28
Mayıs
2024
Salı
ANASAYFA

'Karugan Sendromu'

Devleti kuşatmaya kalkışanlar, şimdi “kuşatılmışlık” hissi içindeler… Savaşta olduğu gibi, siyasette de, bir “korugan sendromu” , “bunker zihniyeti” vardır; bu psikoza duçar olanlar, “düşmanlar” tarafından kuşatıldıklarını evham ederler ve sonunda, sağa, sola rasgele, saldırmaya başlarlar. Bu, hayra alamet değildir ve tedavisi de kolay olmaz! Arazları, son zamanlarda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’da görülüyor…

Başlıca hedefleri de, muhalefet, CHP Genel Başkanı Baykal ve de, medya! Ancak savaşta da, siyasette de, bu zihniyetin sonu, “koruganın”, er veya geç düşmesidir! İktidarla, hemen hemen bütün kurumlar arasındaki gerilim, sonsuza kadar devam edemez, bu durum böyle gidemez!…
Laik-Üniter TC’ni kuşatmak veya içinden, en duyarlı noktalarından fethetmek isteyenler, , sonunda kurtulamazlar- “Korugan”, düşecektir!

ÇANKAYA
“Çankaya”, sadece Ankara’da bir tepenin ve ilçenin adı değil… Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün kutsal mekânı ve Cumhuriyetin simge kalesi! Çankaya’da, iyi ki Mustafa Kemal vardı; bugüne kadar da o var olduğu için geldik. Paradoksal ama, bugün düşmanları, takkeli, takkesiz liboş karşıtları bile, pervasızca, kalem oynatabiliyorlarsa, bu da, O’nun yüzsuyu hürmetinedir, O’nun büyüklüğü ve vizyonu sayesindedir!...

Bugün de, O’nun Çankaya'daki kutsal makamında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, “iyi ki var”!
Cumhurbaşkanı, iktidarın, devleti kilit noktalarına yaptığı tayinleri ve önemli hükümet kararlarını veto etti. Böylelikle Atatürk’ün bu kalesini koruduğu ve İktidarın kadrolaşma ve rejini değiştirme çabalarına geçit vermediği için, Ahmet Necdet Sezer’e saldırmaya başladılar.
Sezer’in “vetolarını”, bazıları gibi “uyumsuzluk” olarak yorumlamak yanlış; asıl uyumsuzluk AKP İktidarının, TC Devletinin rejimiyle uyumsuz olmasında ve rejimi, kadrolarını kendisine “uydurmaya” çalışmasında!

“Çankaya Kalesinin” de, demokrasiyi, kendi amaçları için, inip binecekleri bir tramvay addedenler tarafından ele geçirileceğini – “düşürüleceğini “ tasavvur edebiliyor musunuz? Olmaz olmaz demeyin; uyanık olmazsak, gaflet ve takkiye ile mümkün olur’

SÖZDE SEÇİLMİŞLER
Taha Akyol, Ordunun ve “elit” sınıfların oluşturduğu anayasal kurumların, hem Anayasayı yaparak hem de, kararlarla yorumlayarak kendi ideolojik değerlerini “hukuk” haline getirdiklerini, seçilmişler üzerinde “vesayet kurduklarını” ve asıl onları “kuşattıklarını” yazıyor… Ona göre, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer de bu geleneğin “mükemmel temsilcisi”; devamlı vetolarıyla “sesçilmişler üzerinde vesayet makamı gibi davranıyor.

Akyol’un bu müstehzi değerlendirmesi, aslında doğru ve ülkemizin reel politikasının gereği. Sanki aksi mi olmalı? Yani, aslında, halkın ancak yüzde 35'inin oylarıyla, TBMM’de çoğunluğu oluşturan, bugünkü “seçilmişler”, rejimi ve kadrolarını pervasızca, değiştirebilsinler mi?

Bakın, Şemdinli iddiana namesinde, yargı ve hukuk fire verince, neler oluyor!
Evet, bugün Çankaya’da, Mustafa Kemal’in bu kalesinin yılmaz muhafızı olarak Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer “iyi ki var”! Ama ya ondan sonra? Sonrasını ciddi olarak, düşünmemiz gerek! Bu bir demokrasi oyunu veya kumarı değildir.

Akyol’un “eğri oturduğu” malum da, “doğru” konuşsun; TC’nin ve geleceğinin, hem de, seçim kanunun çarpıklığından oluşan bir azınlığın çoğunluğuna , sözde “seçilmişlere”, bırakılabileceğini mi düşünüyor? Hakiki hayatta asla!...

Yayın Tarihi : 29 Mart 2006 Çarşamba 14:17:34


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
rasim IP: 81.215.189.xxx Tarih : 30.03.2006 08:58:11
benim anlamadığım sayın şahsiyetler Çankaya eksenli düşünürken bu eksenin hangi röper noktalardan geçtiğini ve hangi mihenklerden bu değerlere ulaştığını ya bilmiyor yada bilmezlikten geliyor...Mustafa kemalin büyüklüğü kadar onu bu kadar büyük yapan o günün abidevi insanlarını toplumunu unutuyor galiba...1920 li yılların meclis resimlerini ve savaştan önceki kongrelerde deki eşsiz tablolaı otur ve şöyle bir tefekkür et biz neydik ve bugün neyiz?Evet çağdaşlaştık ama hangi mevzuuda... Evet aydın olduk ama nasıl bir aydın Evet hala hür bir milletiz ama her yönüyle bir yerlere bağımlı bir millet... Kimin sayesinde...Sizin gibilerin mi???