20
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

Küçük Kıyamet–Büyük Kıyamet


Bu yazıyı okuduğunuzda Anayasa Mahkemesi “kapatma davasını” görüşmeye başlayacağı günü belirlemiş olacak! Ankara’yı “ziyaret” eden ABD eski Ankara Büyük Elçisinden almıştık haberi: Nihai karar gün, Ağustos ortasında bir Cuma günü! O günden sonra ne olur? Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Osman Paksüt’ün dediği gibi; Kapatma kararı çıksa da çıkmasa da “kıyamet" kopar! Hangisi “küçük kıyamet”, hangisi “Büyük Kıyamet” olacak? İşte mesele bu!

Herhalde, bugün Ülkemiz ve milletimiz, “kıyametler” arasında sıkışmış durumda; “mahşerin atlıları”, dörtnala, doludizgin! Bu durum, aslında, milletimizin, ülkemizin nasıl bölünmüş olduğunu gösteriyor!

BÜYÜK OYUN

Bu manzaralara bakan yabancılar –düşmanlarımız sevinçle, ellerini ovuşturuyorlar. Türkiye’nin bu durumda olmasının, senaryo yazanları, uygulayıcıları onlar! Oyun eski oyun; “Türkiye’yi çökertmek oyunu”. Şimdi de, “oyun” “AB süreci”, ABD’nin, BOP/Ilımlı İslam ekseninde devam ediyor!

Türkler Batılılar, Avrupalılar için her zaman “büyük tehlike” olmuşlardır ve özellikle 19.Yüzyıldan sonra, bu tehlikeyi bertaraf etmek için türlü “oyunlar” oynanmıştır! Yabancılar, İngilizler, Fransızlar, Türklerin sadece Anadolu’da değil, Orta Asya'da birleşmelerinden… “Turandan” korkmuşlardı. Şimdi de “Avrasya’dan” korkuyorlar. Osmanlının yenilgisinden sonra, 1919 tarihli bir – İngiliz istihbarat raporunda “Türklere şimdi yenik düştüler, ama ya bir gün bütün Türkler, birleşirlerse, “korkusu” ifade ediliyordu! Soğuk Harp döneminde NATO Başkomutanı General Alexander Haig, bu korkuyu başka türlü ifade etmiş; Bir konferansta, bir dinleyicinin, “Sovyet tehlikesine karşı, Avrupa’yı kurtarmak için, Orta Asya'daki milyonlarca Türk’ün neden kullanılmadığını” sorması üzerine Haig “Doğru, ama sonra bizi Türklerden kim kurtaracak” diye cevap vermiş.

Düşmanlarımız hala bizden koruyorlar- ne var ki, Kamran İnan’ın dediği gibi kendi ayak seslerimizden korkuyoruz, kendi gücümüzü bilmiyoruz! “Kıyametler” arasında sıkışmışız -bölünmüşüz!

Bu durumda yabancıların, hasımlarımızın fazla gayret sarf etmelerine ne hacet var! “Meyve” , Olgunlaşınca, avuçlarının içine düşecek… Ve gene şimdi biz, şu sırada, sözde “Ergenekon vs cambazlıklarına bakarken“ ve Türkiye’yi, özellikle Güneydoğuda bir takım hayaller ve umutlarla uyuturken, “malı” -Türkiye Cumhuriyetini- götürecekler… Ve bu sırada Türkiye tarih şuurları olmayan çapsız idarecilerin yönetiminde!

Ergenekon ve Kapatma Davalarına bu büyük açıdan bakmak gerek.

VE KIYAMETLER

“Kıyamet” kopacağı muhakkak da kapatılırsa ne olur kapatılmazsa ne olur? AKP yandaşları, eğer AKP kapatırsa bunun en büyük felaket olacağını iddia ediyorlar: Derler ki: “Kapatma yönünde çıkacak bir karar Türkiye'yi çok ciddi bir sıkıntının içine atar. Demokrasimiz çok ağır bir yara alır ve kapatma kararı demokrasi tarihine maalesef “yargı darbesi” diye kaydedilir. … İthamdan yakasını en az çeyrek yüzyıl daha kurtaramaz… AKP’nin kapatılması siyasi bir kaosun doğmasına neden olacaktır”.Ve bir de tehdit: ”Halk ilk seçimde Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının mağdur edilmesine çok şiddetli Tepki verecektir.”

Ya Anayasa Mahkemesinin 7 yargıcı da, durumu kurtarmak için, kapatma kararı yerine, Parti ve yöneticiler hakkında cezalar kesip Kapatma kararı vermezlerse ne olur?

İşte “Büyük Kıyamet, o zaman kopar: AKP ve Liderleri bu olaydan ders çıkarmazlar aksine büsbütün şımarırlar, TC'nin yerine, başka bir Cumhuriyetlerini kırmak yolunda daha da pervasızca devam ederler! Türkler gene Ergenekon vadisinde sıkışıp kalırlar… O zaman, sarp, demirden dağı delecek “demirci” nerede – Bozkurt ve Asena nerede? Türk milletinin kaderi, bir defa daha hakiki “Ergenekon’da”!..***

Yayın Tarihi : 22 Temmuz 2008 Salı 13:58:34


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
S.A IP: 88.231.94.xxx Tarih : 23.07.2008 19:56:51

Sayın Bahçeli, Sayın Baykal ...sizlere hitap ediyorum !.. "buldozerlerin Anıtkabire yaklaşmasına ramak kalmıştır; bu durumun oluşmasında sizlerin de bulunduğunuz katkılarınızdan dolayı...(gerisini getiremiyorum, zira şu an ağlamaktayım... korkudan değil, Türk ırkı ve Türk milleti adına şerefimle öleceğimin gurur hissiyle ağlamaktayım)


El Salud IP: 88.242.113.xxx Tarih : 23.07.2008 00:36:29

Sayın Kılıç, umarım yazılarınızı okuyanların ve bundan ders çıkaranların sayısı fazladır. ABD,200 yılı biraz geçen tarihlerini yeni nesillerine öğretmeye ve tarihleri ile ilgili değerleri korumaya çalışırken, Türkler 2000 yılı geçen tarihlerine karşı kayıtsız kalan dünyanın en eski uluslarından birisidir. Son dönemde, sistematik olarak tarihimizin daha eksik öğretilme çabaları sonrasında, bugünkü neslimizin ciddi bir çoğunluğu, dünya tarihinde önemli bir yeri olan Çanakkale savaşlarının hangi ilimizde geçtiğini hatırlamakta zorlanmaktadır. Kendi tarih ve ulus şuurunu kaybetmeye başlayan bir halkın da, ülke yönetimine seçtiği kişilerin milli değerlerimizi koruyan, ulusal çıkarlarımızı kollayan yöneticiler olmasını beklemek fazla hayalciliktir. Doğru düzgün Sevr'i, Kurtuluş Svaşımızı, Lozanı bilmeyen gençlerimizin kafaları, bazı seçilmişlerin maksatlı olarak söylediği "Atatürk Devrimleri ile millet travmaya uğratıldı" sözleriyle iyice karışmaktadır. Bu karkaşa içersinde ulusalcılığı asla terketmeyi düşünmeyen örnek eğitmenlerimizin, ana okulu mezuniyet töreninde minicik çoçuklarına 10. yıl marşını söyleterek, Atatürk ve Cumhuriyet bilincini canlı tutma gayretleri de, her türlü takdirin üstündedir.