İtalyan tiyatro yazarı Luigi Pirandello’nun bir piyesi vardı: “Altı Kişi Yazarlarını Arıyor”... Ne garip ve acıdır ki, geldiğimiz noktada “kimliğimizi” arıyoruz! Kim kaybetmiş ki kim bulacak? Bunu asırlardır bütün dünya bilmiş. Türklerin bulunduğu coğrafyaya “Turcia-Turquie -Turkey” demişler, “Türk” ten korkmuşlar. Şimdi de biliyor ve “ya birleşirlerse” diye hâlâ korkuyorlar... Ama biz bugün bir “kimlik kişilik bunalımı” -kafa karışıklığı yaşıyoruz. Kendi gücümüzden, kendi “ayak seslerimizden” korkar haldeyiz!
Otuz ikinci Gece
Önceki gece 32.Gün programında bu konudaki tartışmada söylenenler, bu “kimlik bunalımının” bir kesiti idi. Zaten bu bunalımın “resmi” işaretini, TC Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan “alt kimlik-üst kimlik” safsataları ve Türk kimliğine “alt kimliklerden biri” demekle vermişti!
Eğer önceki akşam konuşanlar, Türklerin “zorla Müslüman edildiklerinden”, Türk, milliyetçi olmanın şartı olmadığına kadar ve genellikle Milliyetçilik konusunda öylesine -müsaadeleriyle- abuk sabuk şeyler söylediler ki, ağzım açık kaldı... Programı yöneten Mehmet Ali Birand, Rıdvan Akar, bu laf kargaşasını derleyip, toplayamadılar... Siz, programı izleyen binlerce insanımızın kafalarının da nasıl karıştırıldığını varın hesap edin!
Asıl önemli olan bunca yıl sonra şu sırada kişiliğimizin, kimliğimizin, neden hâlâ tartışma konusu yapıldığı! Bizi bu gülünç duruma kimler getirdi? Tabii önce TCK’nin 301. maddesinin kaldırılmasını her nedense ısrarla dayatan AB! Kafa karışıklığı, “kimlik bunalımı” yaratarak o “maddenin” topyekûn kaldırılmasının yolunu açmak istiyorlar! Kimse sormuyor; bu ısrarlarının asıl sebebi ne diye? Bizim mavi gözlerimiz ve özgürlükler adına olmadığı muhakkak.
Rıdvan Akar devamlı sordu; “Irkçı mısınız?” Eğer orada bulunsaydım ben şöyle derdim: “Ben etnik milliyetçiyim.” Karşımızdaki “etnik milliyetçilere” karşı! ve “Atatürk milliyetçisiyim” ama ırkçı değilim. “Türk milleti ”, “Türklük” “- Türk toplulukları”, hüdainabit değiller... Çinliler, Avrupalılar, yabancılar onların “Türk ırkı” kökenini kabul etmiş ve öyle adlandırmışlar! Bu kökenimizi inkâr etmek, kendimizi inkâr etmek demek milletçe.“Nesebi gayrı sahih” yani “p****” olmak demektir... Bugünkü Türk milleti anlayışı Atatürk’ün dehasında ve “Ne mutlu Türküm diyene” sözlerinde kendisini buldu; kan, kökleri mezhepleri, ne olursa olsun, bu topraklarında yaşayan ve yaşamış olanlara ve kendilerine Türk diyenlere “Türk” adının “ıtlak” edilmesinde! Bu Türklük, “Türk milliyetçiliği” konusundaki bütün kısır tartışmalara son vermesi gereken bir geniş görüşlülük eseridir, gerisi “laf-ı güzaf” !
Türk-Müslüman
Türklerin çoğunun Müslüman olmalarına gelince: zorla veya gönül rızasıyla, Türk-Müslüman sentezi tarihi bir gerçek. Ama bir gerçek daha var: Şaman - Türkler ve sonradan şu veya bu şekilde Hıristiyan edilmiş, mesela Hazar Gagavuz Türkleri hatta Musevi olmuş Karayim Türkleri de var. Bunlar derogasyonlar da değil, bizim pratik, güncel siyasette hep ihmal ettiğimiz, fakat kullanmamız gereken unsurlar. Kendi kendimizi “Turancılık- Irkçılık” olur diye dar alanlarda tecrit etmeyelim!. Bir doğru daha var: Osmanlı döneminde, Selçuklular döneminde Türklüğümüzü, hatta büyük ölçüde dilimizi unutmuşuz, Arap- Acem kültür hâkimiyeti altına girmişiz...
Tanzimat’tan sonra da Avrupa züppeliğine! Bizi ancak 19. yüzyılda egemenliğimiz altında yaşayan unsurların bağımsızlık ve “etnik milliyetçilikleri” uyandırdı! Gerçek kimliğimizi, köklerimizi aramaya başladık ve büyük ölçüde de bulduk. Ne acıdır ki, bugün gene Ergenekon’a sıkıştırılmak üzereyiz...
