18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Kılıç Artığı…

Peşinen söyleyeyim, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’la hiç bir akrabalığım, hısımlığım ve alakam yoktur! Olsaydı, son sözlerinden sonra, “Anayasanın değiştirilemez, değiştirilmesi teklif bile edilemez üç maddesinin değiştirileceğini” söylemesi üzerine akrabalıktan, hısımlıktan, ret ederdim! Bu sözlerini tevil etmiş olsa bile; düşünülmesi dahi abes. Özellikle bir Anayasa Mahkemesi Başkanı tarafından!

Haşim Bey en yüksek yargı organının başı ama hukukçu değil. Politikacı değil, rejim ve ilkelerinin muhafızı; TC Devletini değiştirmek teşebbüsleri ve tartışmalar hususunda son karar mercii olan Yüce Mahkemenin Başkanı. Bir gün, hatta gidişata bakılırsa çok yakında yeni Anayasa kotarılırken, maddelerin kaldırılması, iktidar tarafından “teklif edilirse”, buna karşı çıkması gereken, Anayasa Mahkemesi’nin Başkanı! İşte Kılıç, bu makamında “ihsası reyde” bulunuyor ve o maddelerin değiştirilip, devletin de şeklini değiştirmek isteyecek AKP İktidarına açıkça, “caizdir” fetvasını veriyor!

Bu maddeler değiştirilir, sulandırılır hatta kaldırılırsa ve aynı zihniyetle Anayasadaki “Türklük” kavramı da Erdoğan’ın söylediği Kürtçülerin istedikleri gibi, “Anayasal Vatandaşlık” ve “Türkiyelilik” diye sanallaştırılınca ne “Türklük”, ne de Atatürk’ün kurduğu ve sonsuza kadar yaşayacağına inandığı ve bize emanet ettiği, “Cumhuriyet kalır!” Zaten, o “emanetten” de ortada ne kaldı ki? Etnoğrafya Müzesine dönüşecek Anıtkabir’e gömülmesine, Atatürk’ün hitabelerinin, Hitit yazıları gibi sadece duvarlarda kalmasına az kaldı!...

Haşim Kılıç’ın, bu çıkışı, kişisel değil; AKP İktidarının, yanaşma yazar ve sözde aydınları - 2.Cumhuriyetçiler ve Padişahlık- “Ilımlı İslam Cumhuriyeti”, yanlıları aynı şeyleri öteden beri yazıyor ve söylüyorlar!

Haşim Kılıç’ın sözlerine karşı her yönden tepkiler varken İktidardan ve yanaşmalarından hiç tepki hatta yorum gelmemesine “mim” koyun!

DEĞİŞİM RÜZGARLARI

Bir Süredir bazı yazarlar artan dozlarda, “değişim rüzgârları” estiriyorlar. “Statükoya”,kurulu düzene ve tabii TC Devletine ve de Atatürkçülüğe karşı!

Bu “değişim” nasıl olacak. Malumlardan 2. Cumhuriyetçi Ahmet Altan yazmış: “Türkiye değişmeye mecburdur. Çünkü Avrupa Birliği’ne üyeliğe hazırlanan bir Türkiye, değişmeli” AB öyle istediği için! Ve ekliyor: “1923’te şekillenmiş bir devlet anlayışı ve toplumsal yapıyla Türkiye’nin yola devam etmesinin imkânı yok.” Sonra, ona göre neler olacak? “Yeni bir devlet ve yeni bir toplumsal anlaşma” olacak. Kürtler anadilde eğitim yapacak. Ordu kışlasına dönecek ve Türkiye 1923’ten 2010’a gelecek. Bunların gerçekleşmesini kimse önleyemeyecek ve Altan’a göre önlemeye çalışan Milliyetçiler, “Kemalistler”, cümle vatanseverler tasfiye edilecek! Tabii Hasan Cemal de dibek dövenin “hınk” deyicisi. Der ki: “Sifon çekiliyor!” Yani TC “pislik”, sifonu çekip atacaklar! Cemal Paşa’nın torunu, “Böyle bir değişim sürecinden tüm kurumlar nasibini alacak. Siyaset de alacak, ordu da alacak, yargı da alacak, emniyet de alacak.” “Değişimi” istemeyenler, TC ile birlikte, şöyle veya böyle, tasfiye edilecek. “Tasfiye Harekâtı” Ergenekon kapsamında başladı bile! Ellerinden gelse bizleri duvar dibinde kurşuna dizecekler!

Bu “değişmek” operasyon, şu sıra, Orta Doğu'daki, Kürt sorunundaki, başka gelişmeler AB ve ABD’nin planlarına- “Kürt Eylem planına” denk düşüyor!

Ahmet “Yüz dereceye gelmiş bir suyun kaynamasını önleyebilir misiniz” diye sormuş… Asıl, bizim "kaynama derecemiz" ne? Sadece TC değil Türklük gene ateşle imtihan ediliyor ve Türkler kaç derecede kaynayacak, çıldıracaklar? Turgut Özakman kitabının 2. cildini yazacak mı?

YA KILIÇDAROĞLU?

“Tasfiyeciler”in de, CHP’nin yeni Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkındaki “mülahazat haneleri” anlaşılan açık. Kısacası, “Statükocu” Baykal’ın yerine gelen Kemal Bey CHP’yi de, onların istediği yolda değiştirecek!

İKİ NOT:

1- Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Meclis’i açış konuşmasında “tutukluluğun fiili bir mahkûmiyete dönüşmemesi gerektiği” uyarısında bulunması, yaklaşık üç yıldır sanıkları tutuklu tutan Ergenekon davasının hâkim ve savcılarına mesajdı. Acaba bu mesajı anladılar ve gereğini yapacaklar mı? Yapmazlarsa Cumhurbaşkanı ne yapacak?
 
2- Sümela ve Akdamar ayinleri Ermenileri memnun etti. Ya Azerbaycanlı kardeşlerimiz? Ermeniler işgal ettikleri Azeri topraklarında toplu namaz kılınmasına müsaade ederler mi? Akdamar’daki kilisenin üzerine “haç” dikilmiş, yani budalalığın üzerine “tüy” dikilmiş!***

Yayın Tarihi : 4 Ekim 2010 Pazartesi 00:25:11


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?