26
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Kısa Bir Reklam Arası - Devre Arası

Böyle bir, (yüzsüzlük diyemeyeceğim) “vurdum duymazlık” olamaz! Son günlerde olanlar başka bir ülkede olsa hükûmet düşürülürdü. Hem de kendi partisi tarafından! “Açılım” sürecinin nasıl bir bela olduğu anlaşıldı, ülkeyi altüst ediyor! PKK’lılar pişman olmadıklarında ısrar ediyorlar ve dayatmalarına, dışarıdan, içeriden, bayraklı gösterilelerle devam edecekler! Başbakan “kendileri gelmek istediler” diyor; PKK’lılar, “hükûmet davet etti” diyor... Hangisine inanmalı?

Başbakanın “Avrupa’dan dönüşlere ’şimdilik’ ara verdik, erteledik” demesinden sonra, siz seyredin PKK’dan ve yandaşlarından yükselecek vaveylayı! Ancak, anlaşılıyor ki olaylar Başbakanın “açılımının” ne kadar çıkmaz ve tehlikeli bir yol olduğunu ve “Habur ve Diyarbakır’da” olanların “Kürt Bölücülüğü tehlikesinin” ne kadar canlı ve gerçek olduğunu “açılımıyla çözülemeyecek” tarihi ve güncel boyutlu bir sorun olduğunu idrak edilemiyor. Sürecin devam edeceğini ancak orada olanların İstanbul’da olmaması için tedbirler düşünüldüğünü söylüyor! Bu konuda Türkiye’ye dönüşünde karar verecek ama sonunda, Avrupa’dan da “dönüş yapılacak.” Milletin inadına  Erdoğan, “Habur ve Diyarbakır’da yaşananlar, karşılamalar bir güven bunalımı doğurdu” diyor... İşte asıl “bam teli” de bu: “Güven bunalımı” aslında iktidara “güvensizlik” bunalımı! Millet, Başbakana ve AKP iktidarına “güvensizlik” oyu verdi.

Başbakan Yardımcısı Abdülkadir Aksu’nun şu sözlerine bakın: “Yani bu olaylar oldu diye bu ’hayırlı” yoldan dönecek miyiz?” derler. Evet; kısacası: “Evet” bunlar oldu diye yolunuzun ne kadar yanlış ve tehlikeli bir yol olduğu anlaşıldı... Sil baştan yeni bir “deneme” sizi tamamen götürür ama ülkenin buna tahammülü yok! Sadece PKK’nın yandaşlarının, yalakalarınızın sözlerine bakmayın, milletin şehit ailelerinin seslerine, öfkelerine kulak verin...“Miletin sesi ,Tanrın sesi”...

KISA BİR REKLAM ARASI

Ve tam bu sırada, TV sunucularının programdaki bir aksaklık veya katılanların arasında kavga çıkması üzerine verdikleri gibi “Kısa bir reklam” arası, Cengiz Çandar’a göre “maçta devre arası”! Futbol maçlarında da, kaybetnekte olan tarafın imdadına “devre arası” yetişir ve oyuncu da değiştirirler! Sonra oyun devam eder.

TESADÜFE BAKIN

Ne tesadüftür ki, tam bu sırada, gündemin ortasına, “şok” bir haber düşürüldü... ‘AKP ve Fethullah Gülen’i bitirme planı’nın, Orgeneral İlker Başbuğ’un dediği gibi “Kâğıt parçası” olmadığı, Belgenin altındaki Albay Dursun Çiçek’ın imzasının “ıslak” yani gerçek olduğu “şok” haberi “düşürüldü”... Ancak, Genelkurmay’ın dediği gibi bu haberin şu bağlamda medyaya özenle sızdırılması dikkate şayan, “açılım ve sonrası rezaleti” güya unutturulacak!

Bu tezgah herhalde Taraf’tan. Bu varakpare Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’a meydan okuyor. Başbakan da aksiseda yapıyor; ve o da adeta meydan okurcasına “TSK zaten böyle bir gölgeyi, lekeyi kabullenmez” der!

Bu “belge açılımının” sonunu bekleyeceğiz... Ama dikkat edin, askerleri polemiklere çekiyorlar... Herhalde Genelkurmay bu suçlamaların altında kalmayacaktır.

Ben başkası yazmasa da yazmak zorundayım: eğer, hakikaten Genelkurmay’da bazı “olasılıklar ve tedbirler” hesapları yapılmışsa bu, TSK’nin yasal görevi gereğidir… TC’ni “kollamak ve korumakla” görevli olan bu ihtimal hesapları yapmaz koruma yöntemleri düşünmezse, görevini ihmal etmiş olur! Hem son olaylar TC’nin “yakın ve gerçek tehlikeler” karşısında olduğunu gösterirken!

Bu konuda “suçluluk kompleksine” kapılmak yanlış’ …Politika “mümkün olanı yapmak sanatıdır” İktidarda bulunanlar, TC’nin var oluşu pahasına – “devlet adamlığı” yapmıyorlar da, “fırsatçı, vurdum duymazcı” politikacılık yapıyorlarsa, ne yapmalı?***
 

 

Yayın Tarihi : 26 Ekim 2009 Pazartesi 10:54:27


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?