19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Karikatür...

Karikatür Krizi - densiz ve başka dinlere mensup olan insanların hassasiyetlerine karşı hem duyarsız hem de bilgisiz bir karikatürcünün sorumsuz çizgileri zaten mevcut birikimi fitilledi.
Müslüman ülkelerde, Danimarka gazetesinde Peygamberimizi terörist olarak aşağılayan karikatürünün yargılanmasına karşı, İslam âleminden yükselen tepkiler haklı. Karikatürü yayınlayan Danimarka gazetesinin editörü maksatlarının “ifade özgürlüğünün ve oto-sansürün sınırlarını sınamak “ olduğunu “ Toplumu test ettiklerini” söylemiş… Özrü kabahatinden büyük; bu sınama çok pahalıya mal olan budalaca bir “sınama” oldu!

UYGARLIKLARIN ŞATIŞMASI

Fakat bu pahalı sınama, her şeyden önce Samuel Huntigtonu – Uygarlıkların, en azından kısa sürede, uzlaşamayacağı iddiasını doğruladı! Esasında haklı olan tepkilerin aşırı şiddete dönüşmesinde, göstericilerin görüntüleri, Samuel Huntigtonu – Uygarlıkların, en azından kısa sürede, uzlaşamayacağı iddiasını doğruladı!

Göstericilerin şekil ve şemailleri, eğer bir tarafın “ uygarlığını” temsil ediyorsa, bu uygarlıkla Batı uygarlığının uzlaşmaları –hem şekilde hem kavramlarda çok güç… Maalesef, kendi ülkemizde ve toplumumuzda da” aynı şekil ve anlayış uyuşmazlığı var. Bizler de Atatürk’ün hedef gösterdiği “çağdaş Uygarlılık” için, iktidarın aksine çabalarına ve kadrolarına karşı mücadele vermek zorundayız!

Kriz belki bir süre sonra diner ama İslam dünyasının infiali kolay yatışmayacak; çok muhtemeldir ki, fırsat bekleyen odakların tahrik ve tertipleriyle, Batı ülkelerini, 11 Eylül benzeri terör olayları vuracak ve şiddet şiddeti doğuracaktır. Buna karşılık Avrupa ve Amerika'da, Müslümanlara karşı akımlar, kuşkular ve tavırlar güçlenecektir.

Kim söylediyse, bir bakınma doğru; bu olay, bir yerde “şeriat” hukukuyla, Batının düşünce –ifade özgürlüğü arasındaki uçurumu da göstermiştir. Ne var ki, insanların manevi ve milli değerlerine pervasızca saldırmasının laiklik anlayışıyla ilgisi olmadığı gibi, ifade özgürlüğü dokunulmazlığına mazhar olabileceğini iddia etmek ta yanlıştır. Arada ince, ama aşılması ahlaken münasip olmayacak bir sınır vardır.

Danimarka hükümetinin ve başta onu savunan diğer Batılı liderlerin hatası bu inceliği fark edememiş olmalarıdır. Veya fark etseler bile kendileri de bu hassasiyetlere duyarsız olmalarıdır. Eğer Danimarka başbakanı Anders Fogh Rasmussen, şimdi beceriksizce yapmaya çalıştığını, daha önce hiç olmazsa karikatürü kişisel olarak, kınasa idi ve de Danimarka halkı adına, İslam âleminden bir şekilde, özür dileseydi, bu kıyamet kopmayabilirdi. Ama anlaşılan Başbakan bu hareketin Danimarka basınını ve halkını rencide edebileceğini ve politik bakımından, kendisine ve hükümetine zarar vereceğini düşünerek, bunu yapmaktan kaçınmıştır…

Duyarsızlığının ve ihmalinin ceremesi büyük oldu!
Başbakan Rasmussen PKK organı Roj TV konusunda da, Kürt yanlısı olduğunu göstermekten başka aynı duyarsızlığı aynı gerekçeyle – ifade özgürlüğü gerekçesiyle göstermiş ve adeta teröristlerin ve terörizmin de ifade özgürlüğünün himayesi altında olabileceğini ima etmişti.
Devlet adamlığıyla politikalık arasında büyük fark var!

Yayın Tarihi : 10 Şubat 2006 Cuma 21:25:09


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?