Yazımı eski Başbakanlardan merhum Şükrü Saraçoğlu’nun 1942’deki sözleriyle bitireyim: “Biz Türk’üz, Türkçüyüz ve daima Türkçü kalacağız. Bizim için Türkçülük bir kan meselesi olduğu kadar ve lâakal o kadar bir vicdan ve kültür meselesidir”.
Dilimizde "kötü söz sahibine aittir!.." diye güzel bir özdeyiş vardır. Kimse fikirlerini yazarken, başka birilerini nasıl göklere çıkartır hem onu hem de yandaşlarını mutlu edebilirim gayretinde değildir. Bu nedenle yazıları veya yorumları beğenmeyenler efendice düşüncelerini yazabilirler. Bu nedenle 85.110.62.xxx IP adresini üzerinden gönderdiği yorumda sinkaflı sözler kullanma gayretindeki "HAKEM" kod adlı yorumcumuzun sözlerini kendisine iade eder, özgür bir fikir platformunu kirletmeye çalışmamasını öneririm. Halkımız, AKP'nin yıllardır talimatından çıkmadığı AB ülkelerine Yüksek Yargıyı eleştirmek üzere sipariş ettiği bildirilerin bile onun istediği formatta hazırlanmadığına yeni şahit olmuştur. Malesef, Cumhuriyet tarihimizde yeni bir istiklal harbi yaşıyoruz. Ülke toprakları satılıyor. Milli olan herşey satılıyor. Bazı satışlar, otel odalarında özel toplantılarla Ofer ve onun gibilere inanılmayacak rakamlara gerçekleşiyor. Kimliksizleştirilmeye çalışıllan TÜRK milleti, Vatan olan herşeyinden mahrum kalmaya zorlanıyor.Topraklarımız vatandır,bankalarımız vatandır,yeraltı zenginlikerimiz vatandır,kıbrıs vatandır.Bunları peşpeşe satanlar kendilerini gerçek vatansever olarak mı görüyorlar?
Bırak kimliği bırak bu sahte vatan millet ayaklarını,sahte vatanseverlere,siz kimliği bırakında önce kişilik peşine düşün. sevgili dostun hüseyin üzmez in düştüğü duruma bak.Bu utançla hala sıklımadan çıkıp insanlara ders vermeye kalkıyorsunuz.İşte senin savunduğun idolojinin neferi üzmez bir gün bu kadar rezil olacağınız doğrusu aklımdan geçmezdi.Sana övgü yağdıranlarda senin gibilerdir""elsalud"" mu yoksa ""el ib.."" bunlardan sadece birisi
""el salud"" kimseye hakaret etmek hadim değildir,ama bazılarına çanak tutarak diğer tarafıda zan altında bırakmak veya aba altında sopa göstermek olurmu?Senin bu savunduğun zat yıllardır ırkçılık,şoven milliyetçileri savunuyor her defasında bir tarafa yaslanarak,diğer tarafı kötüleyerek aklınca toplumamu aydınlatığını zan ediyor,oysa unutulmasın ki herkes bu zatı beğenmek ve değer vermek zorunda değil sevgili dost diye andıkları genelde eski militan ülkücüler yada milli çete şefleri yada hüseyin üzmez gibi katil ve sapık kişiler veyahut ismail özel gibi bir dönem sosyalist devrimci şimdi ise güya islamcı türkçü ismet özel halen kişilik sorunu yaşayıyor 70 yaşına geldi daha hala ne olduğu ve neyi savunduğu bilinmiyor çünkü adamın tutarlı bir yanı yok düzen adamı ,işte altemur bey hala böyle insanların arkadaşı ve onların dostudur, bizde bununla ilgili olarak değerli bir atasözü vardır herkes çok iyi biliyor,ee hal böyle iken bu zat nasıl kıymete biner nasıl övülür yazılarını okuyan kişiler birer militan olup ortaya çıkıyor.Bundan ne feyz alıyorsunuz anlayamıyorum doğrusu .Umarım editör taraflı davranmaz ve bu yorumumu yayınlar
Sayın Kılıç, yakın dönemimizde sistematik şekilde en önemli değeri olan Türklüğü unutturulmaya çalışılan toplumumuzu ve bu uğurda AB ülkeleri ile kol kola çalışan siyasilerimizi, bilge adamlarımızı çok iyi özetlemişsiniz. Bugün içinde bulunduğumuz açmazda, bırakınız TCK. 301. maddesinin içerik ve yaptırımlarını, 100 yıl önce ülkemiz ne hale getirildi ve kimlere karşı savaşılarak özgürlüğümüzü kazandığımızı bilmeyen gençlerimizin sayısı hiç de az değil. Burada önce genç nesillerine tarihini öğretemeyen devletimiz uyutulmuştur. 50 yıl önce ilkokul öğrencilerine beslenme dersi adı altında ABD hibesi olan miadı dolmuş yağ ve peynirlerin yedirilmesi ile başlatılan, yabancı hayranlığı teşviki sonrasında bugün 301. maddeye kadar gelinmiştir. O günlerde zamanımıza göre, bir bolluk ve bereket ülkesi olan Türkiye'de pis kokan bir parça ABD peyniri için sınıfta kavga eden arkadaşlarımı hatırladıkça üzülürüm.