26
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Kaostan Kaosa…

12. DALGA, Mehmet Haberal’ı, Rektörleri “yuttu", sevgili Türkan Saylan’ı hasta yatağından kaldırdı, O’nu da az kaldı Silivri’nin eşiğine getirdi! Her musibetten bir hayır çıkar… Saylan Hoca’ya yapılan bu muamele, "Çağdaş Yaşam Derneğinin" varlığını hatırlattı, gençlere burs teberruları arttı!

Teşpihte hata olmaz; Silivri Kapalı Cezaevi adeta- rektörleri, profesörleri vb. bol bir “Açık Üniversite” Örgenciler, -şimdilik dışarıda – dersleri, medyadan okuyorlar!

UYANANLAR – UYKUDA GEZENLER

Bu “son dalganın” bir faydası da, Ergenekon konusunda şimdiye kadar uyanmayanları uyandırması!

Kamuoyunda, bir kısım medyanın yalan yanlış – özenle sızdırılmış ve yeni deyimiyle, “internete düşen” konuşma ve belgelere, iddialara, inanarak “Ergenekon” diye Cumhuriyeti Ortadan kaldırmak için darbe hazırlayan bir örgütün varlığına- (o nasılsa ve neyse ) inananların oranı –herhalde %60’dan aşağıya düşmüştür! Artık sokaktaki adam, “Bu kadarı da olmaz“ demeye başladı!

Ya yükseklerde –yüksek mevkilerde bulunan kişiler? TBMM Başkanı Köksel Toptan –tutuklamaların yöntemini eleştirdi. Kültür Bakanı Günay, “dalgaları “, “12 Mart” tutuklamalarına benzetti.

Bıraktım bu “kapsamda”, başından beri yapıla gelen, hukuk ihlallerini, artık çığırından çıkan bu dalgaları durduracak Allah’tan başka bir merci- bir üst makam yok mudur? “Ergenekon Davasının" ,"fahri" savcısı Başbakan’dan bir hareket beklemek abes, hatta bu dalgalar iktidarına da zarar verdiği halde… Amma, baş görevi milli birliği sağlamak, kamu düzenini korumak olan Cumhurbaşkanı ne düşünür? Görmüyor mu ki, “yargı süreci” beklenirken , “bu dava”, ülkenin birliğine mevhum “çetenin” verebileceği zararlardan fazla zarar veriyor, ve şu badireli bağlamda asıl düşmanların işine yarıyor!

“Yargıya güvenimiz var”, ancak nereye kadar ve hangi yargıya? Ülkenin kaderi, kimin, kimlerin elinde! Herhalde “seçilmişlerin” elinde değil!

Demokrasinin, erkler arasındaki “olmazsa olmaz dengeler ve kontroller” sistemi işliyor mu? “Erklerden” biri sorumluklarını aşınca, Ona kim “dur” diyecek!

PUSULA ŞAŞINCA

“Ergenekon Davasının” Medyadaki gönüllü savcıları bile 12. dalgadan sonra ”pusulayı şaşırdılar" demeye başladılar. Ne zaman bir “pusula” vardı ki? “Dava” dalgalara kapılmış bir bu yana bir o yana insanları yutuyor!

Medyadaki yalakaların bazıları, Türkan Saylan olayını savunamıyorlar ama “bu davanın özünü değiştirmez" diyesiler. Hatta daha da ileri giderek, Saylan Hocaya hala sataşıyorlar. Özellikle baş örtüsü karşıtlığından hınç almak için!

Kalp Spazmı geçirdiği için hastaneye kaldırılan Mehmet Haberal’ı suçlamak için bir “Ecevit efsanesi” uyduruldu… Güya Dr – Hekim Haberal, Ecevit'i iktidardan düşürmek için komplo yapmış! Bütün hayatı hastaları tedavi etmekle geçmiş ve Hipokrat andını özümsemiş Profesör Haberal’ın, böylesine etik olmaktan da öte, canice bir komploya karışmasına inanmak için, o bazıları kadar, melun olmak gerekir! İşin doğrusunu herhalde Ecevit’in bir zamanlardaki yardımcısı Hüsamettin Özkan biliyor ki, bu yalanlar karşsında, anlamlı şekilde, Haseki Hastanesine, Haberal’ı ziyarete gitmiş!

Bu olayın perde arkasını, ben de bilirim ve sezerim… O günlerde, sevgili sınıf arkadaşım Bülent hakikaten çok hastaydı, yürüyemiyordu. Başbakanlık yapacak durumda değildi. Ama söylemeye mecburum – o da sınıf arkadaşım olan - Rahşan Ecevit hep aşırı evhamlı ve şüphecidir, böyle komplolara kolay inanır! Onun için de Ecevit’i, alelacele, Başkent Üniversitesi Hastanesinden çıkarmıştı!

Fakat "Ergenekon kapsamının" bam teline Kürşat Bumin basmış… Biz Evrensel adalet hukuk kaidesini bilirdik: “ İnsanlar hiç bir şüpheye mahal kalmadan aksi ispat ailene kadar masumdurlar.” Oysa, Yeni Şafak yazarı Bumin der ki: kuşkuya meydan vermeden sn Der ki. “Aksi ispat edilmedikçe hiç kimse masum değildir”.

Kelime oyunu mu? Hayır! Bumin “hoca efendi”, evrensel kaidenin Türkiye için geçerli olamayacağına inanıyor… Herkes- tabi onlara göre “herkes”, mutat şüpheliler”, hemen tutuklanacak suçlanacak!

GAYYA KUYUSU

Ben başından beri, “ Ergenekon Davasının “TC’ne, devrimlere karşı bir “karşı devrim”, bir intikam alma operasyonu olduğuna inanmışımdır! Yaratılan “kaostan” bir Anka kuşu, bir nevi İkinci Cumhuriyet çıkarmak hareketi!

Başaracaklar mı? Sanmıyorum; benim ömrüm vefa etmeyecek ama göreceksiniz bu “dipsiz gayya kuyusunu” kazanlar içine kendileri düşecek! Ve inşallah “bu Kaosun” küllerinden Atatürk, gene dipdiri çıkacak… Başka yolu yok! Süreç başladı bile! ***
 

Yayın Tarihi : 20 Nisan 2009 Pazartesi 11:05:37


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Türk Milliyetçisi IP: 88.231.83.xxx Tarih : 20.04.2009 23:16:53

Mevcut iktidarın, Obama'ya yardım etmek için, -orhan pamukun çizgisinden hareket ederek- fütursuzca verdiği karar üzerine, tüm Azerîlerden Türk Milleti adına özür dilerim.