14
Haziran
2025
Cumartesi
ANASAYFA

“Hilmi Özkök Paşa” Vakası

Ordumu gözüm gibi severim ve bazılarının dediği gibi, hem Atatürk milliyetçisi, hem de “askerciyim” … İkisi, biri birlerinden ayrılmayacağına, Türk Ordusunun, “millet ordusu” –milletin de “Ordu millet “olduğuna inanırım!

Türk Ordusunun Subaylarında, komutanlarında, “Atatürkçülük” önde gelen vasıftır. Harp Okulu yoklamalarında “Mustafa Kemal” denince, bütün öğrenciler içtenlikle, “Burada” diye haykırırlar! Bu, parayla satın alınamayacak, silah ve teknolojiden de üstün bir gücümüzdür… Bu böyle olduğu için de, içerden ve dışardan ülkemizin kötülüğünü isteyenler, Türkiye Cumhuriyetini ortadan kaldırmak için silahla yapamadıklarını hile ve desiseyle ve de şimdilerde, “özel teknolojiyle” yapmak istiyorlar… “Ergenekon Kapsamında” başarıya da ulaşmaktalar!

Türkiye Cumhuriyetinin bugün, dışarıdan ve içerden, en ağır tehditler altında bulunduğu şu bağlamada, Ordu, maalesef, etkisiz hale getirilmiş görünüyor! Genelkurmay, bu en hayati konumuzda “Kürdistan gelişmeleri” karşısında sessiz kalmakta; “Muhtıra -Darbe” denirse, diye!

Ve bu kapsamda, eski Genelkurmay Başkanlarından, E. Orgeneral Hilmi Özkök’ün “tanık olarak” sorguya çekilmesi söz konusu. Kendileri; “davet edilirsem giderim” diyor… Gerecekten, davet edilir, sorguya çekilirse, “kapı aralanırsa, Orgeneral Kıvrıkoğlu, Orgeneral Karadayı ve Orgeneral Bir, “ifade vermek” ve hatta sonra da “yargılanmak” üzere, neden ”içeri alınmasınlar”? En büyük “şeytan” saydıkları Ordunun bacağını kırdılar, bir kere!

ASKERLİK VE DEMOKRASİ

Sayın Özkök, Fikret Bila’ya; “Genç subaylar artık daha demokratik düşünüyor. NATO’da görev yapmak subayların ufkunu açıyor. Dünyayı daha doğru anlamalarını, olayları daha iyi izlemelerini sağlıyor.” Buyurmuşlar… Bir defa “daha demokratik” ne demek? “Demokratiklik” bir politika vasfıdır. Açık söylemeli, savaşta ve karargâhta “demokrasi ve demokratik yöntemler eşyanın tabiatına aykırıdır; kararlar “oylama sonucu” verilmez Öneriler yapılır, yöntemler tartışılır, ama son karar Komutanındır.” Emir demiri keser. “Emret Komutanım” son sözdür. Ve bu söz, diğer NATO ülkeleri subaylarından, bizim subaylarımızı ayıran sözdür.

Kısacası Paşa “subaylar daha çağdaş yetişiyorlar” dese, bir bakıma doğru olabilir ama “daha demokratik” ne anlamda?

Basında, TSK’ne yönelik ilk açık saldırıyı Mehmet Ali Birand, 1987’de yayınlanan “Emret Komutanım” kitabıyla yapmış, aklınca komutanları ve Orduyu eleştirmişti!.. OVe benzerleri, yılmadılar ve işler bu noktaya geldi; TSK düşmanlığı artık ayyuka çıktı.

Bu münasebetle Sayın Hilmi Özkök’e sormak isterim: Türk subaylarının “demokratik düşünmeleri” mi, yoksa “Atatürkçü düşünmeleri mi” önemli? Son tahlilde, “demokrasi” diye –Liboşların istedikleri gibi “Atatürkçülükten” ve Cumhuriyetinden vaz mı geçilmeli!

ÖZKÖK ÖNCESİNDE

Son yılarda, Özkök öncesinde, hatta NATO öncesinde, büyük bir gelişme – değişim oldu; Subaylarımızın eğitimi çok yüksek düzeye çıkarıldı… Subaylarımız başka ülkelerin subaylarının da üstünde, en az biç yabancı dil bilen, “master” hatta doktora düzeyinde “askerlerdir”. Bu devrimin başını çeken rahmetli Doğan Aktulga Paşa idi!

Bu değişim Subaylarımızın Atatürkçüler olarak yetiştirilmelerine engel olmadı; aksine! Ve şimdiye kadar, Subayların ast Subayların eğitimine, Üniversitelerde olduğu gibi, gençlerin akıllarını karıştıran, beyinlerini yıkayan, malum liberal, sözde aydın öğretim üyelerinin el atmalarına imkân verilmemişti... Bundan sonra, “demokratiklik” uğruna bu yapılırsa, vay halimize!..

ÖZKÖK VE ERGENEKON

Ne yalan söylemeli ben Hilmi Özkök Paşadan hiç haz edemedim; Atatürkçü Düşünceyi ve çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmak direktifini, AB kriterleriyle eş tutmasını kınadım. “Türk Generalin liberali olmaz” dedim ve Ordu’da, tersine bir dönemin başladığına işaret ettim. Ayrılınca da “Oh” dedim. —Bütün liboşların Özkök’ü sevmeleri – Erdoğan’ın ona “Hocam” demesi boşuna mıydı?

Paşa, zamanındaki darbe girişimleri konusunda muğlâk konuşuyor, “vardı da diyemem, yoktu da diyemem” diyor.

Cüneyt Arcayürek gibi ben de sorarım: “Özkök Paşa’nın darbe girişimlerinden haberdar olduğu söylendiğine göre, neden o komutanları görevden almak için girişimde bulunmadı veya ‘Başbakan’a ‘bizim yapıda bu tür gelişmeler var’ demedi? “İfadesini verdiğinde” öğreniriz!

Benim de, Emekli Orgeneral –eski Genelkurmay Başkanı- Hilmi Özkök’e bir sorum var: “Bu günlerde “Ergenekon Kapsamında” ve medyada, Türk Ordusunun yıpratılması, “Ordu Komutanlarından, astsubaylara kadar mensuplarının aşağılanması konusunda ne düşünüyorsunuz? Mensubu olduğunuz o yüce Ocağa sahip çıkmak demokrasiye aykırı mı?”***
 

Yayın Tarihi : 26 Mart 2009 Perşembe 10:53:59


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?