26
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

İhanetten ve gafletten de öte!

PKK, 1 Haziran’da saldırılara başlayacağını duyurdu… Daha önce, PKK’nın “uzaktan kumandanı” - onursuz Başkanı- APO, “avukatları vasıtasıyla” uyarmıştı: “31 Mayısı bekleyin” diye… “Bu bir savaş çağrısı değildir” diyordu ama aba altından asıl sopayı gösteriyordu: “Bir muhatap bulamadığımdan dolayı da 31 Mayıs’tan sonra çekiliyorum. Ben bu şartlarda buradan yönetemem… Bundan sonra sorumluluk KCK’(PKK) dedir, BDP’de ve devlettedir.” Yani üstü kapalı kesin uyarı: “Bayık, Karayılan, Abbas, Haydar ne yapacaklarını bilirler!” Bu eşkıyaların da ne yapacaklarını, göreceğiz… Görüyoruz!

Önceki gün, Hatay’da- İskenderun’da Deniz Üs Komutanlığı’na bağlı İkmal Birliği'ne teröristlerce roketatarlarla, uzun namlulu silahlarla saldırdılar, 6 asker şehit oldu, 9 asker de yaralandı. Eşkıya Karadeniz Bölgesine de sızmış… Oralarda da saldırılar bekleniyor… Belki de, bu yazım baskıya verildiği sırada veya sonra, bu “Bahar Barış Taarruzunun” yeni menfur olayları gerçekleşir, yeni şehit ve gaziler veririz!.. Eşkıya, Erdoğan’ın “açılımlarını” herhalde “teslimiyet”, devletin zafiyeti sayıyor ve azdıkça azıyor ve daha da azacak!

KM. TAŞLARI

Olayların bu noktaya gelmesindeki gaflet ve ihanet yolunun kilometre taşlarını hatırlatalım: En son noktası “açılım” fiyaskosu… En başta da, binlerce insanımızın katili APO’nun, gerektiği gibi ve fakat AB ve ABD’nin talimatları üzerine, idam edilmemesi – İmralı’da ihtimamla – ve gereğinde sözde “barışçı çözüm için”, kullanılması için, büyük ihtimamla, muhafaza edilmesi ve örgütüne kumanda etmesine müsaade edilmesi… Gaflet yolunu hatırlatmaya devam ediyorum; PKK’yı Kuzey Irak’ta Kandil’deki inlerinde vurmak için ABD’den icazet bekledik, yerine “nasihat” aldık, sözde “istihbarat paylaşımına” razı olduk… Ama Amerikalılar “istihbaratı” paylaşmadılar, istedikleri kadarını verdiler… Bugün Türkiye Millet Meclisinin içinde, PKK’nın, isim değiştiren, aynı vekilleri var; Bu adamlar –kadınlar PKK’ya etten kalkan olacaklarını ve ülkeyi kan gölüne çevireceklerini söylediler… Bu Parti, hiç kapatılabilir, Türkiye Parlamentosundan defedilebilir mi? Demokrasi - Demokratik “açılım” var! Bu “açılımın” ne olduğunu Habur’da görmüştük… Ama Recep Bey, bütün bunlara rağmen, “açılmaya” , sporcular ve sanatçılardan sonra Dolmabahçe ofisinde çarşı Pazar esnafını da, ağırlayarak devam edecek!

Türk Silahlı Kuvvetleri, Güneydoğu’da operasyonlar yapıyor, şehitler veriyor, ama Kuzey Irak’ta, “Kürdistan”daki, kökü kurutulmadıkça neye yarar; eşkıya, tahtakuruları gibi, gelecek bahara yeniden ortalığa çıkar!

Devletin içinde ve hatta başındaki birileri, “PKK’ya karşı çıkamam” diyen, kendisini “Kürdistan”ın başkanı ilan eden Barzani’den destek arıyorlar… Başbakan bu adamı Ankara’da, kırmızı halılarla karşılamaya hazırlanıyor! Fakat daha vahimi “barışçı çözüm” için, APO katilinden medet umuyorlar… Sade Devletin içinde mi? Ordu düşmanlığının karargâhı PKK'nın, gönüllü sözcüsü TEZVIRAT varak peresinde, kendi deyimiyle,“Atakürtçü” Ahmet Altan daha önceki gün yazdı;”Bence, Apo’nun devreye sokulması gerekir… APO, Kürtlere yeniden “Kürt sorununun” gerçek anlamını hatırlatıp, PKK’yı anlamsız şiddet hareketlerinden çekebilecek tek güç. APO ile görüşülmeli, bu şiddet önlenmeli, hem Kürtlerin eşit vatandaşlar olması sağlanmalı, Türkiye’nin önü açılmalı”… Altanlar gibilere göre, Türklerin hakları ve şehitlerinden fazla Kürtçülerin hakları ve işin asıl acı tarafı bu sav, iktidar tarafından da “gizli –açık” paylaşılıyor! Her Allahın günü, TSK’nin gücünü yıpratmak için inanılmaz tezvirat yapılıyor… Bugünkü AKP İktidarı ve başı, PKK ile savaşmış olanları “içeri tıkan” “Ergenekon kapsamının” gönüllü savcıları! Bu durum askerlerimizin azimlerini kıramasa bile, eşkıyaya cesaret vermiyor mu sanırsınız?... Daha neyi bekliyoruz? Anaların daha fazla ağlatılmasını mı? Bölücülüğün -PKK’nın, açılımlarla- Kürtlere, kültürel haklarını ana dillerini vermekle “Büyük Kürdistan” emelinden vaz geçeklerini mi sanıyoruz? Bizde bu gaflet onlarda ihanet oldukça, daha çok bekleriz!

ONE MİNUTE

İsrail komandolarının, uluslararası sularda bir Türk gemisine saldırısı, düpedüz korsanlık! Hatta “cassus belli” -savaş sebebidir! Bakalım en ufak fırsatta Türkiye’yi kınayanlar- Avrupa devletleri, Amerika, bu hoyrat korsanlık konusunda, üzüntülerini ifade etmekten öte, ne yapacaklar, BM’nin, ne kadar yaptırım gücü olacak? …Başbakan ve başbakan yardımcısı, ağır konmuştular, doğru şeyler söylediler; bakalım, arkasını nasıl getirecekler? Başbakanın “One e Minüt" demesinin ve bunun arkasını getirmesinin tam sırasıdır… Nazilerin hışmına uğramış bir halkın devletinin ve ordusunun, Naziler ve SS’ler gibi davranmaları çok acı! Bu zihniyet ve davranışın, bütün Musevilere ve öncelikle bizim Musevi vatandaşlarımıza mal edilmesi yanlıştır. Ve kimsenin de, bunun acısını, Türkiye’ye, sadık Musevi vatandaşlarımızdan çıkarmaya kalkışmayacağını umarım… Böyle bir hareket, Türkiye’yi, İsrail’in bugün düştüğü düzeye düşürür! ***

Yayın Tarihi : 2 Haziran 2010 Çarşamba 00:10:54


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?