22
Mayıs
2024
Çarşamba
ANASAYFA

İdare-i Maslahat

            Maksat, asla, Genelkurmayımızı, kamuoyu baskısıyla,  “sınır ötesi operasyona” zorlamak değildir. Zaten, askerlerimiz da, göstermelik ‘nokta operasyonu’ değil, radikal bir operasyonun gerekli olduğunu bildikleri kadar, “doğru zamanda” bır operasyonun, doğru yöntemlerle, nasıl yapılacağını, şimdi askeri uzman kesilenlerden -ve de hükümetten- , çok daha iyi bilirler - “kamuoyu baskısı altında” bir maceraya girişmezler! Kimse,   bu olayı, tarihte başka şartlarda, vuku bulmuş,  başka olaylarla, karıştırmaya kalkmasın!

Ancak bir kafa karışıklığı olduğu da, ortada; Başbakan RTE, Çekoslovakya’ya giderken, kendisine çanak tutan bazı yazarlara :Sınır ötesi herhangi bir operasyon söz konusu değildir. Bu operasyonlarda tavrımız her şeyden önce burada silahların bırakılmasına yöneliktir.”buyurmuş!

Yanlış hatırlamıyorsam; Erdoğan,  daha iki gün önce ,“operasyonu yapmakta kararlıyız” demişti… İki günde, ne değişti? Washington’dan, yeni bir uyarı,  savsaklama mı geldi de, şimdi, topu taca atıyor. Veya daha hayırhah bır yorumla, ” kaleye, sol gösterip sağdan vurmayı” mı, tasarlıyor?

         SİLAHLARI BIRAKMAK 
         “Şu anda siyasi, diplomatik, askeri ne gerekiyorsa bunlar yapılıyor”
.demesi ve      tavrının “silahlarım bırakılmasına” yönelik olduğunu “  vurgulaması da, dikkate şayan! Acaba Sayın Başbakan , “barışçı çözülmecilerin”  ve APO’nun, hep önerdikleri,  “karşılıklı silah bırakmak ” masalına" mı, inanıyor? “Kuzey ve merkezi Irak’taki gelişmelerden” söz etmesi de,  acaba hala, Barzani ve Talbani’den, hayır beklediğinin işaretleri mi?  ( Erdogan acaba , Talabanuı, Ahmet Türk ve Mehdi Zana’ın APO ıle sarnaş dolaş fotograflarını hatırlar mı?)

        Ve iddia ettikler, gibi bu hususlarda Genelkurmayla Hükümet arasında, gerçekten “tam mutabakat” var mı? 

            NALINCI KESERİ 
            Erdoğan, “Bazı siyasi liderler savaş çığırtkanlığı yaparken, şimdi bizim söylediğimiz şeyleri söylüyorlar.” Dedi. Herhalde emekli bazı askerleri de kast ediyor. Bakın, böyle ayaküstü ve oyunun, tarihi köken ve boyutlarını bilmeden, söylenen sözler, korktuğum gibi,  nasıl , “nalıncı keseri” gibi yontuluyor!

             HOŞGÖRÜ
             “Cehennemin yolları iyi niyet ve hoşgörü ıle döşelidir! “Hoşgörü – iyi niyet”, milli çıkarlar söz komsu olduğunda, “gaflet” – maksatlı, aldatmaca olursa düpedüz “ihanet”! 

Zana olayınsam ders alınmadı,  “sözde Demokrasi” diye, TC düşmanı bölücüler, PKK,  DTP kılığında,  “Türkiye Büyük Millet Meclisine” indirildi! Bu, hem iyi niyetli “gaflet”, hem de maksatlı” ihanet” oldu’   PKK’nın, Türkiye’nin birlik ve bütünlüğüne dağlarda yaptıklarını, teröristlerin, Türkiye kesesinden maaşlı  “vekilleri”, pervasıca Meclis Kürsüden ve Kongrelerinin “sonuç bildirgesinde” ”, – TC rejimini ve yapısını değiştirmek önerileriyle yapıyorlar – önce, ettikleri yemine ihanet ediyorlar.    Türkiye’nin birlik ve bütünlüğünü" istemedikleri, zaten, belli idi – bir defa daha kanıtlandı.

 Onları “siyasi çözüm vb.” diye, Meclise getirenler, acaba bunu anladırlar mı? Ne gezer – hala demokrasiden, Kürtlere yaptığımız haksızlardan söz ediyorlar!

Bu, geçmişleri karıları kocaları ve ayakları, dağlarda,  PKK’da, olan bu adamları, kadınları Meclis’ten atmak, yargılamak ve DTP de başka adla tekrar açılmamak üzere kapatmak gerek! Güçlü bır İktıdar bunu yapardı! Amma “sözde” demokrasi , “özde”  AB süreci var! Kendisini –kendi gücünü bilen –yabancılardan ve kendi “ ayak seslerinden”  korkmayan, hiçbir hükümet, bu hususta aciz gösteremez!

MHP Genel Başkanı ilk adım olarak, tüm DTP’li –PKK lı milletvekillerinin dokunulmazlarının kaldırılması teklifini imzaya açtı. AKP'lilerin çoğunun, imzalarını atmayacakları belli- çünkü oy hesapları yüzünden bölgedekileri karşılarına almak istemezler.

Ama ya, üniter ulus devletimize açıkça meydan okuyan bu eşkıyanın, dokunulmazlarının  “toptan” kaçırılmasına karşı çıkan, CHP’ye ne demeli?

Beyler; “demokrasi ve hukuk” tartışması yapmıyoruz. Hukuk ve demokrasi eşitler arasında olur – devletimize kasteden eşkıya için söz konusu olamaz!  

 ASIL MAKSAT
             PKK ve DTP'nin bu sırada, bu kadar pervasızca hareket etmelerinin, konuşmaların, asıl sebebini bildikçe! Mağdur rolü oynayacaklardır

 Sorun zaten AB platformunda, şimdi de Türkiye’de, bır “Türk-Kürt “ etnik kavgasını tahrik ederek BM Güvenlik Konseyine taşımak istiyorlar, böylelikle de, BM Barış Gücü'nün        “Mavi Berelileri” ile bizim “Mavi, bereli” Komandoları karşı karsıya, getirilecek. Kısacası Türkiye’yi Lübnan'a, Kosova'ya çevirmek isterler!

Buna engel olmanın tek yolu yaraya tuz basmak değil. İrini çıkarıp atmaktır! Orta yol yoktur!

 

 

Yayın Tarihi : 16 Kasım 2007 Cuma 09:53:09


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?