27
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

İyi Ki Doğmuşum !

Bugün, 1 Ağustos 2006 – Bir yaşıma daha girdim; 83’üme bastım! Artık , “uzatmaları” oynuyorum: her yaşadığım, saat, gün ve belki de yıl, ekstra!

Yaşıtlarım, sapır, sapır dökülüyor… Son olarak sınıf arkadaşım Nusret İkbali yolcu ettik. Daha önce de, gene sınıfımızdan Tunç Yalman’ı önce Alzheimer’e sonra da ecele kaybettik. Atatürk’ün yakın arkadaşı, babanın da, arkadaşı, Salih Bozok’un oğlu sevgili Muzaffer Bozok da öldü! Sonra da Arif Mardin! …Sınıf arkadaşımız sevgili Bülent Ecevit de hayatla ölüm arasında, mücadele veriyor!’ Her giden bizden bir parça koparıp, gidiyor, her biriyle müşterek anılarımız vardı.

Geçen gün benimle sohbet yapan gazeteci hanım ,"Ölümden korkuyor musunuz?” diye sormuştu. Korkardım sanırdım, ama anladım ki korkmuyorum. Yolculuk meçhule olacağı için, sadece biraz tedirginim, o kadar! Yoksa “Ölüm Allahın emri- ayrılık olmasa! “ Ama ben, gene de, hayatlarımızın bugünkü dünyadaki yaşamımızla sınırlı kalacağına da inanmıyorum. Cennetle cehennem de, bu dünyada yaptıklarımızda- yapmadıklarımızda!

Ben kendimle vicdan muhasebesi yapınca da, sevaplarım, günahlarımdan fazla. Kimseye, bilerek, kötülük yapmadım – herkese mümkün olduğunca ,” iyilik yap denize at, balıklar anlamazsa, halik anlar” hesabı, iyilik yapmaya çalıştım. Velhasıl vicdanım müsterih!

KEŞKELER-
Her hayat “keşkelerle”, yapamadıklarımızla, dolu… Bende, bunlardan çok var. Gene de hiç pişman ve buruk değilim! .Seçkin bir aileye mensup olmanın ayrıcalıklarından yararlandım. Atatürk’e çok yakın, milliyetçi, mert bir babanın ve de kökenleri Horasan’a kadar dayanan bir Mevlevi ailesinin, ince ruhlu, mütevazi kızı bir ananın da oğlu olarak doğdum… Mustafa Kemal'in yaveri Muzaffer Kılıç beni yetiştirdi! Doğuştan talihli idim… İyi bir okulda,Amerika’da Üniversitede okuyabildim. Kolej arkadaşlarım güzel insanlardı- biri birimizden hiç kopmadık… 

Genellikle rahat bır hayat yaşadım… Ama inanılmaz ihanetlere de uğradım… Sağlam dostlarım da oldu. Bazı insanlardan çok yakınlık gördüm.
 
Hapis yattım ve savaşı –ölümleri gördüm. Yapmak istediklerimin çoğunu yapabildim. Yapamadıkların ve yanlış yaptıklarım da kendi kabahatim–yeteneksizliğim!

Ünlü bir spor adamının- Baba Gündüz’ün- kardeşi ve ünlü bir babanın oğlu olmak, çok güç. Sporcu olmaya hiç özenmedim, ama, bütün hayatımca, babam Kılıç Ali’ye layık olmaya çalıştım!

Düşüncelerimi, aşırı fikirlerimi ,törpüledim fakat değiştirmedim, İnançlarım uğruna, .vatanım, milletim, Atatürk Cumhuriyeti için. mücadele etmek, bana yaşamak hırsı ve yaşlı zihnime küşayiş veriyor.! Merhametli. İnsanları incitnekten çekinen bir kişiyim , ama askerlerimizi, polislerimizi, .insanlarımızı şehit edenler, bir elime geçseler, onlara rahmetli babanın düşmanlara ve devrim karşıtlarına yaptığını- bu yaşımda- ellerimle, yapardım! .

Şimdi de kızım, torunlarım ve bir yıl önce geçirdiği büyük trafık kazasının acılarını,kırıklarını, yaralarını metanetle göğüsleyen eşimle, Alanya’da mutluyuz! Bu güzel beldenin insanlarından yeni iyi dostlarımız var… 

GÜNLÜK RUTIN
Sabah kalkınca gazeteleri tararım, önce “Ölüm ilanlarına” bakarım. Ölenler arasında kendi adım yoksa, yaşamaya devam ederim… Pazar günleri RADİKAL gazetecinin "Eki”ne bakar, liboşların yazılarını okurum, adrenalim yükselir. Hırsım artar ve bana yazacak konu çıkar… Vatansever, Atatürkçü TV kanallarında, ART’de, Kanal B’de, Kanal Türk’de, doğru dürüst uzmanların yorumlarını sohbetlerini, izlerim - Pazar sabahları da Mustafa Balbay’la Emin Çölaşan’ın- Tunca Özkan’la Cüneyt Acayürek’in programlarını dinler ve bazı gazeteleri -,mesela YENİÇAĞ, CUMHURİYET. TERCÜMAN gazetelerini- okuyunca da umutlanırım!

Bazı hayatlar ve kişiler kesişiyor; tesadüfler,-Atatürk'ün " adamı" Kılıç Ali^nin oğlunu, Enver Paşanın torunu Osman Mayatepek’le, şimdi, Alanya’da buluşturdu. Kılıç Ali”, Yüzbaşı Asaf olarak, , Enver Paşanın kardeşi- Osman’ın Büyük Amcası Nuri Paşa’nın, 1918 de Azerbaycan’a giden İslam Ordusunun Komutanı, Nuri (Killigil) Paşa’nın, Emir subayı idi. Bu akşam –l Ağustos 2006 gecesi, Sevgili Osman Mayatepek Alanya Kalesinin yamacındaki köşkünde, doğum günümü kutlamak için bır parti veriyor! . Ve bu geceye,babamın İstiklal Mahkemesi tarafından idama mahkûm edilen İttihatçı Cavit beyin oğlu, can dostum Şiar da,belki Ankara'dan gelip, katılacak!
İyi ki doğmuşum – iyi ki yaşamışım… Allah’ıma şükürler ediyor ve mukadder sonumu tevekkülle, imanla, bekliyorum!
Dikkat; bu bır veda yazsı değildir-hayata ve mücadeleye, devam yazısıdır.
Yayın Tarihi : 2 Ağustos 2006 Çarşamba 17:50:24


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
erdem yücelCemile Yücel IP: 195.174.35.xxx Tarih : 3.08.2006 00:17:28
Sayın hocam Sizinli geçmişte olduğu gibi bugün de aynı gazetelerde yazmaktan mutluyum. Sizin uzatmaları oynadığınıza inanmıyorum. Sizin gibi genç beyinlere, özellikle günümüzde bağnazlığın her geçen gün arttığı, göstermelik Atatürk'çülerin çoğaldığı ortamda bu milletin sizlere çok daha fazla ihtiyacı var. Sayğılarımla Erdem Yücel