İki portre, Mustafa Özbek-Mümtazer Türköne

“İkisinin, birbirleriyle, ne ilgileri var?” diyeceksiniz; “Ters” ilgileri var, yani sözde “Türk” -öne Özbek’in tam tersi! Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Mustafa Özbek, “Özbek gibi Türk-Bozkurt gibi Bozkurt ve adam gibi bir adam”! Mümtazer Türköne ise, ne “mümtaz”, ne “er”; tersine bir sözde Türk!

Bu iki zıddına portre, bugün Türkiye’deki “ikilemi” ve de “açmazı” özetliyor, adeta!

Önceki gün Mustafa Özbek’in, yalaka medyada şahsına karşı yapılan saldırılara cevap verdiği basın toplantısını izledim. “Bozkurtlar” gibi idi, o ve ART Televizyonu, bir o yana, bir bu yana yalpalayan yalaka medya karşısında, milliyetçiliğin ve “Atatürkçülüğün” son kalelerinden biri. İşte bu kaleyi de düşürmeye çalışıyorlar. “Bu kalenin” komutanı Mustafa Özbek’i susturmaya çalışıyorlar! Ama o, dün “Beni engelleyemezler! Mezardan kalkar yine konuşurum” diyordu... Ve sözünün eridir!

Özbek’le tanışıklığım yok. Kendisiyle hiç karşılaşmadım. Fakat söylediklerini, yaptıklarını izledim. Galiba o da benim gibi, Özbek kökenli, tam bir Anadolu çocuğu! Mütevazı bir ortamdan geldiğini, mesela “Gül gibi” kullanmıyor!

Özbek konuşurken, kendim konuşuyorum sanıyorum!

Özbek "devlet, millet, demokrasi, Cumhuriyet gibi değerlere bağlılıktan asla taviz vermeyeceklerini ifade etti. Ve “Atatürk’ün kurduğu laik Cumhuriyet’i ölümümüz pahasına savunacağız” dedi... Dedim ya, “o sözünün eridir”!

Malûm yalakaların, Özbek’e yönelttikleri süfli suçlamalara verdiği yiğitçe cevaplar, onların seviyesine inmedi, ama onları, alçaklardan öte “çukurlara” soktu!

Malûmlar, meşrep ve nesepleri gereği Türklüğün bütün değer ve simgelerine karşıdırlar. Türk Metal Sendikası’nın amblemindeki “Bozkurt”a da karşılar. Efsane “Ergenekonumuzu” “korkular vadisine” dönüştürmeyi -şimdilik- başardılar, ama Türklere her zaman yol gösterecek ve “Ergenkonlardan” çıkaracak Bozkurt’u yok edemeyecekler!

VE TERSİ

“Mümtazer Türköne” ne “er”, “öne” değil, Türk’ün tersine giden, bir sözde Türk! Şu sırada çanaka medyada revaç bulan, bir aydın taslağı! Türköne eskiden MHP’li ve de ülkücü imiş... Sonra, Tansu Çiller’in danışmalığını yapmış, velhasıl her kalıba girmiş! Şimdi tersine veya “aslına” dönmüş! Yarın hangi yöne döner belli değil! Para neredeyse herhalde oraya!

Onu tanımak için, eski eşinin Bayülken’e anlattıklarına bakın! Türköne, bu eski eşini dövmeye kalktı, ama yandaşları, sözde “kadın hakları şampiyonları” hiç ses çıkarmadılar!

Mümtazer’in bugünkü-şimdilik portresi, Neşe Düzel’le yaptığı ve malûm Taraf “ihanet varakparesinde” yayımlanan söyleşide ortaya çıkıyor.

Müzmin ordu düşmanı bu adam bakın Düzel’e ne demiş: “Yarın konuşulacak olan yeni yasalar 28 Şubat’tan daha şiddetli bir askerî yönetimi hedefliyor. Müthiş keyfilik getiriyor. Asker, canı istediğinde istediği birliği valiye bildirmeden hareket ettirecek... Kalıcı askerî yönetimin adımları bunlar... Askerin isteklerine söylenecek tek söz var: Terörle mücadeleyi siz yapmayın. Siz gidin asli işinizle uğraşın. Sınırları koruyun.”

“Laf kıtlığında asmalar budayın” ama bu sözlerin asıl manası: Terörle hiç mücadele edilmesin ve Türk ordusu ya saray muhafızı veya hudut jandarması ve de AB lejyonerleri olsun, kısacası “Türk ordusu” olmaktan da çıksın!

Mümtazer’e tavsiye ederim “erlikten” ihraç edildi, “Türk” sıfatını da de artık zorlamasın.

Evet, bir tarafta Mustafa Özbek, tersinde de bu adam... Hangisini seçersiniz?

NOT - Bir taraftan da Başbakan Erdoğan’ın grup konuşmasını, “demagojisini” dinledim; bazı doğrularla yanlışları karıştırmakta çok mahirdir! Mesela, “Marmaray Projesi”, gerçekten faydalı, Asya’yı Avrupa’ya ray sistemiyle bağlayacak. Bu gibi projelere, mesela Rahmetli Menderes’in “Vatan Caddesi” ve “Sahil Yolu” projesine, Boğaz Köprüsü’ne de karşı çıkmışlardı! Ama bu, Erdoğan ve AKP’nin her yaptığının doğru olduğu anlamına gelmez! “Marmaray” gerçekleşti, ama ülke bir başka ülke oldu. Ne kıymeti var! ***