Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Güneydoğu’da, iki günde, 13 şehit verilmesi üzerine, çok kızmış ve “ yarın yapılacak toplantılar çok şeylere gebedir” demişti. Ben de, dünkü yazımda ; .”. . Bakalım şimdi ,“gebelikten” ne doğacak? Diye sormuş ve eklemiştim: ,”yarım gebelik” olamayacağı gibi, terör konusunda da yarım, sözde tedbirler yetmeyecek!”
Bakanlar Kurulu ve Terörle Mücadele Yüksek Kurulu toplantılarından sonra, Hükümet Sözcüsü ve Adalet bakanı Cemil Çiçek’in uzun konuşmasını, “Bakalım neye bağlayacak?” diye, sonuna kadar, merakla dinledim. .Ama bu toplantılardan somut kararlar ve eylemler çıkmadı, Bakan, bütün milletin beklediği ve umduğu gibi, “Birliklerimiz, şu anda Irak’a girmişlerdir - uçaklarımız helikopterlerimizin desteğiyle PKK’yı. Orada bitirecekler” “diye açıklama yapmadı, malûm olanları ilâm etti. Gebelik sonunda, “dağ fare doğurmuştu,
Bunun da sebebi anlaşılıyor: ABD’ den uyarı gelmiş!. ABD Büyük Elçisi Ross Wılson, açıkça, Amerikanın, “Türkiye'nin Kuzey Irak’ta kendi başına PKK ya yönelik hareket yapmasına karşı olduğunu” söylüyor ;” Irak- ABD ve Türkiye’nin bu konuda işbirliği yapması tek taraflı davranmanızdan daha verimli olacaktır” diyor. Kimin için “daha verimli”?
Çifte standarda, çelişkiye bakın; Büyük Elçi cenapları, İsrail’in Lübnan’da Filistin’de, Gazze’de, yaptıklarını, “kendini savunma hakkı” kabul ediyor… ABD, kendisi, binlerce kilometre uzaktan gelip, teröristleri cezalandırıyor ama aynı hakkı Türkiye’den esirgemeye kalkıyor! … İsrail bır onbaşı için kıyamet koparıyor, ama Türkiye, bunca şehidinin katillerini takip edemeyecek. Cezalandıramayacak! Acı olmasaydı gülünç!
TÜRKLER APTAL MI?
Wılson Cenapları bugünkü İktidar hakkında ne düşünür bilemem ama Türk milletini, hepten, aptal mı sanıyor? Bir diplomatın, öncelikli görevi ülkesinin bulunduğu memleketin halkıyla ilişkilerini düzeltmektir. Bu sözlerden ve be bariz çifte ölçüden sonra, Türk milletinin ne kendisine, ne de Amerika'ya sıcak bakamayacağı aşikâr. Boşuna kamuoyu araştırmaları yaptırmasın ve merak etmesin ,“Türk Milleti Amerika’yı seviyor mu, Sevmiyorsa neden sevmiyor?” diye… ABD ordusunun Irak’taki hoyratlıklarını bır tarafa bırakalım, bu sözler ve hareketlerden sonra ve e Türkiye’nin bölünmesini ve Kürdistan kurulması tasavvurları ABD ordusunun organında haritalarla belgelenmişken ,” Türker Amerika'yı neden sevmiyor ?" değil , “ neden ve nasıl sevsinler” ! ABD’nin bütün dünyadaki imajını bır tarafa, n, Türkiye ve Türkler hususunda yaptıkları “Bir devlet dostlarını nasıl kaybeder ve onları kendisine düşman eder?” kitabına konu olacak gibi!
Wilson PKK konusunda Türkiye- ABD - Irak 'in, birlikte hareket etmelerinin “daha verimli olacağını” söylemiş… “Condi ile Abdullah” arasında imzalanan-adı “ortak” fakat aslında “şaşı” Vizyon Belgesinde, bu konumda sadece üç göstermelik satır var. Şimdiye kadar. ABD, Türkiye’nin PKK’yı, Kuzey Irakta bitirmesine “biz yaparız veya Irak hükümeti yapar” diye engelledi. Ama kuvvetleri Irak’ta direnişçilerle meşgul diye ayak sürüdü… Irak hükümeti ise gerçekte var mı?
Gerçek şu ki,ABD Kürtleri seviyor, PKK ya karşı hareketi onları kızdırır diye düşünüyor ve Kürdistan’ın kurulmasını kendi çıkarları için istiyor. Bunu şimdiye kadar anlamamışsak Mr. Wılson’dan, “Good Morning ,”.
Ve acı olan da şu ki, AKP İktidarı bu konuda gereken kararlılığı gösteremiyor. Çünkü açıkçası ABD’ye, AB’ye ve de IMF’e gebe…
Son olarak ABD Büyük Elçisi ve diğer B.Elçilere kesin uyarı verilmiş-“siz yapamazsınız, biz yapacağız” diye. .Şimdi bütün milletin beklediği Hükümetin artık bu istenmeyen gebeliklerden kurtulması. –bu “nesebi gayri sahih” ve sakat doğacağı muhakkak, ceninin, düşürülmesi! ? Yoksa Terörle ve PKK ıle mücadelede, Wılson’un sözünü ettiği, “Türk ABD Irak ortak çalışmalarını” beklersek. Daha çok şehit veririz! Bundan da daha önemlisi, saygın –sayılan bir devlet olmak hakkımızı da kaybederiz! Bu hak kolay kazanılmadı!