20
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

Kıbrıs Bizim Canımız; Feda Olsun AB’ne…


KKTC –Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, 25 yıl önce bugün, 15 Kasım' 1983 de, çok kan ter gözyaşı döküldükten sonra, Türk Ordusunun, 20 Temmuz 1974’de Rumların “ENOSİS” macerasını bitirmesinden sonra, ilan edildi! Unutmak, maalesef milli zaafımız! Kıbrıs’ta 1945’den sonra İngiltere müstemlekelerini tasfiye ederken Kıbrıs'tan da çekiliyordu... Bu sırada, Türkiye’nin, o zamanki Dışişleri Bakanı, Profesör Fuat Köprülü inanılamaz bir gafletle, “Kıbrıs diye bir sorunumuz yok” demişti, ama Rumların Yunanlıların emelleri vardı.

Başpiskopos Makarios’un himayesinde, Yunan subayı Grivas’ın yaptıklarını, banyo küvetinde öldürülen bebeklerin fotoğraflarını, mücadelenin ilk öncüleri, Dana Efendi ve Fazıl Küçük’ü unuttuk! Sonra da “Makarıos Cumhuriyeti aldatmacasını” da unuttuk… Kanları pahasına savaşan TMT mücahitlerini ve onlara komutanlık yapan “adsız” kahraman subaylarımızı kim hatırlar! Büyük Lideri Rauf Denktaş, şükürler olsun ki yaşıyor! Ama onun makamında İşbirlikçi Mehmet Ali (Kemal) Talat Oturuyor ve bırakırsak KKTC’yi bitirmek üzere… Ve maalesef Annan Planı fiyaskosunun mimarı AKP de buna yardım ediyor! Acı olan Kıbrıs halkının bir kısmı da teslimiyetçi; AKP de, onlar da AB hayali uğruna!

TESLİMİYET KOMPLOSU

Şimdi, teslimiyetçilerin KKTC’ye kurmak istedikleri tuzak ortaya çıktı! KKTC’nin kurucusu, 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Ümraniye (Ergenekon) davası ile Kıbrıs arasında kurulmak istenen bağlantıya dikkat çekti. BRT Televizyonundaki bir programda, “Bana kadar parmağını uzatanlar oldu. Bunlar safsata. Kıbrıs’ta fedakârlık yapılacaksa, halkın kabul etmeyeceği şeyler yapılacaksa, direneni suçlayarak zayıflatmak bir siyasettir…”Oyunun” amacı, “Masadan kalkılmayacak ama baskı bize gelecek. Kıbrıs teslimiyete gidiyor. Türk askeri başı eğik, bayrağını toparlayıp, şehitlerin kemiklerini torbaya koyup Anadolu’ya dönecek, böyle gidersek... Türk milleti buna layık mı, olacak iş mi bu?”

TAHA AKYOL “FİLAN”!

Taha Akyol’u “milliyetçi" olarak tanımıştım! MHP Organı “Hergün” Gazetesinin Genel Yayın Müdürü ve Başyazarı idi! O zaman yazdığı ateşli yazılar bulunsa da, okunsa!.. 12 Eylül’de bu sıfatla hapis yattı. Sonra ne olduysa oldu, herhalde para ağır bastı bu zat 180 derece döndü, “takkeli bir liboş” oluverdi. İnsanlar düşünceleri yönünde, yer değiştirler ama “para karşılığı” böyle döneklik başka bir maharet ve karakter ister! Zamana ve zemine göre renk değiştirene ne denir? Bu, hep bilgiçlik taslar, boyuna Mustafa Kemal’le uğraşır; tarihin çöplüklerinde dolaşarak, “Hangi Atatürk” diye sorar. Yani Mustafa Kemal'in mevsime göre, değişen - yani kendisi gibi bir adam olduğunu kanıtlamaya çalışır! O’nu yıpratmaktır gizli amacı!

Son olarak “Atatürk’ü okumak” başlığı altında iki yazı yazmış. Bu yazısında da; ( Atatürk’ü-tabii, kendisine göre- doğru okumakla) bu şekilde “araştırmalarıyla, Atatürk'ün değişik dönemlerdeki politikaları ve görüşleri kavranabilir” diyor. Her yazısında yaptığı gibi O’nun “NUTUK”unu referans tanımıyor!

Bu yazılarda söyledikleri ayrı bir konu! Fakat Akyol, lütfetmiş, “Atatürkü okurken” “hatta Kılıç Ali falan gibi ikinci sınıf adamların anılarını da incelemek gerekir” demiş! Evet, bilhassa Akyol, babamın anılarını dikkatle okumalı; o anılarda; ibret alınacak çok şey var. Ve de Babamın ne tür bir adam ve Atatürk sevdalısı, gönüllüsü olduğunun kanıtları da var! Taha orda sözü geçen “gafiller ve hainler” arasında kendisini de bulabilir!

Atatürk'ü ve Babamı, bu gafil ve hainlere karşı savunmak boynumun borcu. Kılıç Ali, Mustafa Kemal’in yanındaki “falan gibi ikinci sınıf adamlardan” değildi! Akyol “Filan” gibiler, onun, onların ayaklarına su dökemezler! Hem, Kılıç Ali'ler, Balkan Harbinde savaşır, Çanakkale’de, yaralanırlarken, Kurtuluş Savaşında, iç ve dış “filanlarla” mücadele ederken; şimdi Atatürk'e ve ona, laf atanların babaları, dedeleri, acaba nerdeydiler? Özellikle Taha Akyol’un?

Daha önce sormuştum gene soruyorum: Boğazlıyan Kaymakamı “şehit” Kemal beyin, Nemrut Mustafa Paşa Harp Divanında idam edilmesine, tanıklık ederek, sebep olan Yozgat Müftüsü, Taha Akyol’un dedesi mi? Tabii, akrabalık suç değil, ama malum; “Soydur” çeker.***

Yayın Tarihi : 15 Kasım 2008 Cumartesi 10:17:19


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Ayhan Yıldızhan IP: 88.252.164.xxx Tarih : 18.11.2008 00:15:52

toprakhan korubeye hitaben: AB, ABD, IMF'nin tahakkümü altında olan ülkemizin bugünkü küresel krizin karşısında felaket içinde olduğunun farkında değil misin?. Sunduğun görüşlerin bende iki hususu uyandırdı; 1)Psikolojik uydurma bir raporunla askerliğini yapmadın ve bundan kırdın.. (kim bilir, o da neyse !)ve bu şerefli hizmetten yoksun kalan aciz bir insan oldun 2)Her halde sana "sayısal lotodan" ikramiye çıktı da böyle rahat konuşuyorsun... Rumuzun hiç de "ortaya koyduğun" mevhumla bağdaşmıyor.. Sana son sözüm: Kurtuluş Savaşı sırasında cepheden kaçanları kurşuna dizdiler, bundan sonra da öyle olacaktır.