18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Katil-Katiller Aramızda!

Abdi İpekçi’nin katili Mehmet Ali Ağca, hapisten çıktı ve kahraman gibi karşılandı. Sonra “vicdani retçi” olduğu için elinin silah tutamayacağı açıklandı ve GATA’da, sağlık muayenesinden geçtikten sonra “ruh bozukluğu” teşhisiyle, “askerliğe elverişli” olmadığına karar verildi! Artık istediği yerde krallar gibi yaşar, yurt dışına gidip kitabı için dolgun kontratlar imzalar. Bu da, toplum ve bir kısım medya tarafından normal karşılanır, karşılanıyor! Kimse, “Ağca’nın masraflarını kim karşılıyor” diye sormuyor. Dün de yazdığım gibi sevgili Abdi, ölmesiyle kaldı.

Ağca’nın askerlikten ihraç edildiğine memnun oldum. Bu adamın asker ocağının havasını bozmasına, gönlüm razı değildi...

21. YÜZYIL MESİH'İ

Ağca’nın avukatlarına göre, “kendileri, dinsel inançları ve felsefi değerlerine aykırı olduğu için” eline silah alamazmış!

Bu çelişkinin sebebi de anlaşılıyor. Adam tahliye olur olmaz 21. Yüzyıl Mesih’i olduğunu, tekrar ilan etti. “Misyonu” varmış ve anlaşılan, İpekçi’yi de, o görev için “öldürmüş”. Ancak garip olan, ona “haydi oradan meczup herif” deneceği yerde şimdi el üstünde tutulması! “O Mesih’tir, ne yaparsa yeridir”...

İş orada kalsa iyi de, bundan sonraki ifşaatı, zaten karışık olan ortamı büsbütün karıştıracak. “İpekçi Cinayetinin” ve Papa’ya suikast teşebbüsünün, “Ergenekon bağlantılı ve Gladyo işi” olduğu ve Abdi İpekçi’yi Ülkücülerin öldürttüğüne kadar, kafaları daha fazla karıştırmak için, malzeme çok.

Ergenekon Davasının 5. iddianamesinde, Ağca’nın iddiaları yer alır, Ağca tanık olursa, hiç şaşırmam. Başka bir meczup, Haham müsveddesinin iddiaları, bu davanın “iddianamelerinde”, baş yere oturmuştu!

ABDİ'NİN VİZYONU

Rahmetli Abdi, 4 Aralık 1975’de, yani öldürülmeden, takriben 4 yıl önce, terörün ülkede kol gezdiği ortamda, Milliyet’te Durum köşesinde, “Şeytanın Oyuncakları” başlıklı yazısında: “Şeytanca hazırlanmış bir kurgu var sanki. Birçok kişi farkında olmadan, bilincine varmadan, bu kurguyu geliştiren bir rol yükleniyor” demiş ve sormuş; “Pekiyi şeytan kim?” Yazı şöyle bitiyor: “Eğer bu korkunç oyun, sizi, biraz, rahatsız ediyorsa, aklınızı başınıza alın, nelere mal olacağını düşünün... Eğer bu çılgın gidişe son vermeyip, hâlâ biri birinizi suçlamaya, hâlâ kışkırtmalarınızı sürdürmekte devam ederseniz, sizi bilmiyorum ama Türkiye buna müstahak değildir!”

Yıl 1975. Şimdi 2010, ne değişti?

Can Dündar da dün “Hepimiz Ağca’yız” diye yazmış... Doğrusu, Hrant Dink’i çağrıştırdığı için, başlığını beğenmedim, ama söyledikleri Abdi’nin 1975’teki yazısına denk düşüyor... Ancak bir farkla; Abdi taraf tutmuyordu; o muğlâk ortamdan, karşılıklı suçlamalardan şikâyet ediyordu fakat kimseyi, hiç bir tarafı, imaen de olsa, suçlamamıştı!

Kardeşim, oğlum Can ise “şeytanın, şeytanların ve oyuncaklarının, kim, kimler olduğuna” peşinen karar vermiş gibi... Bazı kesimleri, kurumları, hatta Orduyu adeta töhmet altında bırakıyor! Haydi, hafif bir terim kullanayım, çoğu “Liberaller” gibi!

Bana sorarsanız Türkiye’nin bugünkü durumunda, kafa karışıklığının birinci derecedeki “failleri” onlar!

Yazar Metin Akpınar bu durumu ne güzel özetlemiş. Der ki: “Bu liberaller Ergenekon çok önemli bir dava, hatta asrın davası, böyle davalarda olur böyle şeyler. Suçsuz olanlar eninde sonunda beraat eder, özgürlüklerine kavuşurlar... Bu yazarlarımızın ağızlarından hiç düşürmedikleri bir kelime vardır: Empati. PKK için, türbanlılar için, milli görüşçüler için, Ermeniler için, Kıbrıslı Rumlar için herkesin duygudaşlık yapmalarını beklerler. Ama onların da Silivri’de yargılananlar için duygudaşlık yapması gerekmiyor mu?”

Lenin “Liberaller” için “Benim tek işime yarayan budalalar” demişti. Bizim liboşlar, yalakalar da “Şeytanın işine yarayan budalalar”! ***
 

ÖZÜR- Yazılarıma bir süre ara v ermek zorundayım… Okuyucularımdan özür dilerim. Sizin kaybınız olmayacak, ama, şu sırada yazamamak, bana ağır gelecek!

Yayın Tarihi : 20 Ocak 2010 Çarşamba 11:27:05


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Gönül Aydemir IP: 88.235.225.xxx Tarih : 21.01.2010 05:42:30

Yazılarınızı sabırsızlıkla bekleyeceğiz.Saygılar.