20
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

Koryürek - Aslan Yürek


Kırk yıllık can dostumuz, Cüneyt Koryürek, Harbiye’de, iş yerinin önünde; zıpır bir sürücünün kurbanı oldu! O ölecek -böyle ölecek- adam değildi! Dün gece, eşimle birlikte, ölümüne yanarken, meziyetlerini, özelliklerini hatırladık; insan kusursuz olmaz ama Cüneyt’in, başlıca kusuru, bu çağda, fazla dürüst olması. Düşüncelerini, kendi aleyhinde de olsa, dobra, dobra söylemesi idi!

DELTA ajansı reklâm ve halkla ilişkiler ajansı idi. Bir kaç yıl önce büyük bir iş adamına onu ve ajansını tavsiye ettim, görüşmeleri için randevu aldım. Ertesi gün, o patron beni aradı; “Yahu” dedi “Senin bu dostun nasıl adam- işe talip oldu ama ne kadar fena -yanlış yolda olduğumuzu yüzüme karşı, söyledi!” O zat, iş almak için dalkavukluk yapanlara alışmıştı. Cüneyt, tabii işi alamadı. Kendisine “Yahu ne yaptın?” dediğimde : “Ben kendi kendime ve mesleğime ihanet edemem – her şeyden önce, kendime karşı, doğru olmak, mecburiyetindeyim!” dedi. Ve bütün hayatında da öyle kaldı… Benim yazdıklarımı – yanlışlarımı, ertesi gün, telefonla açıkça söylerdi!

Son zamanlarda sağlığı, gözleri iyi değildi ama bir defa bile ne bundan ne mali durumundan ve aile sorunlarından şikâyet ettiğini, duymadık!

Cüneyt, hayatta fazla para kazanmadı ama arkasında özellikle evlatlarına –yakınlarına biz arkadaşlarına- ter temiz bir isim bıraktı.

GERÇEK ARKADAŞ 

Cüneyt her şeyden önce sağlam bir dosttu; karşılığında bir şey istemeden veren bir arkadaştı. Eksik olmasınlar dostlar çok, ama ”arkadaş “başka: “arkadaş” savaşta düşmanla boğuşurken “arkanı” güvenle dayayayanabileceğin, kişi demek! Cüneyt işte böyle bir “arkadaştı.”

Belki ayrıntı ama: gözlerim pekiyi görmediği için ışıktan ve büyük bir büyüteç bulamamaktan, şikâyet etmiştim… Ertesi gün hemen ikisini de gönderdi!

Cüneyt çok taraflı – “çokbilmiş“değil –gerçekten çok şey bilen bir adamdı. Dünya olaylarını gelişmeleri takip eder, ortaya önemli hakikatler çıkarırdı. Ben, bir konuda tıkanınca Onu arar, canlı “ansiklopediye” sorardım. Hemen cevabını bulurdu… Dünya medyasında Türkiye’ye ait yazılanları ve zaman zaman da dokunaklı özdeyişler fıkraları ve slâytları bana aktarırdı… Şimdi ben ne yapacağım. Böyle çok bilen bir canlı lügat – ansiklopedi – Şiar Yalçın var!

VE SON KARTI 

Cüneyt, her yılbaşında, zamana göre anlamlı “özdeyişli” tebrik kartları gönderirdi… Bu yıl gönderdiği tebrik kartıyla, şu notu düşmüş:

Hemen 35 yıl, her yılbaşında dostlarıma Yeni Yıl için kendi felsefemi aktaran mesajlar yollardım. Yaklaşık 300 kişiye yolladığım bu mesajlara cevap veren pek az kişi olurdu. Bu nedenle, son iki yıldır bu kartları yollamaktan vaz geçtim. Ama yine kaşındım ve yeni bir kart hazırlayıp yollayacağıma, tam 21 yıl önce yolladığım kartı, bu sefer sadece yılını değiştirerek ve postayla değil e-mail ile yollamaya karar verdim… Ekteki göreceğiniz kart, dünyaya gelme anlamının mutluluk olduğunu bir türlü anlamayan kişilere hitaben yazılmış bir mesajdır. İnsanoğlu, kendisine verilen yaşam fırsatını bir türlü kullanmasını bilmeyen ve biraz daha yaşlanınca öleceği günü bekleyen zavallı bir varlık haline dönüşmüştür. Bu nedenle, etraf benim “Zomba” diye adlandırdığım bir kalabalıkla doldurulmuş durumda. Hiç olmazsa tanıdıklarımı uyarmak ve hatta uyandırmak amacıyla bu kartı dostlarıma yolluyorum… Belki yaşamlarının geri kalan kısımlarını umut dolu ve mutlu olmak amacıyla biraz dahi olsa çaba gösterirler diye!”

Kartta bir mezar taşı var –taşın üzerine de çarpı çizilmiş. Ve şu sözler : “Zira bazılarımız 30’unda ölür, 70’ine kadar gömülmeyiz… Hayatta kaldığımız müddetçe sevmek, düşünmek görmek için yeni bir fırsat yeni bir yıl daha!”…

Altında da Cüneyt’in o meşhur imzası: 

 

 

 

 

 

Ne acıdır ki Cüneyt için, bu fırsatlar kalmadı. Şimdi yetmişlerinde iken gömülecek. Ama yattığı kadar dostları tarafından sevgiyle hatırlanacak!

Cüneyt birkaç gün önce, e- posta ile slâyda dizisi iletmişti: “Telafi edemeyeceğimiz 4 durum” diye; Taş atıldıktan sonra. Söz ağızdan çıktıktan sonra!.. fırsat kaçtıktan sonra ve zaman geçtikten sonra!

Telafi edemeyeceğimiz beşinci bir şey var: “Cüneyt Öldükten sonra!”…Seni çok özleyeceğiz sevgili Cüneyt!***

Bu yazıyı senin e posta adresine de gönderdim-bilmem eline geçer mi?.. 


NOT
: Bugün aslında Hrant Dink hakkında yazacaktım… Cüneyt gibi adam ın yanında Hrant’ın ne kıymeti var ki?

Yayın Tarihi : 20 Ocak 2008 Pazar 16:13:33


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?