Endüstride, “imalat hataları” olunca, mesela otomobillerde, büyük yapım hataları fark edilirse, piyasaya sürülen bütün yeni araçlar, geri çağrılır ve hata, fabrikada düzeltilir… Eğer bu yapılamazsa araçlar, ıskartaya çıkarılır! Bugün Türkiye’de, öyle çok “imalat hatası”, aydın, yazar var ve tamir edilmelerine imkân yok, “ıskartaya” çıkarılamıyor, “trafikte” serbestçe dolaşıyorlar… Sebep oldukları “kazaların” çoğu, ülke için ölümcül mahiyette! Ama gene yollarında devam ediyorlar; dur diyen yok!...
Bu, Atatürk Cumhuriyeti, Türk Ordusu düşmanlarının, “imalat hatalarının” sebebi mâlum; “genetik”- irsi, ırki ve de irticai…
Fakat bazılarının, böyle olmaları şaşırtıcı, çünkü “malzemeleri”, dedeleri, babaları, böyle değillerdi, çok düzgün vatansever kişilerdi. Böyle olunca, acaba nasıl oldu da bu “ucubeler” ortaya çıktı. Acaba bir “mutasyon” neticesi mi?
Canlı bir örnek vereyim -adı lazım değil- dedesi, Türk milliyetçisi, vatansever, değerli bir Osmanlı-Türk Paşası. Bizzat tanıdığım büyük anası, saygın bir Türk hanımefendisi, gene tanıdığım babası da vatansever bir adamdı. Öyleyse bu zat neden ve nasıl böyle çıktı?...
İşte bu adam, dedesini sözde, soykırımı yaptı diye, Ermeni Taşnak teröristler öldürdüğü halde, “Türkler milyonlarca Ermeni kesti” diye, mangalda kül bırakmaz. Ermenilerin öldürdüğü Türkleri, “Hocalı katliamını” hiç anmaz da, “kardeşi” Hrant Dink’i, her vesileyle anar! Ve bu adam, dedesinin komutanlığını yaptığı Ordunun baş düşmanıdır… Terör örgütü üyesi olarak, Ankara’da, Orduevine, bomba atacaktı, fakat “yukardan” aldığı emir üzerine durdu. Yoksa o orduevinde belki yüzlerle Türk subayı ölecekti! Ben uydurmuyorum, anılarında yazıyor!... Ve işte bu adam, şimdi, Türk medyasının başköşesinde, “Kürt Muhipleri Cemiyetinin” başta gelen üyesi… PKK eşkıyalarının dağlarına- ayaklarına - gider, onlardan mesajlar getirir ve PKK - bölücülük savunuculuğunu yapar! Şimdi de, terörün yeni şeklinin takma adları “Demokratik Özerklik” ve “İki Dilli Hayat”ın yardakçısı.
Ne var ki bu “adam”, Türklerin de, “belki biraz” haklı olabileceklerini düşünmez. Türkiye’nin bölünmesi ihtimali olması, onu hiç ırgalamaz. Bunca zaman ceza evlerinde yatan insanların keseri! Nesle taşlarının durumu, onu hiç ilgilendirmez! Bu adam “imalat hatası”, tek taraflı kesen, bir “nalıncı keseridir”… Bu adam aslında imalat hatası olmaktan öte psikolojik bir vak’adır!
Son yazısında, milletimizin, devletin temeli olan “Tek millet- Tek vatan -Tek devlet”ten ve resmi dilin Türkçe olmasından, şikâyetçi: “Bunları söylemekle Yeni yıla iç huzuruyla girecek misiniz?” diye soruyor… Hayır; sen ve senin gibilerin sayesinde, yeni yıla, huzur içinde, güvenle giremiyoruz; eserinizle iftihar edebilirsiniz! Mutlu olabilirsiniz. Türk Ordusunun “vesayetinden” kurtuldunuz, APO’nun, PKK’nın, DTP ‘nin “vesayeti” altına girdik!
Bu “imalat hatası” adam, “Tek dilde” ve TC “ulus devlette” ısrar ettiğimiz için, bizlere, “Kim bilir kaçıncı kez iman tazelemek” diye soruyor, böyle “iman tazelemenin” artık işe yaramayacağını söylüyor… Yani, Türkiye’nin bölünmesine, “Büyük Kürdistan’a" engel olamayacağımızı iddia ediyor!
Efendi; bu kaçıncı ‘Kürt isyanı’. Ama önce tarih dersini iyi öğren. Kürt isyanları Kürtlerin, ana dil, kültür hakları vb. için değil, Kürt ağalarının getirim paylaşımı, ayaklanmalarıydı. “Şeriat” isyanları idi… Yabancı, “Büyük” devletler ”Türk” korkusundan, bu müsait zeminde, Türkiye’yi bölmek için, Kürtleri- Ermenileri kullandılar. Önce, aralarında düşmanlık olan bu ikiliyi, birleştirmeye muvaffak oldular… Kürtlerde hiç olmayan “milli Duyguları”, “milliyetçiliği”, kendi deyimleriyle, ” biraz iteleyerek” yerleştirdiler… Bu Kürt muhipleri “Türk ırkçılığından” şikâyet ediyorlar ama aslında, şimdi bazı Kürtleri, TC devletine karşı başkaldırtan “Kürt ırkçılığıdır”… Aksine, “Türk milliyetçilik” ırkçı değil, “gönüllü aidiyet”; “Ne mutlu Türküm diyene” anlayışıdır!
Bu adam soruyor: “Cumhuriyet’in kuruluşundan beri Güneydoğu’da dağa taşa, Kürtlerin gözünün içine soka soka, “Ne mutlu Türküm diyene” diye yazmadınız mı? Türk bayraklarının en büyüklerini dalgalandırmadınız mı?” diye… “Adam” bile diyemeyeceğim, bu adama söylerim:”Evet; bunları TC devletini yaşatmak ve bütün vatandaşları tek bayrak altında, birlikte yaşatmak için yaptık ve bu “tılsım”- bu anlayış sizler çıkana kadar – sonra da Erdoğan’ın açılımından da, “cinler” çıkana kadar Türkiye’yi muhafaza etti…
Adını ağzıma almak istemediğim adama son sözüm: “APO’nun, Karayılan’ın sözcülüğünü, el hak, başarıyla yapıyorsunuz… Eğer “Büyük Kürdistan”, yardımlarınızla kurulursa, Cumhurbaşkanı, APO sana, sizlere, muhakkak Kürtlerin en büyük nişanını verir; dedenin onur madalyalarının yanına, ne de yaraşır! ***
SAYIN ÜSTAD MALÜM KİŞİNİN İSMİNİ NİÇİN AÇIKCA YAZMAZSINIZ ANLAMAK MÜMKÜN DEGİL.