“Dert çok –hemdert yok… Düşmanlar kavi – talih zebun”
“12 Eylül Referandumu” tarihimizin hayati bir dönüm noktası olacak; her millet, kendi kaderini kendisi tayin eder… O tarihte de, Cumhuriyetin ve Milletimizin kaderi, oy sandığında tayin edilecek!
Ve “her millet layık olduğu iktidarı bulur”; Bu 12 Eylül’de ve ondan sonra Genel Seçimlerde, milletimizin layık olduğu hükümet, aynı, AKP mi olacak? Bu millet son sekiz yılda olanlardan, hükümetin icraatından ve Başbakanın “açılımlarından” ve söylediklerinden sonra! Türk milleti, Referandumda, ”Evet” diyecek, bu kargaşa döneminin devamına razı olacak kadar budala, sağduyudan yoksun mu? İşte asıl soru – sorun bu!
Ne var ki, halk karşı tarafın yoğun haber ve bilgi kirletmesi karşısında, referandumda neden, niye oy vereceğini bilmiyor… Karşımızdakiler çok güçlü; dini, kendi emellerine alet etmekte çok mahirler. Bu maharet, Ramazanda,“iftar çadırlarında” ve ulufelerle –erzak- kömür vb, dağıtımlarıyla, gösterilecek!
TEHLİKELİ YOL
Milletmezin yolu, ezelden beri, çok virajlı… Dört bir tarafımızda uçurumlar var – bazen, usta şoförler ülkeyi şarampole yuvarlanmaktan, son dakikada, kurtarmışlar. Bazı kurtarıcılar da uçurumdan çekip çıkarmışlar, düzlüğe çıkarmışlar. Ancak şimdi ehil olmayan, -devlet adamlığı “ehliyetleri” bulunmayan- yöneticilerin, beceriksizlikleri, “gaflet dalalet” ve hatta “ihanetleri” yüzünden, uçurumların kenarındayız… Kıvırmaya tereddüde mahal ve zaman yok. Eger millet “ambale” olmaz ve kendi kaderine hakim olmaz da, Anayasa “ambalajını” yutarsa, rejimin kimyası bozulacak, “elementler”, darmadağın edilecek ve sonra bazılarını arzuladıkları gibi başka bir kimya oluşacak… Mustafa Kemal ve arkadaşlarının kurduğu ve Türk Milletinin birliğinin temeli olan üniter- ulus Devlet yıkılacak…Anayasa Hukuku “bilgesi" ve “ambalajın” sicimlerini, hazırlayan Ergun Özbudun, açıkça, “‘devletin ülkesi ve ulusuyla bölünmez bütünlüğünü korumanın, Türk ulusunun bağımsızlığını korumanın, devletin amaç ve görevleri arasından çıkarılması’ teklifini “getiriyor. Ve “Ulus devletten şehir devletçiklerine, eyalet sistemine geçişin önünde hiçbir anayasal engel kalmamalı’, ‘‘Türk Yurttaşlığı Kavramı kalkmalı!’.diyor. Eger halk “evet” demek gafletinde bulunursa olacak olanlar bu! Hiç aldatmasınlar, asıl millet aldanmasın.
Zaten Avrupa ve Amerika’nın politik çeteleri yıllardır, ‘Türkiye’nin artık Türkiye olmayacağı bir Anayasa’ istiyorlar… Banu Avar kızımın dediği gibi Türkiye, gene, “Yedi Düvele” ve yerli yardakçıları işbirlikçilerine karşı! Mesele bu - soru da şu: Birileri, şimdikileri, itip, direksiyona hâkim olacaklar ve millet otobüsünü, kurtaracaklar mı? Hele frenler de patlamışsa… Veya daha da zoru: eskiden de olduğu gibi, o “birileri “ ülkeyi uçurumun dibinden, çekip, uçurumun dibinden kurtaracaklar mı?
“Düşman kavi - talih zebun”…Yani bir asimetri söz konusu:.Önce, iktidar - yönetimin ipleri ve üstelik Televizyon kanallarının – gazetelerin dergilerin ve internet sitelerinin büyük çoğunluğu ellerinde… İmkânlarından beslenen yalakalar ve yanaşmalar bol. Sözde aydın bilim adamları da hizmetlerinde! Ve Türkiye’yi, kurtarmaya korumaya ant içmiş olanların çogu “vadide” sıkışıp kalmışken, söz ve gün uğursuzların!
Eğer pakete ve sonunda, bu İktidara “HAYIR” demek için, gerekçe aranıyorsa, ülkedeki bugünkü kaosa- terörün azmasına ve iktidarın başarısızlığına bakmak yeter! Bölücüler de kendileri demeseler de, “Evet” denmesine taraftarlar. Kimya değişimi onlara yarayacak!
Bu da yetmezse; Avrupa’dan Amerika’dan, pakete yoğun destek yağıyor… Bu yabancılar milletimizin, hayrını mı isterler?
Banu Avar kızımız yazmış; “Ana hedef bellidir. Türkiye soğuk suya atılacak kurbağadır. Altına ateş yakılacak su ağır ağır ısınacak, kurbağa rehavet içinde öbür dünyayı boylayacak… Güneydoğu tüm zenginliğiyle küresel çetenin elinde oynattığı bir yönetimin olacak! Zaman daralmaktadır! Batının dayatmaları 100 yıldır aynı. Bir Kürdistan kurulmalı. Petrol coğrafyasına oturtulmalı! Türkiye fazla büyük, parçalanmalı! Bu coğrafyada Türk kalmamalı!”
ÖZET OLARAK
Sözlerin özeti; Bu “referandum” aslında “seçim” provasıdır... Mesele sadece anayasa paketi değil, TC devletini varoluşudur… Ben de bunun için; “Uyan, Türkiyem - Uyan Milletim diyorum… Muhalefet Partilerine de oy hesaplarını bırakın, aynı HAYIR cephesinde birleşin” diyorum.
Uzlaşma sonucu olmayan bu paket kabul edilse bile sonunda dağılacak ama çok geç olacak!
Romalı Senatör Cato ( ) her konuşmasının sonunda “Kartaca yıkılacaktır” dermiş ben de, 12 Eylüle kadar, her yazımın sonunda; “Bu iktidar yıkılmalı- Cumhuriyet yaşamalı" ” diyeceğim!
BİR NOT :'Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası' kapatılınca Atatürk: : “Bu fırkayı kuran kişilerde Cumhuriyetçi bir kişilik yoktu ve Cumhuriyetin varlığını halk oylamasına götürebileceklerini zannettiler” demiş!***