaparsan, seni-sizi de “şov” yaparlar.! Bakın, Yılmaz Özdil bu hareketinizi ne güzel alaya almış! “Açılım” çorbasına, bir de, Costner’i katarsanız sonu “ishaldir”!***

 

Yayın Tarihi : 28 Eylül 2009 Pazartesi 10:55:38


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Tarihten Bu Güne IP: 88.231.89.xxx Tarih : 28.09.2009 20:49:29

31 TEMMUZ 1919

Türk Milliyetçisi Ahmet Selâhattin Bey (Yazar Haldun Taner'in babasıdır), Batı emperyalistlerinin güdümüne karşı olduğunu şu sözleriyle açıkladı: "Zehirde şifa, düşmanda vefa aranmaz.. Bin yıldan beri bağımsız yaşayan Türkler, kendi ülkelerinde mandaya da, vasilik adıyla yabancıların at oynatmasına da razı olamazlar" (Atatürk'ün Anlatımıyla Kurtuluş Savaşı, Nutuk" Boyut Yayın Grubu. sayfa: 87)

Yorum: Anadolu'nun bağımsızlığı uğruna 90 yıl önce başlatılan ve bunu sağlamak için 100 binlerce şehit verilen bunca uğraşlardan sonra bugün, başta malûm iktidar, pkk ve yandaşları hangi emellere hizmet etmektedirler ?. (Acaba, "Batı emperyalizmine hizmet ettiklerini" ifadeye mi çalışıyorlar ?)