25
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Kokuşmuş Şeyler Var

“Kokuşmuş” çok şeyler var- “Korku İmparatorluğuna” dönüşmüş ülkemizde! Mağdurlar, masumlar- sanık ve mahkum… Asıl Mahkumlar cezaevini – nazı deliler de tımarhaneyi, ele geçirmişler…Hainler kahraman! Bölücü Eşkiyalar Mecliste – onların hakları var ama Türklerin hakları yok! - Avcılar ” av” olmuş- –Borazan, “Av Köpeklerinin”, ellerinde! ”

GÖREMEYEN BAKAN

İçişlerine “bakan” fakat “ne gördüm, ne duydum, ne de konuşurum” tutumundaki Beşir Atalay “Haliç’teki Simonlar” kitabından dolayı Hanefi Avcı’yı suçlamış... “Yaptığı etik değil; Polis teşkilatında kamplaşma var demek yanlış” diyor.

Cam evlerde yaşayanlar, başkalarına taş atmasınlar... Atalay, bu suçlamaları yapacağına kendi “iş alanına”, ön bahçesine baksın! Allah’ın günü, Türk Ordusu’na düşmanca saldıran malum medyanın “mâlum” yazarları, Polis Akademisi’nde, polis okullarında öğretim üyesi. Sayın Bakan eğer fark etmemişse, incelesin... Bu “hocalar”, öğrencilerine, yeni polislere ne ögretirler, ne telkin ederler? TSK’ya, sevgi ve saygıyı mı?... Emniyetle ordu arasında dayanışmayı mı? “Kamplaşmanın” asıl odağı bu kasıtlı eğitim ve hocalarıdır! “Kamplaşma” hangi cemaatin eseri? Hanefi Avcı, bunu açıklıyor... Şimdi Atalay’a düşen, Avcı’yı suçlamak yerine, yazdıklarını suç duyurusu olarak algılamak ve gereğini yapmaktır!

ASLAN GÜNER OLAYI

YAŞ bitti, bitti ama general sürek avı sona ermedi. Şimdi işleri “av” olanların boy hedefi Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Aslan Güner... YAŞ’da feda edildi, önü kesildi. Ama bu yetmedi; paşanın bağrına bastığı taş daha orada dururken, fesat ve tezvirat karargâhı Taraf gazetesinin “iyi koku alan” ve askeri karargâhlardan bavullar dolusu belge çıkarmak “maharetini” gösterdiği için “Yılın Gazetecisi” seçilen Mehmet Baransu’nun yeni başarısı; iddiasına göre Aslan Güner 2007’de Korgeneral rütbesiyle Genelkurmay İstihbarat Başkanı görevinde iken, 2007’de İsrail’den aldırdığı cihazla iki bin kişiyi “yasadışı” (!) olarak dinlemiş, dinletmiş... TSK hemen açıkladı, iddia hakkında soruşturma başlamış... Bu soruşturmanın sonucuna kadar kimsenin kesin hükme varması doğru değil! Ama, bu soruşturma sürerken, İstanbul’daki “özel yetkili” Savcı, bu paşayı da huzuruna ifade vermeye çağırırsa şaşmamalı!

Soruşturma sonunda gerçekler ortaya çıkacak... Orgeneral Güner’in, dinleme cihazlarını, Savunma Sanayii Müsteşarlığı aracılığıyla, İsrail’den, usullerine uygun olarak, terörle mücadele kapsamında getirtmesi, İstihbarat Başkanı olarak göreviydi... Böyle imkân ve aygıtlar varken, bunlardan yararlanmasaydı görevini ihmal etmiş olurdu... Ama paşanın bu cihazların başında oturduğu ve herkesi dinlettiği, en azından yakıştırma... Bu iddiaları ve özenle servis edilen içeriklerini, sitelerine, sayfalarına, köşelerine indirenlerin ortaya atmaları, akıllara zarar!
Orgeneral Hasan Iğsız da, fesat sitelerine karşı psikolojik savaşta simetrik mukabil harekâta girişmişse, görevini yapmıştır, hatta az yapmıştır!

Akılları, vicdanları zorlayan şu; fesat ve tezvirat siteleriyle, güya yasal dinlemelerle orduyu yıpratanlar görevlerini yapan komutanları suçluyorlar! Iğsız Paşa, cezasını aldı; şimdi sıra Güner Paşa’da!

Kahramanların, onurlu komutanların şikârlar olarak, işi “av” olanların önüne, birer birer atılmasının sonu nerelere varacak?

Sıra kime gelecek? Şimdi, sırada İlker Paşa mı var? Bu oyunlara kim dur diyecek ve bu kokuşma ne kadar sürecek?

ASIL ONUR NİŞANI

Erdoğan, emekli Orgeneral İlker Başbuğ’a hak ettiği -Özkök’e bile verdiği- “Devlet Üstün Hizmet Nişanını” vermedi... Kendisini “Devlet sanıyor!” Mühür -şimdilik- onda! Bu “devlet” madalyasını Erdoğan’dan almamak, Başbuğ için büyük onur. Bu vesileyle anlaşılıyor ki Erdoğan, Başbuğ’u hiç sevmemiş. Acaba neden? Herhalde ortaya er geç çıkacak “nedeni” de, paşa için büyük onur!

BARZANİ’NİN POSTALLARI

Referandum sürecinde dilin kemiği, tezviratın endazesi yok. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi, Başbakan Yardımcısı iken Barzani’ye para, silah ve teçhizat vermekle suçluyorlar…

Ben devlet görevinde iken birçok sırlara vakıf oldum ve bunları mezarıma götüreceğim. Fakat bu konuda konuşmaya mecburum. Bir zamanlar Cezayirli mücahitler Fransızlarla mücadele ederken, onlara takalarla silah vesaire gönderildi... Ve 1980’li yıllarda PKK ile mücadelede TC’ye yardım etmeye talip olan Barzani’ye para, silah ve postallar verildi... “Postal yalayıcılar” da bundan galat! O zaman Devlet doğru yaptı. Asıl iki yüzlülük Barzani’lerinki! ***

Yayın Tarihi : 1 Eylül 2010 Çarşamba 10:29:00


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?