Kırılgan Faylar

Her an depremlere sebep olabilecek , kırılgan fay hatları, sadece ülkemiz jeolojisinin kaçınılmaz gerçekleri değil ; iç ve dış siyasetin ve toplumuzun altında da , kırılırlarsa , her an, ülkeyi alt üst edebilecek faylar var! Bunun için de - çok acıdır- demek Laik ,Üniter TC milli devleti maalesef yerine oturmamış ki, alttan alta-içerden ve dışardan yıkılması tehlikesi var. .

Bazılarına göre, Cumhuriyet’in böyle kırılgan olmasının sorumlusu “dayatmacı, jakoben Kemalizm” . yanı Atatürkçülük, Atatürk’ün ilkeleri. Cumhuriyeti ,şimdi Duverger’nin dediği gibi, “demokrasinin” – veya popülizmin tehdidi altında..

SABAH gazetesinde Ahmet Hakan Coşkun, meseleyi ortaya koymuş; AKP Hükümetinin ,başından beri, karşılaştığı krizler içinde “hep ideoloji vardı..tartışmalar, hep İmam Hatip Okulları- Türban ağırlıklı , ideolojik olmuştur” diyor ve ilave ediyor; “(bu durum) , aslında , .Hükümetle dindar kesim arasında öyle mükemmel ve sihirli ve kuvvetli bir bağ oluşturmuştur...Hükümetin en büyük avantajı budur...hükümetin karşıtları da, bu bağı perçinleyerek AKP hükümetinin ekmeğine yağ sürmektedirler ...din üzerinden yapılan muhalefet sürdükçe bu hükümeti yıkmak mümkün olamayacaktır!” ...

Bunun güncel çevirisi veya meydan okuması da şu; “ hızlı tren kazası gibi önemsiz konular yüzünden bu iktidar yıkamazsınız! “

Ama Ahmet Hakan’ın da dikkatini çeken bir çelişki var; Başbakan,tren kazası konusunda eleştiri yapanlara,“İdeolojik yaklaşımları bir tarafa bırakın” diyor. Aslında ,AKP ‘ye ve iktidarına karşıtlık “ideolojikse” de , “hızlandırılmış tren” kazası konusundaki eleştiriler ideolojik değil; gerçek, vahim hatalar, haklı ve somut olarak eleştirilmekte.. Ama bu sefer Erdoğan ,olayı ideolojik platforma çekerek,dindar, sadık tabalarından , “ideolojik” yardım ve dayanışma bekliyor. Ahmet Hakan haklı; AKP’nin en büyük dayanağı ve avantajı da bu; desteği alır da! Ancak nereye kadar?
AKP’NİN İDEOLOJİSİ

AKP’nin bu “ideolojisi” ;Türbanı bayrak ve simge, İmam Hatip Okullarını mümbit zemini yapan taassubun, laik Cumhuriyete ve bilime meydan okumasıdır.! Asıl tehlike de, toplumun kesimlerini,  altından üstünden bölen fay hattının kırılması olacaktır.

Gerçek dünyada, bugünün Türkiye’sinde, Erdoğan’ın, kendisini ve iktidarını, bu “ideolojik” desteğin ve demokrasi tramvayının kurtaracağını beklemesi gaflet olur..

Ve ,şu sırada Türkiye üzerinde çeşitli oyunlar oynanırken iktidarın , ,ideolojik olarak,sadık dindar kesime güvenmekle beraber – sırtını AB’ne dayamış ve kendi maçlarını Avrupalıların amaçlarıyla “tevhit” etmiştir. Bu da ,sonunda , kendisi için ölümcül olabilir.

TECRÜBELERİM

Kendi tecrübelerime dayanarak, şunu söylemeliyim; AB’ye yönelip, Avrupalılara uçak,nükleer santral vs. rüşvetleri verirken, Amerika’yı , ABD uçak vs şirketlerini bir tarafa itmenin, Suriye’ye İran’a yaklaşıp , İsrail’e karşı tavır almanın ve bazı hassas dengeleri bozmanın, da ters neticeleri olabilir.

Öyle görülüyor ki , Başbakanın kişiliğindeki kırılgan nokta da kabadayılığı kadar,zaman zaman,kontrol edemediği öfkesidir. Hasımları onu kızdırarak ve yeter derecede sicim vererek siyasi intiharına sebep olabilirler.

Erdoğan son olaylarda kızınca, kendisine , şimdiye kadar en azından hoşgörülü davranmış ve hatta destek vermiş medya mensuplarını kırdı. ...Bilmiyor ki, sonunda önemli olan holding patronları değil muhabirler ve yazarlardır. Onları kaybederseniz, bu da ölümcül olur. .

1960 Darbesinden önce,Menderes gazete patronlarıyla ilişki kurmaya önem veriyor ve yazarları muhabirleri ihmal ediyordu. İktidarın devrilmesinde en fazla bu yazar çizerler ve “kara cüppeliler” etkin oldu. Son darbeyi de kimin vurduğu ,ve sonunda da “ideolojik desteğin” darbeye engel olamadığı da malum!