31
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

Keskin Sirke Kabına Zarar!


Başbakan Erdoğan, partisinin grup toplantısında hem CHP’ye hem de medyaya karşı, çok “sert” -konuştu;

Bir iki yıl önce, kendisine “pervasız kabadayı” dediğim için, beni mahkemeye vermişti. Şimdi güçlendikçe kabadayı, pervasızlığı artıyor ve öfkesine hakim olamıyor! Böyle, bu üslupla konuşması “keskin sirke” gibi kabına zarar verecek… Kendi sonunu getirecektir!

Muhalefete çatması mazur görülebilir – Fakat medyaya, hatta kendisine, şimdiye kadar destek vermiş olan yazarları bu üslupla, karşısına alması, “fali hayır değil…”Medya fena çarpar!”…Yakın tarihimizde, örnekleri var… Nerdeyse, Demokrat Partinin 27 Mayıs öncesinde yaptığı gibi gazeteleri susturmak için “Tahkikat Encümeni” kuracak.

Şunu da söyleyeyim; bir süre önce, Hükümet, Kanal Türk hakkında “mali soruşturma" açınca diğer medya, bu baskıya pek aldırış etmemişti.

Erdoğan’ın grup konuşmasında ileri sürdüğü iddiaları tartışmaya gerek görmüyorum… Bazı bakan ve milletvekillerini ağlatan, Arınç’ın bile gözlerini yaşartan bu konuşma, İmam Hatipli demagojisi! Erdoğan, "Öfke hitabet sanatıdır” diyor. Ancak,”Öfke”, İmam Hatip – “vaaz sanatı”, tiyatroda, “rol sanatı” – hatta "politikacı sanatı” olabilir ama hele böylesi, bir devlet adamına, bir Başbakana akışmaz.”Baldan tatlı” olsa da, sonunda “keskin sirke” gibi “kabına” zarar verir!

Gerçek “Demokrasi” ve siyaset, “ Mümkün olanı yapmak san’adır… Başbakan “Çoğunluğun Zorbalığı “ sözüne içerlemiş. Ama “öfkesi” “Çoğunluğun zorbalığı sanatı"! …Erdoğan’ın yaptığı gibi, ezici çoğunluğa dayanacak –bütün güçleri, tek elinizde toplayacak, medyayı yargıyı, rektörleri, sivil toplum kuruluşlarını, hiçe sayacaksınız, onlara öfkeleneceksiniz”… Bu, “çoğunluğun zorbalığı" değildir de, nedir?

Erdoğan “ Hanginizin yaşam biçimi değişti?” diye soruyor! Sayın Başbakan ;” Çok şey değişti ve değişmekte… Bütün İstanbul, Fatih’teki Çarşamba’ya dönüşmekte! Ve Anayasa değişikliğinden sonra daha fazla dönecek…

Dinci gazetelerde yayınlanan “Atatürk’e ve devrimlerine “karşı devrim Manifestosu” da, yazılı belgesi! …Mesele, sadece, “türbanlı kızlarımıza, Üniversitelerde eğitim özgürlüğü değil: Bütün kamu alanlarında ve hizmetlerinde “türbanın serbest” olması! Bundan da öte, ülkede adeta kardeş kardeşle hatta karı kocayı ayıran nifak tohumları: Bunları siz ektiniz, ekiyorsunuz. Sayın Başbakan.. “ciğerimden konuşuyorum” diyorsunuz, ama –bu gelişmeler, bizlerin, Atatürkçülerin “ciğerlerimizi” yakıyor! Yanıyor; "laik - aydınlık TC'ni ,"karanlıklar" boğacak diye! …Bizler –muhalefet “sipariş üzere” konuşmuyoruz; ama sizlere bu “siparişi” kim verdi, bu “kârları” kim teklif etti?

Başbakan :”Siz demokrasiyi yanlış öğrenmişsiniz.”diyor. Haklı. Biz Onun gibi “Demokrasiyi” istenilen yere gelindiğinde inilecek bir araç olarak “öğrenmedik"! “Dikkat etmezsek, o “tramvay”, Türkiye’yi, sizin 2.Cumhuriyetinize götürecek! Asıl hedef de bu!


BEYAZ ÇARŞAF –KARA ÇARŞAF

Başbakan “Baykal’ı, idam sehpasının yolunu göstermekle suçluyor… Ve “ biz o beyaz çarşaflılarla beraber yola çıktık. Bedel ödemeye hazırız.” Buyurmuş’ …” Beyaz çarşaftan”, maazallah “kefenleri” mi, yoksa Haç’ta “ şeytanları taşlayanların” giydikleri, beyaz “ihramları” mı, yoksa muhtemelen, “Beyaz” görünüp, aslında “kara” olan çarşafları mı, murada ediyor; belli değil!


SÜTÇÜ İMAM

Burada, şu bağlamda, geçmişteki olayları, zamanından ve zemininden, çıkarıp, kullanmak olayına değinmeliyim: ; Kahramanmaraş'ın kurtuluşunun 88. yıldönümüydü.1920’de Maraş’ta Sütçü İmam bir Türk Kadınının çarşafını çekmek isteyen, Fransız askerini vurmuştu… İşte bu yıldönümünde, İmam Hatip Okulu öğrencileri, Cumhurbaşkanı Gül’ün hararetle alkışladığı bir u “canlandırma" yapmışlar… Maraşlı Rıdvan Hoca, "Ey ahali, cuma namazı hür insanlara farzdır… Fransız bayrağı dalgalandıkça hür sayılmayız. Önce bayrağımızı dikelim, sonra namazı eda edelim" diye haykırmış ve Fransız askerleri rolündeki imam hatip öğrencileri "Kahramanmaraş Ermenistan olacak" diye bağırmışlar. Olay gerçek bir menkıbe; ancak şu sırada, anlamı ve mesajı muhakkak başka! Acaba, Sayın Gül bu gösteriyi, neden içtenlikle alkışladı? ! Ve “o Fransızlar, bugünün AB ve iktidarın boyun eğmekte olduğu dayatmalar sonucu, sadece Maraş -Antep Ermeni "Kilikya Cumhuriyeti" değil, bütün Doğu da Kürdistan olacak!


DİPLOMATİK NEZAKET

Erdoğan’ın Hedefi Medya! MİLLİYET Başyazarı hatırlatıyor: “Erdoğan seçimlerden sonra ”Lütfen müsterih olun. Farklı tercihleri demokratik hayatın zenginliği olarak görüyoruz" diye konuşmuştu”…Ve soruyor; şimdi “Demokratik nezaket nerede,,, Başbakan Erdoğan’a ne oldu?”

“Ne oldu?”değil “Ne olacak”: Öfkesine hakım olamazsa, tarihte hep görüldüğü gibi, kendi sonunu, kendisi getirecek; onu, "%50" bile kurtaramayacak! Gene yakın tarihimizde, ben bizzat gördüm, O muazzam kalabalıklar o “konserve edilmiş “ alkışlar sıkıyı görünce sus pus oldular!

Ne var ki milletin bu kadar bölmesinin derin izleri kalacak… O’nun ve iktidarının, geride bırakacaklarını, temizlemek için bir “Herkül” gerekecek!***

Yayın Tarihi : 14 Şubat 2008 Perşembe 13:19:43


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?